enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
20:31 Elektronik Müziğin Yeni İkilisi Mass Cust’tan Global Vizyonlu İlk Single: “Beginning”…
12:36 Diyanet İşleri Başkanı Arpaguş’tan mübarek üç aylar mesajı
00:57 Sadettin Saran hakkında adli kontrol kararı
00:52 AJet Yönetim Kurulu Başkanı Bolat: “THY ile daha fazla iş birliği için çalışma yapıyoruz”
00:44 KODA, bir yıl boyunca sahada üretti, denedi, paylaştı…
00:38 Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınmada Kadın Derneği’nin (USKD) yeni hizmet binası hizmete girdi…
00:36 Kıbrıs’ta Rum barbarlığı: Kanlı Noel
00:35 İdari Para Cezalarına İlişkin Tebliğ” Resmi Gazete’de yayımlandı.
00:29 Pakistan: İmran Han ve eşine 17’şer yıl hapis cezası
00:18 Bakan Güler: “SDG’nin ferdi entegrasyonu şart. Kimseden icazet almayız”
00:17 Türkiye ve Umman arasında 17 alanda iş birliği protokolü imzalandı
00:14 Bakan Güler: Rusya-Ukrayna arasında İHA ve İDA’lar karşılıklı olarak yoğun şekilde kullanılıyor…
00:13 Köpekler felaketleri önceden hissediyor mu?
00:06 “Üç Jokerli Konken” Almanya’da beğeni topladı…
00:03 Prof. Dr. Mühip Kanko, “İHA ihlalleri, güvenliğimiz açısından alarm verici”
00:01 Türkiye, ABD, Katar ve Mısır arasında Gazze toplantısı
00:01 Bakan Tunç: Sanal Bahis aile bütünlüğünü tehdit ediyor
11:16 İslam aleminin üç ayları Pazar günü başlıyor…
10:52 Bakan Tunç: ‘Terörsüz Türkiye’ süreci ülkemiz için, milletimizin geleceği için çok önemli bir süreç…
08:59 İHA tehdidi: Türkiye’nin hava savunması hazır mı?
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Uzay Ekonomisinin Derinlikleri

Uzay Ekonomisinin Derinlikleri

Bir kesim, Türkiye’nin Milli Uzay Programı’nı alaycı bir tavırla eleştiriyor. Bu karikatürize edilemeyecek kadar ciddi bir mesele. Ülkelerin neden uzay çalışmalarına milyarlarca dolarlık kaynak ayırdıklarını sorgulayalım.

Doç. Dr. Nurullah GÜR & SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü

Türkiye’de enflasyon yüksek. İşsizlik oranı uzun süredir çift haneli rakamlarda. Bunlar, inkâr edilemez sorunlar. Ancak ekonomik sorunlar, uzay çalışmaları gibi mühim bir alana kaynak ayrılmasını irrasyonel bir tercih yapmaz. Kargadan başka kuş, yüksek faiz-düşük kurdan başka ekonomi politikası tanımayan bir kesim, Türkiye’nin Milli Uzay Programı’nı alaycı bir tavırla eleştiriyor. Mevcut ekonomik sorunlar çözüm beklerken uzaya gitmek bizim neyimize demeye çalışıyorlar. Aynı kesimin sosyal medya mecralarında her fırsatta, “Gençlerimizin hayal kurmasının önüne zincir vurmayalım”, “Ar-Ge yatırımlarına önem verelim” diye akıl verdiklerini de biliyoruz.

Uçak ve elektrikli otomobil üretmeye çalışma, uzay çalışmalarına kaynak ayırma! İyi de katma değerli ve yüksek teknolojili üretime nasıl geçiş yapacağız? Sıcak parayı ürkütmeyen, yabancının altına her daim kırmızı halı çeken politikalarla mı? Gerçekten anlamak güç.

Uzay çalışmalarını, “Ay’a araç gidecek, dolaşıp gelecek” diye basitleştirmeyelim. Karikatürize edilemeyecek kadar ciddi bir mesele bu. Ülkelerin neden uzay çalışmalarına milyarlarca dolarlık kaynak ayırdıklarını sorgulayalım. ABD ve Çin sadece beş yılda uzay programlarına yaptıkları kamu harcamalarını iki katın üzerinde artırdılar.

Uzay Programlarına Yapılan Kamu Harcamaları

Sen Hâlâ Anlayamadın mı?

Uzay çalışmaları, akıllı tarım politikalarının belirlenmesinden iklim değişikliği ile mücadeleye, büyük verinin depolanmasından iletişim teknolojilerinin hızlandırılmasına kadar günümüzün ve geleceğin kritik konu başlıklarıyla ilgili çözümlerin ve yeniliklerin önünü açıyor. Tehlikeli hava olaylarıyla ilgili uyarılar nereden geliyor? Trafik yoğunluğu nasıl takip ediliyor? Gelişmiş istihbarat bilgileri nasıl elde ediliyor? Bu soruların cevabı yeryüzünde değil, yerkürenin üzerinde.
Hayatımıza gerçek anlamda etki eden yeniliklerin çoğu, ihtiyaçlardan ortaya çıkar.

Uzayın gizemli ve değişik koşulları insanoğlunu zorluyor. Uzay yolculuklarındaki bu zorlukları aşmak için yapılan Ar-Ge çalışmaları, birçok yeni ürünün ortaya çıkmasını veya mevcut olanların geliştirilmesine katkı yapıyor. Bazılarını saymak gerekirse; güneş panelleri, taşınabilir bilgisayarlar, ısıya dayanıklı kıyafetler, bilgisayar faresi, cep telefonu kameraları, kablosuz kulaklık, dondurulmuş gıda, dayanıklı lastikler, insülin pompası… Biraz daha gerilere gedelim. 1000 yıl öncesine. İslam coğrafyasının büyük bilim insanlarının uzaya olan merakları, onların matematik, geometri ve astronomi gibi alanlarda çığır açan katkılar yapmalarına vesile olmuş.

Uzay, savunma sanayi ve diğer kritik alanlardaki teknolojik yatırımların ucuz siyasete alet edilmemesi gerekir. Bu mevzular gelişmiş ülkelerde siyaset üstüdür. Hangi parti iktidara gelirse gelsin, bu alanlardaki yatırımlar ulusal çıkar için büyük bir sabır ve kararlılıkla sürdürülür. Muhalefet destek olur. Bizim de bu konulara bakışımız böyle olmalı. İşin teknik mevzularını tartışalım. Kaynakların ne kadarı Ar-Ge’ye, ne kadarı insan yetiştirmeye ayrılsın? Uluslararası arenada hangi üniversiteler ve kurumlarla işbirliği yapabiliriz? İlk etapta hangi teknolojilere odaklanalım? Teknolojilerde yerlileşme oranı nasıl takip edilsin? Bu sorulara kafa yoralım. Yapıcı eleştirilerimizi ortaya koyalım. Ama yaklaşımımız, ergen esprileri seviyesinde olmasın.

Daha Fazla Geç Kalma Lüksümüz Yok

1960-1980 döneminde tohumlarını atmamız gereken alanlara ancak şimdilerde uzanabiliyoruz. Darbeler, siyasi karışıklıklar, yetersiz bürokratik kapasite, büyük şirketlerin vizyon eksikliği, maddi imkânsızlıklar…Bütün bunlar bizi yavaşlattı. Orta gelir tuzağına takılıp kaldık. Şimdi büyük ülke örneklerine kıyasla mütevazi bütçelerle de olsa bu teknolojilere yatırım yapmaya başladık. Bunların meyvelerini uzun vadede toplayacağız. Önemli olan yatırımlara başlayıp, bunları kararlılıkla sürdürmek. Başarı elde ettikçe, güvenimiz yerine geldikçe ve daha fazla gencimizi bu alanlara yönlendirdikçe süreç hızlanacaktır. 1960’larda yerli otomobil girişiminin hakkını verebilseydik, hayalleri gerçekleştirmek 2020’lere kalmazdı. Aynı hatayı uzay araştırmalarında tekrarlamayalım.

[TÜHA Haber Ajansı, 17 Şubat 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.