enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
07:53 Trump’ın konuşlandırma emrinin ardından… Amerikan nükleer denizaltıları hakkında ne biliyoruz?
07:46 Yorum: Paşinyan’ın son açıklamaları ışığında gerçek Ermenistan ve Anayasa Değişikliği
07:46 Azerbaycan-Suriye Enerji Koridoru
07:39 Gazze ateşkesi: ‘Kapsamlı anlaşma’ konuşmaları, durgunlaşan müzakereleri harekete geçirebilir mi?
07:27 İzmir’de, su tüketiminin yoğun olduğu bölgelerde 6 Ağustos’tan itibaren 6 saatlik su kesintisi kesinti yapılacak…
07:26 Eskişehir’deki orman yangınında şehit olan AKUT gönüllüsü Tekin Enes Sarıyıldız’ın mezun olduğu okuldan alamadığı diploması, ailesine teslim edildi
07:17 Bakan Kurum: “Yangın bölgelerinde bu ay içinde hak sahipliği çalışmaları biten Bilecik ve İzmir’de konutların temellerini atacağız”
07:17 Türkiye’de son günlerde yaşanan orman yangınlarıyla mücadeleye destek vermek isteyen vatandaşlar, CİMER’e başvurdu
06:56 İskoçya Başbakanı Gazze’deki durumu “soykırım” olarak nitelendirdi
10:09 Nevşehir Kültür Yolu Festivali dokuz gün boyunca kültür, sanat ve tarih dolu etkinliklerle adeta bir açık hava sahnesine dönüşüyor
08:37 Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nda projelerin ayrıntılarını açıkladı
08:02 Orman Genel Müdürlüğü (OGM), “Yangın yönetim uçağı OTAĞ’ı 2025’te 246 saat uçarak 206 orman yangınını haritaladı”
07:33 Belirsizlikler Çağında BRICS+ ve Yeni Küresel Düzen
07:23 Analist Tuğçe TECİMER: “Barış Sürecinde Tarafsız Diplomasi Adımı: Abu Dabi Görüşmesi” 
07:17 Washington Fas’ın Batı Sahra üzerindeki egemenliğini desteklediğini açıkladı
07:12 AK Parti MKYK Üyesi ve Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar Açıkladı: Piyasalar Altüst Olabilir
07:10 Kamu işçisinin zam oranı belli oldu
07:10 Perspektif: Türkye’nin Balkanlardaki Yeni İşbirliği Girişi: Balkan Barış Platformu
07:00 Türkiye’nin en önemli sanayi ve ticaret merkezlerinden Gaziantep Sanayisinde Tehlike Çanları Çalıyor!
06:49 DMM: ‘400 akademisyen usulsüz şekilde atandı’ iddiası doğru değildir
TÜMÜNÜ GÖSTER →
21.12.2022
A+
A-

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 29 Kasım-2 Aralık 2022 tarihleri arasında Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) ziyaret gerçekleştirmiştir. Macron, ziyareti sırasında Fransız haber kanalı TF1’e demeç vermiştir. 3 Aralık 2022 tarihinde yayınlanan röportajda Macron, Avrupa’nın gelecekteki güvenlik mimarisini hazırlaması gerektiğine dikkat çekmiştir. Ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki savaşı bitirmek için müzakerelere yanaşması halinde, Batı’nın Moskova’nın güvenlik kaygılarının nasıl giderileceğini düşünmesi gerektiğini belirtmiştir.[1]

ANKASAMTüm bunlarla birlikte Macron’un söz konusu açıklamalarında en dikkat çekici noktalardan biri, Avrupa’nın “gelecekteki güvenlik mimarisine” vurgu yapmasıdır. Macron’un ifadelerinden de anlaşılacağı üzere, mevzubahis güvenlik konseptinin Avrupa’nın kendi ayağının üzerinde duracağı bir çerçevede şekillenmesi tasarlanmaktadır. Bir diğer ifadeyle Macron’un güvenlik mimarisi vurgusu, Transatlantik odaklı olmaktan ziyade; Avrupa merkezlidir. Üstelik Fransa Cumhurbaşkanı, bu mimarinin Rusya’ya güvenlik taahhütlerini de içermesini istemektedir.

Dahası Macron, Batı’nın Rusya’ya yönelik yaklaşımının nasıl olması gerektiğine ilişkin şu açıklamalarda bulunmuştur:[2]

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in her zaman söylediği gibi, ele almamız gereken temel noktalardan biri, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) kapılarına kadar gelmesi korkusu ve Rusya’yı tehdit edebilecek silahların konuşlandırılmasıdır.

Bu bağlamda Batı içinde Rusya’ya güvenlik taahhüdünde bulunarak gündeme gelen ülkenin Fransa olması sürpriz değildir. Macron, mevzubahis demeçleriyle bir bakıma Rusya’nın NATO’dan duyduğunu iddia ettiği endişelere vurgu yapmıştır. Ayrıca Macron’un geçmiş yıllarda ittifakı sorgulayan açıklamaları ve mevcut süreçte Putin’le diyaloga en açık Avrupalı lider olduğu da hesaba katılmalıdır.

Dolayısıyla Rusya’nın geri adım atması halinde, NATO içinde Moskova’yla en iletişime açık tarafın Paris yönetimi olacağı söylenebilir. Özellikle de Macron’un izlediği politikayla eski Fransa Cumhurbaşkanı Charles De Gaulle’in takip ettiği siyaset hakkında paralellikler kurulabilir. Paris yönetiminin NATO’nun askeri kanadından de Gaulle döneminde ayrıldığı düşünüldüğünde ve Macron’un da ittifaka bir anlamda şüpheyle yaklaştığı hesaba katıldığında, bu benzerlik daha net bir biçimde görülmektedir.

Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanı’nın bu açıklamaları ABD ziyareti esnasında yapması, Macron’un sözlerini daha da mühim kılmaktadır. Bilhassa önceki Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in 2021 yılında görevini bırakmasının ardından yerine gelen Olaf Scholz’un Merkel kadar etkin bir figür olamaması, Avrupa’da Macron’un daha fazla ön plana çıkmasına yol açmıştır. Yani Avrupa siyasetinde Almanya’dan ziyade; Fransa’nın öne çıktığı iddia edilebilir. Bunun yanı sıra Berlin’in bilhassa savaş başlamadan önce Moskova’yla en yakın ilişkilere sahip olan Avrupa ülkesi konumunda bulunması, Almanya’nın mevcut süreçte hareket alanını daraltıyor olabilir.

Diğer taraftan Macron gibi Scholz da Moskova’nın güvenlik kaygılarının giderilmesine yönelik açıklamalarda bulunmuştur. Almanya Şansölyesi, 1 Aralık 2022 tarihinde Moskova’nın komşularına karşı saldırganlıktan vazgeçmesi durumunda, Avrupa’nın Rusya’yla savaş öncesi barış düzenine geri dönmesi ve tüm ortak güvenlik sorunlarını çözmesi gerektiğini öne sürmüştür.[3]

Scholz’un açıklamasında dikkat çeken husus da Rusya’yla gerçekleşmesi öngörülen çözümün “Avrupa merkezli” olmasıdır. Dolayısıyla Avrupa Birliği’nin (AB) en güçlü iki lideri, savaşın sona ermesi durumunda, Moskova’nın güvenlik endişelerine gidermeye hazırdır.

Dahası Rusya-Ukrayna Savaşı’nın onuncu ayına girilmişken; savaştan en olumsuz etkilenen bölge de Avrupa olmuştur. Zira savaş, Avrupa kıtasında yaşanmaktadır. Bu bağlamda Avrupa’nın giderek enerjisinin tükendiği görülmektedir. Nitekim Macron ve Scholz’un ifadeleri, bunun yansıması olarak okunabilir.

Öte yandan Macron’un ifadelerine Avrupa’dan çeşitli ülkeler sert tepkiler de göstermiştir. Ukrayna’nın yanı sıra Letonya, İsveç ve Finlandiya, Macron’u eleştiren ülkeler olmuştur.[4] Nitekim Macron’a en çok reaksiyon gösteren ülkelerin Baltık devletleri olması şaşırtıcı değildir. Zira mevcut konjonktürde Baltık ülkeleri, Moskova’dan tehdit algılamasına sahip olan devletlerdir. Çünkü İsveç ve Finlandiya, bahsi geçen savaşın etkisiyle NATO’ya katılma kararı alarak yıllardır izledikleri tarafsızlık politikasına son vermiştir.

Ayrıca Macron’a yönelen eleştirilerin en önemli nedenlerinden birisinin ise mevcut konjonktürünün Moskova’nın aleyhine ilerlemesinden kaynaklandığı öne sürülebilir. Bu nedenle Macron’un Rusya’ya yönelik güvenlik taahhüdü, Baltık ülkeleri tarafından bir zayıflık belirtisi şeklinde algılanmış olabilir.

Tüm bunlara ek olarak NATO içinde Rusya’ya karşı nasıl bir tutum takınılması gerektiği konusunda ciddi anlaşmazlıklar vardır. İngiltere ile ABD’nin Fransa-Almanya ikilisinden farklı bir noktada konumlandığı iddia edilebilir. Bu yüzden de Londra ve Washington’un Moskova’ya güvenlik taahhüdü noktasında olumsuz bir tutum takınabileceği öngörülebilir. Zira söz konusu ülkeler, güvenlik hususunda asıl taahhüt sağlaması gerekenin Rusya olduğunu düşünmektedirler.

Bu bağlamda NATO içinde Almanya ile Fransa’nın bir cepheyi; İngiltere ile ABD’nin de başka bir cepheyi temsil ettiği öne sürülebilir. Dolayısıyla Paris-Berlin ikilisi, bahsi geçen savaşın bir an önce bitmesini arzu ederken; Londra ve Washington’un da savaşın uzaması yönünde hesaplar yaptığı söylenebilir. Anlaşılacağı üzere, ABD-İngiltere ikilisi ile Kıta Avrupası’nın başlıca temsilcileri arasında anlaşmazlıklar vardır.

Sonuç olarak Macron’un Avrupa’nın gelecekteki güvenlik mimarisini ele alan ve Rusya’nın da güvenlik kaygılarının giderilmesini içeren garantilerinin Batı Dünyası içerisindeki bölünmüşlüğü gözler önüne seren büyük bir muhalefetle karşılaştığı görülmektedir. Özellikle de Baltık devletlerinin ve Doğu Avrupa ülkelerinin Fransa Cumhurbaşkanı’nın sunduğu güvenlik konseptine muhalefet ettikleri hesaba katıldığında, bu planın Avrupa’da kabul görmesi son derece zordur.


[1] “Macron Says New Security Architecture Should Give Guarantees for Russia”, Reuters, https://www.reuters.com/world/europe/macron-says-new-security-architecture-should-give-guarantees-russia-2022-12-03/, (Erişim Tarihi: 11.12.2022).

[2] “Macron’s Idea of ‘Security Guarantees’ to Russia Faces Backlash”, Euractiv, https://www.euractiv.com/section/europe-s-east/news/macrons-idea-of-security-guarantees-to-russia-faces-backlash/, (Erişim Tarihi: 11.12.2022).

[3] Aynı yer.

[4] “Ukraine, Baltics Rebuke Macron for Suggesting ‘Security Guarantees’ for Russia”, Reuters,  https://www.reuters.com/world/europe/ukraine-baltics-rebuke-macron-suggesting-security-guarantees-russia-2022-12-05/, (Erişim Tarihi: 11.12.2022).

Cemal Ege ÖZKAN
Cemal Ege Özkan, 2019 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2022 senesinde aynı üniversitenin Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Anabilim Dalı’nda hazırladığı “Türk Siyasi Hayatında Selim Rauf Sarper ve Faaliyetleri” başlıklı teziyle almıştır. Hâlihazırda aynı enstitüde doktora eğitimine devam etmektedir. 2020-2021 yılları arasında Türk Tarih Kurumu Yüksek Lisans Bursiyeri olan Özkan, iyi derecede İngilizce bilmektedir.

[TÜHA Haber Ajansı, 21 Aralık 2022]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.