enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
11:57 TTI İzmir 2025: Turizmin Nabzı Bu Yıl İzmir’de Attı…
10:24 2026 FIFA Dünya Kupası’nda fikstür belirlendi…
08:57 Dış Bakış Dergisinin “TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI” Özel Sayısı Yayında
00:57 CHP’nin Avrupa’nın Çöküşüyle Bütünleşme Programı-3 – Küresel sermayeye güvenceler
00:42 KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman Seçmen Kitlesine Neyi Vaat Etti?
00:34 Bakan Fidan, 23. Doha Forumu kapsamında, basına açıklamalarda da bulundu…
00:31 Dışişleri Bakanı Fidan, “Suriye hükümeti ve SDG kendi aralarında bir anlaşma yapabilirler”
00:31 Türk tarımında son yılların en dikkat çeken ve en çok kazandıran ürünlerinden biri gilaburu…
00:29 Kriter’in Aralık Sayısı Çıktı!
00:22 Bakan Fidan, “İsrailler tarafından gerçekleştirilen ateşkes ihlalleri gerçekten tarif edilemez düzeyde”…
00:19 TCMB’nın 11 Aralık’taki Para Politikası Kurulu toplantısına sayılı günler kaldı…
00:06 Dışişleri Bakanı Fidan, “İsrailliler için işkence bir intikam eylemi”
12:31 Haftayı Geri Sar:10 maddede bu hafta
10:59 İznik 1700 yıl sonra yeniden dünya gündeminde…
06:43 CHP’nin Avrupa’nın Çöküşüyle Bütünleşme Programı 2 – CHP’nin farklı kimlikleri
00:45 Karadeniz’de Ukrayna’nın Operasyonları
00:40 Erbil-Ankara hattında gerilim: ‘Maksadını aşan yorumlar endişe verici’…
00:39 Türkiye’de öğretmen istihdamı, köklü düzenlemeler içeren Öğretmenlik Mesleği Kanunu…
00:29 Dijital şiddet artıyor: Kadınlar daha fazla risk altında
00:19 2026 Yılı Türkiye İçin Diplomasi Yılı mı Olacak?
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Uzay Ekonomisinin Derinlikleri

Uzay Ekonomisinin Derinlikleri

Bir kesim, Türkiye’nin Milli Uzay Programı’nı alaycı bir tavırla eleştiriyor. Bu karikatürize edilemeyecek kadar ciddi bir mesele. Ülkelerin neden uzay çalışmalarına milyarlarca dolarlık kaynak ayırdıklarını sorgulayalım.

Doç. Dr. Nurullah GÜR & SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü

Türkiye’de enflasyon yüksek. İşsizlik oranı uzun süredir çift haneli rakamlarda. Bunlar, inkâr edilemez sorunlar. Ancak ekonomik sorunlar, uzay çalışmaları gibi mühim bir alana kaynak ayrılmasını irrasyonel bir tercih yapmaz. Kargadan başka kuş, yüksek faiz-düşük kurdan başka ekonomi politikası tanımayan bir kesim, Türkiye’nin Milli Uzay Programı’nı alaycı bir tavırla eleştiriyor. Mevcut ekonomik sorunlar çözüm beklerken uzaya gitmek bizim neyimize demeye çalışıyorlar. Aynı kesimin sosyal medya mecralarında her fırsatta, “Gençlerimizin hayal kurmasının önüne zincir vurmayalım”, “Ar-Ge yatırımlarına önem verelim” diye akıl verdiklerini de biliyoruz.

Uçak ve elektrikli otomobil üretmeye çalışma, uzay çalışmalarına kaynak ayırma! İyi de katma değerli ve yüksek teknolojili üretime nasıl geçiş yapacağız? Sıcak parayı ürkütmeyen, yabancının altına her daim kırmızı halı çeken politikalarla mı? Gerçekten anlamak güç.

Uzay çalışmalarını, “Ay’a araç gidecek, dolaşıp gelecek” diye basitleştirmeyelim. Karikatürize edilemeyecek kadar ciddi bir mesele bu. Ülkelerin neden uzay çalışmalarına milyarlarca dolarlık kaynak ayırdıklarını sorgulayalım. ABD ve Çin sadece beş yılda uzay programlarına yaptıkları kamu harcamalarını iki katın üzerinde artırdılar.

Uzay Programlarına Yapılan Kamu Harcamaları

Sen Hâlâ Anlayamadın mı?

Uzay çalışmaları, akıllı tarım politikalarının belirlenmesinden iklim değişikliği ile mücadeleye, büyük verinin depolanmasından iletişim teknolojilerinin hızlandırılmasına kadar günümüzün ve geleceğin kritik konu başlıklarıyla ilgili çözümlerin ve yeniliklerin önünü açıyor. Tehlikeli hava olaylarıyla ilgili uyarılar nereden geliyor? Trafik yoğunluğu nasıl takip ediliyor? Gelişmiş istihbarat bilgileri nasıl elde ediliyor? Bu soruların cevabı yeryüzünde değil, yerkürenin üzerinde.
Hayatımıza gerçek anlamda etki eden yeniliklerin çoğu, ihtiyaçlardan ortaya çıkar.

Uzayın gizemli ve değişik koşulları insanoğlunu zorluyor. Uzay yolculuklarındaki bu zorlukları aşmak için yapılan Ar-Ge çalışmaları, birçok yeni ürünün ortaya çıkmasını veya mevcut olanların geliştirilmesine katkı yapıyor. Bazılarını saymak gerekirse; güneş panelleri, taşınabilir bilgisayarlar, ısıya dayanıklı kıyafetler, bilgisayar faresi, cep telefonu kameraları, kablosuz kulaklık, dondurulmuş gıda, dayanıklı lastikler, insülin pompası… Biraz daha gerilere gedelim. 1000 yıl öncesine. İslam coğrafyasının büyük bilim insanlarının uzaya olan merakları, onların matematik, geometri ve astronomi gibi alanlarda çığır açan katkılar yapmalarına vesile olmuş.

Uzay, savunma sanayi ve diğer kritik alanlardaki teknolojik yatırımların ucuz siyasete alet edilmemesi gerekir. Bu mevzular gelişmiş ülkelerde siyaset üstüdür. Hangi parti iktidara gelirse gelsin, bu alanlardaki yatırımlar ulusal çıkar için büyük bir sabır ve kararlılıkla sürdürülür. Muhalefet destek olur. Bizim de bu konulara bakışımız böyle olmalı. İşin teknik mevzularını tartışalım. Kaynakların ne kadarı Ar-Ge’ye, ne kadarı insan yetiştirmeye ayrılsın? Uluslararası arenada hangi üniversiteler ve kurumlarla işbirliği yapabiliriz? İlk etapta hangi teknolojilere odaklanalım? Teknolojilerde yerlileşme oranı nasıl takip edilsin? Bu sorulara kafa yoralım. Yapıcı eleştirilerimizi ortaya koyalım. Ama yaklaşımımız, ergen esprileri seviyesinde olmasın.

Daha Fazla Geç Kalma Lüksümüz Yok

1960-1980 döneminde tohumlarını atmamız gereken alanlara ancak şimdilerde uzanabiliyoruz. Darbeler, siyasi karışıklıklar, yetersiz bürokratik kapasite, büyük şirketlerin vizyon eksikliği, maddi imkânsızlıklar…Bütün bunlar bizi yavaşlattı. Orta gelir tuzağına takılıp kaldık. Şimdi büyük ülke örneklerine kıyasla mütevazi bütçelerle de olsa bu teknolojilere yatırım yapmaya başladık. Bunların meyvelerini uzun vadede toplayacağız. Önemli olan yatırımlara başlayıp, bunları kararlılıkla sürdürmek. Başarı elde ettikçe, güvenimiz yerine geldikçe ve daha fazla gencimizi bu alanlara yönlendirdikçe süreç hızlanacaktır. 1960’larda yerli otomobil girişiminin hakkını verebilseydik, hayalleri gerçekleştirmek 2020’lere kalmazdı. Aynı hatayı uzay araştırmalarında tekrarlamayalım.

[TÜHA Haber Ajansı, 17 Şubat 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.