Yunanistan, 2025-2026 eğitim yılı öncesi Batı Trakya Türk azınlığına ait üç okulu daha kapattı.

* Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Başkanı Aydın Ahmet, yaptığı yazılı açıklamada “Lozan’a aykırı bu kararlar azınlığımızı üzüyor, tepkimizi yüksek sesle haykırıyoruz.” ifadesini kullandı.
* İşte detayları! …
TÜHA/ TÜRKUAZ İnternational News Agency
ATİNA, 21 AĞUSTOS 2025 – Yunanistan Eğitim Bakanlığı’nın, Rodop iline bağlı Mehrikoz ve Kardere ile Meriç iline bağlı Hasanlar köylerindeki Türk azınlık ilkokullarını kapatma kararına Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği (BTTÖB) tepki gösterdi.
BTTÖB Başkanı Aydın Ahmet imzasıyla yayımlanan açıklamada, alınan kararların Lozan Antlaşması’na aykırı olduğu vurgulandı ve azınlık toplumunda derin üzüntü ve kırgınlık yarattığı ifade edildi.
Açıklamada, son 20 yılda azınlık okulu sayısının 210’dan 83’e düştüğüne dikkat çekilerek, okul kapatmalarının pedagojik değil, sistematik bir daraltma politikası olduğu belirtildi.
BTTÖB, “geçici kapatma” adı altında alınan kararların kalıcı hale geldiğini ve Musaköy ile Hacımustafaköy’deki okulların bu duruma örnek teşkil ettiğini hatırlattı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“3 oku daha kapatılıyor”
Batı Trakya Türk Azınlığı’n çocukları, velileri ve öğretmenleri her yeni eğitim ve öğretim yılına senelerdir üzgün ve buruk başlıyor. Tüm azınlık insanı acaba bu yıl kaç okulumuz daha kapatılacak, kaç okulun daha kapısına zincir vurulacak kaygısını taşıyor.
Ülkemiz Yunanistan gelenekselleştirdiği azınlık okullarını kapatma kararlılığını istikrarlı bir şekilde devam ettiriyor. 2025-2026 eğitim ve öğretim yılına bir ay kala azınlığın üç okulunun daha kapatıldığını duymak, azınlığımızın her ferdini üzmüş ve rencide etmiştir. Eğitim Bakanlığı tarafından alınan karara göre öğrenci sayısı azlığı gerekçe gösterilerek Rodop ilinde Kardere (Drimi) ve Mehrikoz (Kehros) ile Meriç iline bağlı Hasanlar (Avra) köylerindeki Türk azınlık ilkokullarının kapatılmasına karar verildi.
Antlaşmaya aykırı!
Azınlık okullarının statüsüne bakmadan, ekonomik tasarruflar ve çocuk azlığı bahane gösterilerek okulların kapatılması Lozan Antlaşması’na aykırıdır. Yıllardır azınlığın tüm kurum ve kuruluşları bu hususta okul kapatmalarına karşı tepkilerini ve endişelerini yüksek sesle haykırdılar ve haykırmaya devam ediyorlar. Ancak ülkemizin yetkilileri azınlığı hiçbir zaman, hiçbir konuda muhatap almadı ve istişare etmedi. Kısacası azınlıkla ilgili kararlar bugüne kadar azınlığa sorulmadan alındı. Tek taraflı alınan bu kararlar neticesinde
20 yıl önce 210 olan azınlık okul sayısı son alınan kararla 83’e düşürüldü. Kapatma kararlarını yumuşatmak için güya geçici kapattığını ve iki yıl içinde bir değişiklik olmaması durumunda okulların gerçek manada kapanacağını iddia eden yetkililerin samimi olmadığı zaman içinde görülmüştür. Musa köy ve Hacımustafa köy örnekleri önümüzde durmaktadır. Bu sebeple iyi niyetten yoksun bu kapatma girişimi, Lozan’ın ruhuna aykırı olarak azınlığı dönüştürme projesidir.
Okul kapatmaları eğitime olumlu katkı sunmadı
Bugüne kadar yapılan ne okul kapatmaları ne de birleştirmeleri eğitime hiçbir olumlu katkı sunmamıştır. Sadece ve sadece okul sayılarını azaltmayı ve çocuklarımızın da devlet okullarına gitmelerini hedefleyen bu uygulamadan ivedilikle dönülmelidir. Azınlık okulları bu ülkenin kültürel zenginliğidir. Bu okullar bugüne kadar ülkesine bağlı, yasalara saygılı bireyler yetiştirmiştir. Bu sebeple devletin bu okulların eğitim kalitesini yükseltmek, çağdaş eğitimin gereklerini bu okullarda yerine getirmek için azınlık kurumları ile diyalog kurması elzemdir.
Tüm azınlık mensuplarını ve bu feryadı duyan herkesi bir kez daha bir bir yitirilen azınlık okulları ile ilgili hususta düşünmeye davet ediyorum. Geleceğimiz olan azınlık okullarını tamamıyla yitirdiğimiz zaman ne azınlık eğitiminin sorunları, ne azınlık eğitimi ne de ortada bir azınlık kalacaktır.
Azınlığımızın geleceği için umudumu koruyarak, okullarımız adına mücadele her azınlık bireyinin görevi olmalı diye düşünüyorum.