Yolsuzlukla Mücadele ve Şeffaflık Vaadine Ne Oldu?…

* CHP’nin yolsuzlukla mücadele vaatleri, İstanbul’daki iddialar karşısında sessizliğe bürünüyor.
* Detayı haberimizde!…
ANKARA, 09 MAYIS 2025 – Türkiye’nin saygın, güvenilir Ankara merkezli bir düşünce Türkiye’nin saygın, güvenilir Ankara merkezli bir düşünce kuruluşu olan SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Genel Koordinatörü ve Siyaset Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Nebi MİŞ, “Yolsuzlukla Mücadele ve Şeffaflık Vaadine Ne Oldu?…” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
CHP ve diğer muhalefet partileri, iktidarı eleştirirken yerel ya da merkezi idarede yönetime gelmeleri halinde yolsuzlukla, rüşvetle mücadele ve şeffaflıkla ilgili büyük vaatler verdiler. “Tüyü bitmemiş yetimin hakkını en hassas şekilde koruyacaklarına” dair “namus sözü” dediler. Mesela CHP’nin geçmiş seçim beyannamelerinde şu tip vaatler vardı.
- “CHP yerel yönetimlerinde kentler… yolsuzluklardan, talandan, … kurtarılacak; dürüst, halkçı ve akılcı yönetimin etkileri kentin her köşesinde görülecek ve hissedilecektir.”
- “Temiz siyaset, dürüst ve şeffaf yönetim ile hesap verilebilirlik ilkeleri çerçevesinde yolsuzlukların, eş, dost,ahbap kayırmanın hesabının sorulması; hiçbir şekilde yolsuzlukların üstünün örtülmemesidir.”
- “Halk adına ve kamu yararına görev yapan belediye başkanı ve diğer yerel yönetim görevlilerinin kendileri ve yakınlarına her türlü çıkar sağlayabilecek görev ilişkisine girmelerinin engellenmesidir.”
- “Yerel yönetimlerin kendileriyle doğrudan ve dolaylı çıkar ilişkisi olan özel ve tüzel kişilerden bağış almalarının kesinlikle önlenmesidir.”
- “Yolsuzluklarla etkin mücadele için kamuda şeffaflaşmayı sağlayacağız.”
- “Yurttaşların karar verme sürecinin her kademesinde bilgi sahibi olmasını ve kamu görevlilerden hesap sorabilmesini sağlayacağız.”
- “Yasama, yürütme ve yargının yolsuzluk ve kuralsızlıklarla etkin mücadelesinin önündeki engelleri kaldıracağız.”
- Kamu yönetiminde rüşvet ve suistimal suçu işleyenlerin süratle yargılanıp cezalandırılmalarını sağlayacağız.
- “Rüşvet ve yolsuzluk suçlarının cezasını artıracak, bu suçlarda zaman aşımını kaldıracağız.”
Bu ifadelerin tamamı, CHP’nin çeşitli seçimlerde yayımladığı resmi beyannamelerden alınmıştır. Üstelik bu vaatlerin çoğu, farklı seçimlerde aynen tekrarlanmıştır. Sadece CHP değil, diğer muhalefet partileri de benzer taahhütlerde bulunmuş, şüpheli bir durum yaşanması halinde ilgili kişilerin partiden uzaklaştırılacağını, hatta yargıya kendilerinin teslim edeceğini açıklamışlardır. Yasal değişikliklerle, zaman aşımı dahil her türlü engelin kaldırılacağını beyan etmişlerdir.
Bu vaatler sadece partilerle sınırlı kalmadı. Muhalefeti destekleyen gazeteciler, hukukçular ve siyasi yorumcular da bu söylemleri manşetlere taşıdı. “Yapılması gereken budur” dediler. Temiz siyaseti savundular. Seçim dönemlerinde bu vaatler üzerinden iktidarı sıkıştırdılar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yolsuzluk, rüşvet ve ihaleye fesat karıştırma gibi iddialarla yürütülen yargı süreçleri karşısında, CHP ve onu destekleyen çevrelerin tek savunusu ‘siyasi operasyon’ söylemiyle mağduriyet kalkanı oluşturmaktan ibaret. Muhalefet medyası ise adeta ‘yolsuzluk bizdense susalım’ anlayışıyla hareket ediyor ve gündemi bu iddialardan uzak tutmaya çalışıyor.
Biri de çıkıp da “Bu vaatleri siz verdiniz, şimdi ne oldu?” diye soramıyor. CHP’liler, açıkça “yolsuzluk yok” diyemiyorlar. “Biz parti olarak bir komisyon kurduk araştıracağız” vaadinde bulunamıyorlar. İktidarı işaret edip “Onlar da yapıyor” diyerek vahim iddiaları normalleştirmeye çalışıyorlar. Oysa doğrusu, “Kim yaparsa yapsın, gereken yapılmalı” demekti. Bunu bile diyemiyorlar.
CHP’nin yerel yönetim tecrübesi, bir tür simülasyon işlevi gördü. Toplum, muhalefetin iktidardayken nasıl yöneteceğini test etme fırsatı buldu. Bakmayın siz toplum İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili yolsuzluk iddialarına inanmıyor diyenlere.
İktidar karşıtlığında biriken enerjiyi CHP kendi partisinin destekçileri zannediyor olabilir. Öyle olmadığını ve gerçek tabloyu yakın zamanda daha net görecekler. Hatta söz konusu birikmiş enerji, CHP’nin geleceğini tek bir kişinin siyasi kariyer hedefine indirgeyen yöneticilere tepki olarak geri dönebilir.
***
Yazar hakkında
Lisans (2003) ve yüksek lisans (2005) eğitimini Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde tamamlayan Nebi Miş doktorasını (2012) “Türkiye’de Güvenlikleştirme Siyaseti 1923-2003” başlıklı teziyle tamamlamıştır. Doktora sürecinde bir yıl süreyle Belçika Katholieke Universiteit Leuven’de araştırmacı olarak bulunmuştur. Siyasal sistemler ve kurumlar, demokratikleşme, Kürt meselesi, sivil-asker ilişkileri, Türkiye’de güvenlik siyaseti, İslamcılık ve Ortadoğu’da demokratikleşme konuları üzerinde çalışmaktadır. Ayrıca bu konularda Türkçe ve İngilizce makaleleri yurt içinde ve yurt dışında farklı akademik dergilerde yayımlanmıştır. Demokrasi Nöbetleri: Toplumsal Algıda 15 Temmuz Darbe Girişimi, Türkiye’de Siyasal Sistemin Dönüşümü ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi, AK Parti’nin 15 Yılı: Siyaset, Turkey’s Presidential System: Model and Practices ve AK Parti ve Türkiye’nin Dönüşümü kitaplarının ortak yazar ve editörüdür. Halen Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde ve Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü’nde dersler vermektedir. Aynı zamanda SETA Genel Koordinatörü görevini yürütmektedir.