Fransa Türkiye’yi Afrika’daki Sömürgeleri ile Karıştırdı

TÜHA HABER / KKTC Kıbrıs İlim Üniversitesi Öğr. Görevlisi Prof. Dr. Ata ATUN, Fransa’nın masum bir ülke olmadığını ve Fransa’nın Türkiye’yi Afrika’daki sömürgeleri ile karıştırdığını açıkladı.
Prof. Dr. Ata ATUN, kaleme aldığı ‘Fransa Türkiye’yi Afrika’daki Sömürgeleri ile Karıştırdı’ başlıklı köşe yazısını (UHA) Uluslararası Haber Ajansı‘na değerlendirdi.
Sömürgeciliğin kağıt üstünde bitmiş görünse de, Fransa’nın halen daha diplomatik oyunlarla ve göz boyamacılıkla Afrika’daki eski sömürgelerini demir yumrukla yönettiğini ve yeraltı varlıklarını da soyup soğana çevirdiğini ifade eden Prof. Dr. ATUN, “İstediği zaman bu ülkelerde darbeler yaptırmakta ve yönetiminin başında olduğu ülkesini Fransa’ya bağlı olmaktan kurtarıp tam bağımsız hale getirmek için çabalayan Cumhurbaşkanlarını, Başbakanları bir gecede devirip, kendi devşirmelerini iş başına getirerek, sömürgesini kendi istediği gibi yönetmektedir” dedi.
Prof. Dr. Ata ATUN, An itibarı ile Fransa’nın Afrika kıtasında, bizlerin tam bağımsız olduklarını sandığımız veya dünyaya bu şekilde yutturulmuş, kendi ulusal bayrakları ve ulusal marşları bulunan yaklaşık 20 “Şartlı Bağımsız” statüsünde sömürgesi bulunduğuna dikkat çekti.
“Biraz geriye gidelim; II. Dünya Savaşından sonra yıkılan Fransa’yı ayağa kaldırmak için ABD’nin teklif ettiği ekonomik yardımın içinde dünya üzerindeki tüm sömürgelerine bağımsızlık vermesi koşulu da vardı” diye konuşan Prof. Dr. ATUN “Fransa ABD’nin tüm koşullarını kabul etti. Hem ABD’den Marshall Yardımı adı altında milyonlarca Dolarlık nakdi ve ticari mal hibesi aldı, hem de sömürgelerine, dünyanın gözünü boyayarak “Şartlı Bağımsızlık” adı altında bağımsızlık verdi” diye ifade etti.
Prof. Dr. Ata ATUN, Güya bu devletçikler bağımsız olmuştu. Bayraklarını gururla dalgalandırarak, ulusal marşlarını çalarak görkemli bir şekilde özgürlük günlerini kutlamaya başladılar. Kendi yöneticilerini, devlet başkanlarını, başbakanlarını ve bakanlarını kendileri seçtiler ama ipler hep Fransa’nın elinde kaldı. Hiçbir zaman tam bağımsız olamadılar. Otur deyince oturdular, kalk deyince de kalktılar” hatırlatmasında bulundu.
Prof. Dr. ATUN şöyle devam etti:
“Şartlı Bağımsızlık” koşullarına göre; Bağımsız devletin resmi dili Fransızca oldu. Fransız düşünce ve kültürü 1947 yılı sonrasında resmen tüm ilk, orta, lise ve üniversitelerde öğrenim gören vatandaşlara “zorla” öğretildi ve aşılandı. Bir Fransız gibi düşünmeleri genlerine işlendi.
Eğitim müfredatı, dersler ve içerikleri Fransız Eğitim Bakanlığı tarafından tespit edildi ve aynen uygulanarak, öğrenciler Fransız Tarihi, Edebiyatı, siyaseti ve politik anlayışı ile yetiştirildi. Beyinleri, birer Fransız gibi davranmaları şekilde formatlandı.
Ekonomi ve Para Sistemi Fransa Merkez Bankası’na bağlandı. Fransız Sömürgeleri Frankı, (CFA) sirkülasyona kondu ve karşılığı da Fransa Merkez Bankası’nda teminat altına alındı. Fransa tarafından bağımsızlıkları verilen eski sömürgeler, günümüze kadar kendi paralarını halen daha basabilmiş değil, kendi merkez bankalarını da kurabilmiş değil” dedi.
Bu bağımsızlığa kavuşmuş devletlerin hiçbirinin kendi hukuk sistemi olmadığının da altını çizen Prof. Dr. Ata ATUN, hepsinin de Fransız Hukuk sistemini uygulamakta ve bu sisteme tabi tutulduğunu, Fransız Parlamentosu’nun Hukuk sisteminde yaptığı herhangi bir değişikliğin bu “Bağımsız Devletler” de de geçerli olduğuna işaret etti.
Prof. Dr. ATUN, en önemli son bağımsızlık koşulunun da “Yeraltı Kaynakları”nın tamamen Fransa hükümetinin yönetimi altında olması ve bu ülkelerin hiçbirinde yeraltı kaynaklarını, madenleri, petrolü, doğalgazı, altını, elması ve benzer diğer ticari emtiayı çıkaran yüzde 100 yerli bir şirket olmadığını, bu “bağımsız Devletler” her tür kamu ihalelerinde Fransız çıkarlarını korumak ve Fransız şirketlerine öncelik vermek zorunda olduklarını ifade etti.
“Görüldüğü üzere Fransa halen daha bu “Bağımsız Ülkeleri” sömürmekte ve sömürge anlayışı ile yönetmekte” diye değerlendirmede bulunan Prof. Dr.Ata ATUN. “Kim bu yönetim tarzına itiraz edip tam bağımsız olmak isterse, Fransız Derin Devleti tarafından organize edilen bir darbe ile alaşağı edilmekte ve yerine devşirme bir yönetici getirilmekte zira “Şartlı Bağımsız” eski sömürgelerinin “Tam Bağımsız” oldukları gün Fransa’nın batacağı ve iflas edeceği kesin. Zaten an itibarı ile Fransa’nın dış borcu, Gayrı Safi Milli Hasılasının iki katı” olduğuna vurgu yaptı.
KKTC Kıbrıs İlim Üniversitesi Öğr. Görevlisi Prof. Dr. Ata ATUN, Fransa’nın Türkiye’ye olan düşmanlığının ise Türkiye’nin Afrika’daki faaliyetleri ve bölgedeki etkin rolüyle ilgili olduğuna dikkat çekerek, Türkiye’nin son dönemlerdeki aktif dış politikasının, Akdeniz’de söz sahibi olmasının, Libya’yla yaptığı antlaşmanın, Afrika ülkelerindeki belirgin etkisinin, THY’nin tüm Afrika ülkelerine uçuş yapmasının, aktarma merkezinin Paris’ten İstanbul’a kaymasının ve Fransız’nın sömürge üst akıllarını çılgına döndürdü lakin yapacakları çok fazla bir şeylerinin olmadığına işaret etti.
Prof. Dr. Ata ATUN, sömürü sistemine kendisini fazlaca kaptıran Fransa’nın, Türkiye’yi de sömürgelerinden birisi sansa ve aba altından sopa gösterip, Doğu Akdeniz’den uzaklaştıracağını zannetse de gerçekleri görmesinin fazla vakit almadığını açıkladı.
“Tabi burada Türkiye’nin rolü sadece kendi deniz alanlarını korumakla sınırlı değil” diyen Prof. Dr. ATUN, “Emperyalist ülkü ve ülkelere “orada dur!” diyebilen ülke olarak da tarihe geçecek Türkiye’nin omzuna “askeri ve politik kararlılığını sürdürmek” gibi bir sorumluluğu yüklenmiş durumda” şeklinde kaydetti.
HABER : Ataner YÜCE
[TÜHA Haber Ajansı, 19 Eylül 2020]