Analiz: Avrupa Birliği’nin Yalan Haber ve Dezenformasyonla Mücadele Stratejisi

TÜHA HABER : Bu analiz Avrupa Birliği’nin (AB) dezenformasyonla mücadele stratejisini koronavirüs (Covid-19) salgını bağlamında Brüksel Koordinatörü, Avrupa Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Enes BAYRAKLI ve Araştırma Asistanı Şeyma FİLİZ tarafından ele aldı.
Bu kapsamda AB’nin 19 Mart, 1 Nisan, 24 Nisan ve 20 Mayıs 2020’de yayımladığı “Kovid-19 Salgını Çevresinde Kısa Anlatılar ve Dezenformasyon Değerlendirmesi” başlıklı raporları üzerinden Birliğin yeni koronavirüsle ilgili yalan haberler ve dezenformasyonla mücadelesi incelenİyor.
Analizde “dezenformasyon” (disinformation), “mezenformasyon” (misinformation) ve “yalan haber” (fake news) kavramlarına değinilerek AB’nin dezenformasyonla mücadelede kullandığı yöntemlere yer veriliyor.
AB’ye yönelik dezenformasyonun kaynağı olan ülkeler ve söylemleriyle birlikte Birliğin kendisine karşı yalan ya da çarpıtma haberlere yönelik tutumundaki farklılıklar analiz ediliyor.
Bu noktada AB’nin dezenformasyonla mücadelesinde Rusya kaynaklı içeriklere yoğunlaştığı görülüyor.
Diğer taraftan AB’nin özellikle Çin devletinden gelen baskılar nedeniyle Çin kaynaklı dezenformasyona yönelik göreceli olarak sessiz kaldığı gözleniyor.
Bunun son örneği Çin devlet yetkililerinin AB’nin 24 Nisan 2020 tarihli dezenformasyon raporuna müdahale ederek raporun içeriğini yumuşatmalarında ortaya çıkmıştı.
Güncellenen 20 Mayıs 2020 tarihli raporda sosyal medya platformları aracılığıyla yayılan dezenformasyon kampanyaları üzerinde durulduğu ve sosyal medya şirketlerine yönelik sorumluluklar yüklendiği görülüyor.
Analizin sonucu olarak Avrupa Komisyonu ve diğer kurumların dezenformasyonu engellemek amacıyla sosyal medya platformlarıyla iş birliği çağrısı ve hukuksal girişimlerine rağmen AB’ye yönelik dezenformasyonun önüne geçemedikleri tespit edilmiştir..
Doç. Dr. Enes BAYRAKLI, “AB’nin Koronavirüs salgınında dezenformasyonla mücadelesi” konusunda yaptığı açıklamada, Sosyal medya kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte güvenilir kaynaklara ulaşabilmeyi zorlaştıran bilgi bolluğu ve kirliliği küresel düzlemde bir sorun haline geldiğine dikkat çekti.
Salgın ile ilgili artan bu sorunun aynı zamanda Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) tabiriyle bir infodemic’e sebep olduğunu ifade eden Doç. Dr. BAYRAKLI, . Özellikle ülkelerin kendi içine kapandığı ve zorluklarla mücadele ettiği koronavirüs salgını sürecinde bazı devletlerin ya da lobilerin diğer devletlere yönelik kasıtlı olarak haberleri yönlendirdiği ya da propaganda amacıyla medya araçlarını kullandığının bilindiğini belirtti.
Doç. Dr. Enes BAYRAKLI, bu çerçevede sosyal medya üzerinden yayılan kasıtlı yalan haberlerin ve dezenformasyonla tetiklenen provokasyonların hem gelişmiş hem de az gelişmiş toplumlar ve devletler için bir milli güvenlik meselesi haline dönüştüğünün altını çizdi.
DSÖ “yalan haber”i (fake news) kasıtlı ve doğrulanabilir şekilde yanlış olan ve okuyucuları yanlış yönlendirebilecek haberler olarak tanımladığını hatırlatan Doç. Dr. Enes BAYRAKLI, Avrupa Komisyonu Yalan Haber ve Online Dezenformasyon Raporu’nda yalan haber gazeteciler tarafından yapılan hataları ya da taraflı politik söylemleri ve tıklanma sayısını arttırmak için atılan sahte başlıkları kapsayabileceği gibi devletleri zayıflatmaya yönelik yerli ve yabancı kaynaklı yalan haber içeriklerini de kapsadığını söyledi.
Doç. Dr. BAYRAKLI, Raporda AB’ye yönelik kötü amaçlı haber içeriklerinin “halk tabanlı” (grassroots) hareketlere sızarak daha yüksek düzeyde sonuçlara
sebep olduğunun ifade edilldiğini açıkladı.
“Yalan haberden farklı olarak mezenformasyon yanlış bilginin herhangi bir kasıt olmadan paylaşılması olarak bilinmektedir” diyen Doç. Dr. Enes BAYRAKLI, Dezenformasyon ise bilgilerin/haberlerin çarpıtılarak kasıtlı ve zarar vermek için paylaşılması olarak ifade edildiğine dikkat çekti.
Doç. Dr. Enes BAYRAKLI, Webster sözlüğünde dezenformasyon “kamuoyunu etkilemek ya da gerçeği gizlemek amacıyla, kasıtlı olarak yanlış bilginin sıklıkla gizlice yayılması olarak” bilindiğini söyledi.
Brüksel Koordinatörü, Avrupa Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Enes BAYRAKLI, Avrupa Komisyonu’nun “İletişimde Online Dezenformasyon: Avrupa Yaklaşımı” tebliğine göre dezenformasyon “ekonomik kazanç sağlamak ya da kasten halkı aldatmak için oluşturulmuş, sunulmuş ve dağıtılmış ve kamuoyuna zarar verebilecek doğrulanabilir yanlış veya yanıltıcı bilgi” olarak tanımlandığını ifade etti.
Doç. Dr. Enes BAYRAKLI, Mezenformasyon ise dezenformasyondan
farklı olarak “tarafsız bir niyet” taşımakta ve herhangi bir kasıt gütmeyen yanlış ya da hatalı bilgiler olarak ifade edildiğini belirterek, Mezenformasyon
kasıtlı yayılmadığı için düzeltilmesi mümkünken dezenformasyonla mücadele için daha farklı stratejilerin izlenmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Koronavirüs salgınıyla birlikte dezenformasyon ve yalan haber içeriklerinin her geçen gün daha da arttığını ve kolayca yayıldığının görüldüğüne işaret eden Doç. Dr. BAYRAKLI, AB’nin koronavirüsle ilgili yayılan dezenformasyon mesajlarının Birlik içinde “güvensizlik ortamı yaratarak demokratik kurumları itibarsızlaştırma” ve “Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin güvenilirliklerine doğrudan zarar verme”yi hedeflediğini ifade ettiğinin altını çizdi.
Doç. Dr. Enes BAYRAKLI, Koronavirüs salgınıyla ilgili doğru ya da çarpıtma haberlerin hızla yayılmasının AB ve üye ülkeleri arasında dezenformasyon ve yalan haberle mücadele etme zorunluluğunu getirtiğini ifade ederek, AB’nin,
Avrupa’da hızla yayılan koronavirüsle birlikte üye ülkeler arasındaki ilişkilerin zarar görmesini engellemek amacıyla başta Rusya, Çin ve diğer kaynaklardan yayılan dezenformasyonla mücadele stratejileri geliştirdiğini kaydetti.
HABER : Tuba Nur TÜRKELİ & UHA) Uluslararası Haber Ajansı / Almanya Temsilcisi
***
YAZARLAR HAKKINDA
-Enes Bayraklı
Viyana Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü lisans mezunu olan Enes Bayraklı aynı
üniversitede Siyaset Bilimi alanında yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamladı. 2009-2010 arasında İngiltere Nottingham Üniversitesi’nde doktora tezi için
araştırmalarda bulundu. 2011-2013 arasında Londra Yunus Emre Türk Kültür
Merkezi’nde uzman ve müdür yardımcılığı pozisyonunda çalıştı. Aynı dönem içerisinde 2012’nin Ağustos-Aralık arasında kurucu müdür olarak Bükreş ve Köstence Yunus Emre Türk kültür merkezlerinde görev aldı. 2013’ten beri Türk-Alman Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesidir. SETA Avrupa Araştırmaları direktörü görevini yürüten Bayraklı’nın çalışma alanları arasında, İslamofobya, Avrupada aşırı sağ hareketler, dış politika analizi, Alman siyaseti ve dış politikası bulunmaktadır.
-Şeyma Filiz
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nden
2018’de, Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler (İngilizce)
Bölümü’nden (çift ana dal) 2019’da mezun olmuştur. 2018 itibarıyla Galatasaray
Üniversitesi Stratejik İletişim Yönetimi Bölümü Tezli Yüksek Lisans Programı öğrencisidir. 2019-2020 arasında Erasmus değişim programıyla Belçika’daki Universite Libre de Bruxelles’te eğitim görmüştür.
[TÜHA Haber Ajansı, o4 Ağustos 2020]