TÜHA HABER / Emmanuel Macron 3 yıllık cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine has bir yönetim tarzıyla esaslı bir duruş sergileyememiştir. Matruşka metaforunda olduğu gibi kılıktan kılığa bürünüp tekleyen çömez bir lider profilini yansıtmaktadır. Her farklı kılığa bürünüşünde de seçmenin nazarında küçülmüştür; tıpkı Matruşka oyuncağı gibi.
Zafer MEŞE & SETA Berlin Koordinatörü
Matruşka, Rus yapımı bir geleneksel oyuncak türüdür. Ahşaptan yapılan ve çeşitli renk ve şekillerde boyanan figürleri açtıkça içinden bir yenisi çıkar. Her çıkan figür bir öncesinden küçüktür. Ruslara has hediyelik eşya denildiğinde akla ilk gelen şüphesiz bu oyuncaklardır. Hem oymacılık hem de sanat açısından Rusya’nın ruhu olan bu oyuncak bebekler, 3 ilâ 15 parçadan oluşabilir. Nadir de olsa matruşka bebeklerinin Sovyetler Birliği liderlerinin şekline girdiği de görülür. 1990’larda, Sovyet Birliği’nin yıkılmasının ardından bu matruşkalar bir hayli ilgi görmüştür. Genelde matruşka bebeklerinin hep tek sayılardan oluşmasının bir sebebi de vardır. Bu da, Rusların tek sayıların uğuruna inanmalarından ileri gelmektedir.
Geleneksel oyuncakların genelde bir dili, kendine göre bir anlamı vardır. Matruşka oyuncağının sadece Ruslara has anlamının ötesinde belki bir insanın psikolojisi bağlamında farklı benlikleri içeren ve zaman ve mekan şartlarına göre farklı nitelik ve ruh hallerinin dışa yansımasını simgeleyen bir metafor olarak da algılanabilir.
Bazen insanlar hiç beklenmedik zamanda hiç alışılagelmiş hallere bürünür, duruşuna uymayan aykırı hareket ve söylemlerde bulunabilir; örneğin korkak olarak bilinen bir şahsın farklı şartlarda cesaretlenmesi veya makam sahibi bir siyasetçinin birdenbire kendi ideolojik çizgisiyle tezat oluşturan söylemler geliştirip icraata dönüştürmesi gibi oportünist duruşunu dışa vurabilir.
Haliyle çevresindeki insanları şaşırtabilir. Bu gibi durumlarda insanların ruh derinliklerinde bulunanlar birer birer çözülür, ulu orta ifşa olmaktan kurtulamaz.
Son dönemde devlet adamları sınıfında insan psikolojisinin farklı benliklerini Matruşka metaforu anlamında dışa vuran Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron dünya kamuoyunu şaşkına çeviren bir profil çizmektedir.
Hem iç siyasette ve hem de dış politika alanında adeta Macron (Matruşka) figürünün içinden sürekli figürler çıkmaktadır.
Figürler küçüldükçe Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da belirttiği üzere Macron gittikçe “ayakları pislik içinde gömülüyken öten horoza” benzemeye başlamıştır.
2016 Nisan ayı Macron’un siyasi hayatının yeni dönüm noktasıydı. Cumhurbaşkanı Hollande döneminde yürüttüğü bakanlık görevinden istifa ederek değişim ve refah sloganları ile “En Marche!” (Yürüyüş!) – Hareketi’ni başlattı. Macron imajını toplumun zayıf halkalarından teşekkül olan seçmenlerine (genç, ezilmiş, sosyal güvenceden yoksunlar, eğitimli fakat işsiz olanlar, toplumun dışladığı Afrika kökenli insanlar, Müslüman azınlıklar, çevre ve insan hakları hususunda hassas olan burjuvazi vs.) göre dizayn ederek ilkeli, hoşgörülü, liberal, çevreci, özgürlükçü, şeffaf ve reformist bir profil çizdi.
Fransa’nın parti sisteminde solun bölünmüşlüğünü de fırsata çevirerek iktidara gelen Macron, Elysee Sarayı’nda 2017’den bu yana geçirdiği son üç yılda vaatleri ile icraatları arasında çelişkiler manzumesi oluşturan yönetim tarzı Fransa halkının nazarında zamanla inandırıcılığını yitirmiş ve kredisini tüketme noktasına getirmiştir.
Macron’un bu çöküş süreci incelendiğinde gelinen nokta netleşmektedir:
· Akaryakıt zamlarını sokaklarda protesto eden Sarı Yeleklilerin ülke sathına yayılan protestoları polis şiddetiyle bastırılmaya çalışılması, Macron’un otoriter bir yönetim tarzı olarak algılanmıştır.
· Macron’un fosil yakıtlara karşı çıkan ekolojistlerin protestosunu alaycı bir tavırla küçümsemesi imajının çevreciden kalkınmacı reaksiyoniste değişmesine sebep olmuştur.
· Macron’un gazeteci ve gençleri kamuoyu önünde hiddetli şekilde azarlayarak hadlerini bildirmeye kalkışması hoşgörüden ne kadar uzak olduğunun göstergesidir.
·Seçim kampanyasında özellikle Afrika kökenli seçmenlere bir sözü vardı Macron’un.
İktidara geldiğinde Ruanda’da Hutular tarafından Tutsilerin soykırımına uğraması soncunda 800 bin insanın ölümünde Fransa’nın belgelenmiş suç ortaklığı hususunda Fransız arşivlerinin kamuoyu ile paylaşılması sözünü vermişti.
Lakin Fransa’nın ulusal çıkarlarına zarar vermesi sebebiyle bu sözünü tutmadı. Macron için şeffaflığın bir sınırı olduğu bu kararıyla belgelenmiştir. Anlaşılan Macron Fransa’nın kanlı tarihiyle hesaplaşmayı rafa kaldırmıştır.
Böylelikle Macron’un “Laiklik cinayet işlemez” söyleminin başka bir söylemi olan “Laiklik, birleşik Fransa’nın çimentosudur” ile birleştirildiğinde inandırıcılığını ve şeffaflığını Ruanda bağlamında yitirdiği görülmüştür. Jakoben Fransa Cumhuriyeti’ne hoş gelmiş bulunmaktayız.
İslam dini ile alakalı son çıkışı ile Macron’un tutumunu İslamofobik olarak nitelemek abartı olmayacaktır. Bu haklı tanımlama Macron’un sadece İslam’ın yeniden yapılandırılmasına ve “aydınlanmacı bir İslam” anlayışının teşvik edileceğine dair sözlerinden kaynaklıdır. Nitekim Müslüman olmayan birinin, din üzerinden bir mühendislik yapmaya çalışması asla kabul edilebilir bir durum değildir.
Netice itibarıyla Emmanuel Macron 3 yıllık cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine has bir yönetim tarzıyla esaslı bir duruş sergileyememiştir. Matruşka metaforunda olduğu gibi kılıktan kılığa bürünüp tekleyen çömez bir lider profilini yansıtmaktadır. Her farklı kılığa bürünüşünde de seçmenin nazarında küçülmüştür; tıpkı Matruşka oyuncağı gibi.
***
Zafer Meşe
Berlin Koordinatörü
Bonn Rheinische Wilhelms Üniversitesi Felsefe Fakültesinde Siyasal Bilimlerini Magister Artium derecesi ile tamamlayan Meşe Kudüs İbrani Üniversitesi’nde dil eğitimi (İbranice, Arapca) ve Ortadoğu bölgesel politikaları dersleri almıştır. Aynı zamanda İsrail-Almanya ilişkileri üzerine ders vermiştir. Akabinde Almanya Federal Meclisinde iki yasama dönemi Hristiyan Demokrat Partisi Meclis Grubu Dışişleri Çalışma Grubunda kıdemli uzman olarak Dış Politika, Ekonomi ve Güvenlik Politikaları alanlarında danışmanlık yapmıştır. Akabinde Havacılık sektöründe kurumsal ilişkiler ve iş geliştirme alanlarında küresel şirket bünyelerinde üst düzey yönetici olarak kamu diplomasi ve siyasi lobi çalışmalarında bulunmuştur. German Marshall Fund of the United States of America düşünce kuruluşunun Fellowship programına dahil olan Meşe uzun yıllar farklı Amerikan ve Alman Düşünce kuruluşlarında uluslararası ilişkiler, göç ve mülteci politikaları alanlarında çalışmalarda bulunmuştur. Neredeyse hayatının yarısını Ortadoğu, Afrika ve Balkanlarda geçiren Meşe 2017 Temmuz ayından itibaren SETA Berlin Koordinatörlüğü görevini yürütmektedir.
İkinci Karabağ Savaşı’nın sonuçlarına bağlı olarak 2020 yılının Kasım ayında Ermenistan’da büyük bir siyasi kriz yaşanmış ve bu nedenle de erken seçim kararı alınmıştır. Zira dönemin Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından imzalanan “Üçlü Anlaşma” ile çatışmalar durdurulmuş; Kelbecer, Ağdam,...
PKK’nın Sincar da dahil olmak üzere Süleymaniye ve Kerkük’te de iddia ettiği gibi bir halk desteği olmadığı da net bir şekilde görülmüş oldu. Ayrıca sözde ‘Sincar özerk yönetiminin’ de aslında kağıt üstünde olduğu teyit edilmiş oldu. Can ACUN & SETA Araştırmacı Irak’ta 10 Ekim’de yapılan erken genel seçimlerin sonuçlarına göre,...
2022’nin ilk aylarına yüzde 36 ile başlayan enflasyon rakamları Ekim ayında yüzde 85 ile zirveyi görerek düşüş eğilimine girdi. Baz etkisiyle Ocak, Şubat ve Mart aylarında yüzde 50’in altına gevşeyecek olan enflasyonun 2023 yılını yüzde 22,3 ile tamamlaması bekleniyor. Deniz İSTİKBAL, SETA Araştırmacı 2022’nin ilk aylarına yüzde 36 ile başlayan...
Uzun yıllar boyunca çatışan, birbirine kin ve nefret duyan, iyileşmez yaralar alan halklar arasında barışın tesis edilmesi ve uzlaşının sağlanması için genellikle “toplumlar arası diplomasi” yöntemi kullanılmaktadır. Zira halkların desteği olmadan yalnızca geleneksel diplomasi sayesinde varılan herhangi bir anlaşmanın yürütülmesi oldukça zordur. Resmi organlar tarafından uygulanan diplomasiye alternatif sayılmayan; ancak...
TÜHA HABER / 2021 yılı iki açıdan önemli yere sahiptir. Birincisi, Türkmenistan’ın bağımsızlığının 30. yıldönümüdür. Diğeri ise, Türkmenistan’ın “Daimi Tarafsızlık Statüsü” elde etmesinin üzerinden de çeyrek asırlık bir zaman geçmiştir. Dünya siyasetinde tansiyonun yükseldiği ve ülkelerin iç ve dış siyasetlerinde barışın değerinin gittikçe arttığı günümüzde Türkmenistan, dış politikasında elde ettiği...
Türkiye Pençe-Kartal Harekatı’nı neden ve nasıl icra etti? Pençe-Kartal Harekatı’nın askeri anlamı nasıl yorumlanabilir? Pençe-Kartal Harekatı’ndan PKK terör örgütü nasıl etkilenmiştir? Irak’taki Pençe-Kartal Harekatı’nın siyasi yorumu nasıl yapılabilir? Türkiye’nin Pençe-Kartal Harekatı sonrasında strateji tercihi nasıl okunabilir? Türkiye Pençe-Kartal Harekatı’nı neden ve nasıl icra etti? Ocak-Haziran 2020 arasında Türkiye’nin gerçekleştirdiği terörle...