enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
07:48 Dünyanın en prestijli savunma sanayii listesi olarak kabul edilen “Defense News Top 100″de 5 Türk şirketi yer aldı.
07:47 CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Kanko, Bakan Mehmet Şimşek’in uyguladığı yeni vergi zamlarına sert sözlerle tepki gösterdi.
07:25 Soykırımcı katil İsrail ordusu Gazze kentine kara saldırılarını genişlettiğini duyurarak bölge halkına “bir an önce kenti terk etmeleri” çağrısında bulundu.
07:23 Kocaeli’nin spor tarihi bu sempozyumda
07:08 Prof. Dr. Güven Arıklı, gerçekleri görme vakti; Duygularla değil, Akılla Yol Almalıyız!
07:06 Büyüleyici Bir An: Lahey Büyükelçimiz Fatma Ceren YAZGAN Hollanda Kralı önünde göz kamaştırdı!
00:25 Konya Büyükşehir Belediyesi, Türkiye – İspanya Milli Futbol Maçı öncesi ve sonrası, tramvay ve otobüs seferlerinde düzenlemeye gitti…
00:10 Kocaeli’in Karamürsel ilçesi modern otogara kavuştu!
00:06 Şanghay Perspektifinden Çok Kutupluluk: Türkiye–Çin İlişkileri
23:10 Gazze “açlıktan” ölüyor!
23:00 TRT ortak yapımı “Filistin 36” Filistin’in Oscar adayı oldu, Toronto’da alkışlarla uğurlandı
20:59 Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “Dün gençliği seyirci görmek isteyenler bugün TEKNOFEST kuşağından rahatsız, dün kapattıkları kapıları biz açtık.” dedi.
20:45 Mersin’de atış eğitimi sırasında kaza sonucu şehit olan özel harekat polisi Mustafa Karapınar için tören düzenlendi.
19:51 Milli Kadın Voleybol Takımımız, Japonya’yı toplamda 3-1’lik set ile geriden gelerek mağlup etti ve finale yükseldi.
19:32 Görevden uzaklaştırılan Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler, verilen tahliye kararına savcılığın itirazı üzerine yeniden gözaltına alındı…
19:24 Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, 2025 FIVB Dünya Şampiyonası’nda A Milli Basketbol Takımı’nı tebrik etti
09:43 Gülşah Erçetin, Hollanda Yayın Kurumu NOS’un Türkiye Muhabirliğine atandı…
08:58 Gazeteci Adalet Bora’nın acı günü…
07:51 Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, “Bugün Malatya’da düzenlenecek törenle 300 bininci deprem konutun teslimi gerçekleştirilecek”
07:48 CHP Genel Başkanı Özel, gündeme dair Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteci Altaylı’ya çarpıcı açıklamalarda bulundu
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Türk Kadınını takdimimdir!

Türk Kadınını takdimimdir!

Annemin babannesinin anlatısıdır: “Kocam, savaştan bir İngiliz atı üzerinde ağır yaralı geldi. Yedi yerinde yarası varmış. Bir kaç hafta  evde kendini bilmez yattıktan sonra da öldü. Öldüğünde, oğlum 2 buçuk yaşındaydı. Zaten başka çocuğum da yoktu. Ben 20 yaşıma yeni girmiştim. Oğlumu tek başına büyüttüm. Zaten memlekette hemen hemen hiçbir kadın benden farklı değildi. Bağda bahçede kadınların çalışmasından, hayvanı haşatı kadınların gütmesinden geçtim, cenazeleri bile kadınlar kaldırırdı çoğu zaman. Çünkü genç erkekler savaştaydı. Kalanlar yaşlılar, çocuklar…

Doç. Dr. Yurdagül Atun, Kıbrıs İlim Üniversitesi 

Yalnızdım, bütün işlere koşmak beni yoruyordu. O yüzden oğlumu 18 yaşına gelir gelmez evlendirdim. Gelin bize hem can yoldaşı, hem de yardımcı olacaktı. Aradan bir süre geçti, oğlumu askere çağırdılar. Ben askere gitmesinden değil de savaşa gitmesinden korkuyordum. Komutana gittim, durumu anlattım. Tek oğlum olduğunu, onu savaşa göndermeyeceğimi söyledim. Komutan dinledi, düşündü, ‘senin oğlana ayırım yapamayız, tüm Türk evladı gibi o da askerlik yapacak ama bir fikrim var’ dedi. ‘Oğlunun askerliğini Akşehire verelim. Bağında bahçende ne varsa topla, ekmek, erişte, tarhana, bulgur neyin varsa hazırla. Haftada bir gün gelsin, kalsın, ertesi gün de senin hazırladıklarını askerlere götürsün.’ Biz Yalvaç’tayız, Yalvaç- Akşehir arası çok uzak değil. Bu teklif hoşumuza gitti. İki at ve bir asker arkadaşıyla gelip, hazırladıklarımızı alıp götürecekti. Oğlum  gelmeden biz komşularla toplanarak, teknelerce ekmekler, börekler yapıyor, makarna kesiyor, peynirler, meyveler, sebzeler hazırlıyorduk. Bunlar heybelere dolduruluyor, askerlerimize gönderiliyordu. Bu durum dört sene sürdü ama biz hiç yüksünmeden, seve seve hazırlardık. Evladımın gelmesi büyük bir nimet, bizim askerlerimize, ordumuza küçük de olsa katkıda bulunmamız daha büyük nimetti…”

Başa dönüp, sırayla gidelim. Öncelikle savaşta ağır yaralanan birinin, Anadolunun en ücra köşesindeki evine getirilmesine… Burada eşim Prof. Dr. Ata Atun’un yazısından bir alıntı yapayım; “ABD ordusundaki araştırmacılar tarafından 1950-53 yılları arasında yer alan Kore Savaşı ile ilgili bir araştırma raporu, bu savaşta yer almış, kod adı olan ‘Şimal Yıldızı’ olan bir Tugayı anlatıyordu.

Rapor, ‘ABD ordusundaki kayıpların, Şimal Yıldızı adlı tugayın kayıplarından neden daha fazla olduğu’ ile ilgiliydi.

Raporun sonuç kısmı beni çok etkilemişti. Sonuç bölümünde özetle ‘ABD ordusunun yaralı askerleri, hastaneye yeni bir yaralı asker gelince onu dışlamakta ve yardımcı olmamaktaydılar. Buna karşın Şimal Yıldızı adlı tugaya ait seferi hastaneye tugayın yaralı bir askeri gelince diğer yaralılar hemen onu aralarına alıyorlar, yemiyorlar yediriyorlar, içmiyorlar içiriyorlar, ilacını tam saatinde verip, her tür temizliğini yapıyorlar, hayatta kalabilmesi için de elden geleni yapıyorlardı’ diyordu. Anladığınız üzere ‘Şimal Yıldızı’, Türk ordusuna ait kahraman tugayın kod adıydı.”

Bu bize ait bir haslet. (Batı mentalitesinin ala daha yaralıları vakit kaybı olmasın diye ölüme terk ettiklerini biliyoruz.) Yaralı, hem de iyileşmesi mümkün görünmeyen ağır yaralı bir askeri evine getirmek, onun memleketinde bir mezarı olmasına vesile olmak… Eminim büyük dedem gibi bir çok ağır yaralıyı da imkanlar dahilinde evlerine ulaştırdılar, aileleriyle vedalaşma fırsatı verdiler.

Gelelim Türk kadınının fedakarlıklarına; Dedelerimiz Çanakkale Savaşı sürecinde; cephede erkekle omuz omuza düşmana karşı savaşırken cephe gerisinde de ninelerimiz her türlü desteği verdi. Milli mücadelede Türk kadını, askerler için kılık-kıyafet ihtiyacının karşılanmasında, yiyecek içecek tedarikinde büyük yararlılıklar gösterdi. Başta Çanakkale Cephesi olmak üzere Kurtuluş Savaşı’nın her aşamasında gönüllü olarak savaşa katıldı. Hemen her haneden bir kişinin cepheye gittiği köylerde geride kalanlar da büyük ninemiz gibi cephedeki evlatları için seferber oldular.

Nitekim Çanakkale geçilmedi, bu destanlar yazıldı, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Çanakkale zaferinin yıldönümünü kutladığımız bugünlerde bu anı da tarihe geçsin, Türk kadınının yaptıkları/yapacakları unutulmasın istedim zira bizler “Kara Fatma“nın, “Binbaşı Ayşe”nin, “Tayyar Rahmiye”nin, “Kılavuz Hatice”nin, “Asker Saime”nin, “Hacaba Nine”nin torunlarıyız.

Not: Annemin babaannesi Hacaba nine, (gerçek adı Hatice) vefat ettiği 95 yaşına kadar dedemlerle yaşadı. Oğluna çok düşkündü. Oğlu yorulacak, hasta olacak diye hiçbir iş yaptırmak istemezdi. Sabah ezanıyla birlikte bahçeye, tarlaya gidileceğinde oğlunu değil, gelinini uyandırır, geliniyle giderdi ancak kendisi de en az gelini kadar çalışırdı. Gelini (anneannem) bundan şikayetçi olmadığı gibi, “sağolsun koca anam bağa bahçeye hep benle geldi, benden çok çalıştı” diye minnet duyardı. Dedem rahmetlik de ömrünün sonuna kadar evin kadınları tarafından el üstünde tutulmanın keyfini sürdü.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.