TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Yeni fırsatların ortaya çıktığı dönemden geçiyoruz”
* TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 16’ncı Büyükelçiler kapsamında, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve beraberindeki büyükelçileri, TBMM Tören Salonu’nda kabul etti.
Öne çıkan konu başlıkları:
*”Yeni fırsatların ortaya çıktığı dönemden geçiyoruz”
*”Prensipli müzakereler ilkesinden asla ayrılmadığımızı görüyoruz”
*”Sözümüzün meşruiyetinin arkasındaki en büyük güç ise bizatihi milletin iradesidir”
*”Kültürel diplomasi ve parlamenter diplomasi çalışmalarımızı en güçlü şekilde sürdürmeye devam edeceğiz”
* Detayı haberimizde!…
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş
ANKARA (TBMM), 17 ARALIK 2025 – TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 16’ncı Büyükelçiler kapsamında, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve beraberindeki büyükelçileri, TBMM Tören Salonu’nda kabul etti.
Kabulde konuşan Kurtulmuş, Büyükelçiler Konferanslarının dış politikada istişare zemini oluşturduğunu belirterek, devam etmesi temennisinde bulundu.
Asyalıların, “İlginç zamanlarda yaşayasın” sözünü aktararak, bunu bazı kesimlerin beddua, bazı kesimlerin de tavsiye olarak değerlendirdiğini söyleyen Kurtulmuş, tarih boyunca ilginç zamanlar yaşandığını, içinde bulunulan dönemde de bu zamanlardan en ilginçlerinin yaşandığını ifade etti.
Dünyadaki değişimlerin uluslararası ilişkilere de yansıdığının altını çizen Kurtulmuş, belirsizliklerin yüksek olduğu dönemde bulunulduğunu dile getirdi. Kurtulmuş, bölgesel güç ve küresel aktör olma iddiası bulunan Türkiye’nin, tedbirlerini de bu döneme göre alması gerektiğine dikkati çekti.
Kurumların zorlandığı, uluslararası kurumların da zorlanmanın ötesinde büyük oranda fonksiyonsuz hale geldiği dönemden geçildiğini belirten Kurtulmuş, bu dönemde çok kutupluluğun gelişmeye başladığını söyledi.
Kurtulmuş, küreselleşmenin ve bölgeselleşme eğilimlerinin eş zamanlı yürüdüğünü de aktardı.
Yüksek teknolojilerin büyük hızla geliştiğine işaret eden Kurtulmuş, bunun uluslararası ilişkileri de etkilediğini kaydetti.

“Yeni fırsatların ortaya çıktığı dönemden geçiyoruz”
İklim değişikliğinin, devletler ve kıtalar arasındaki ilişkileri de etkilediğini dile getiren Kurtulmuş, kuraklığın Afrika başta olmak üzere bazı bölgelerde uluslararası sorun haline geldiğini belirtti.
Kurtulmuş, gıda güvenliğinin, enerji ve ulaştırma hatları arasındaki bağlantısallığın da yeni gerilimlerin, yeni anlaşmaların merkezine oturduğunu anlatarak, “Düne göre alışık olmadığımız yeni durumların, yeni çelişkilerin, yeni çatışmaların, yeni gerilimlerin olduğu, ama aynı zamanda yeni fırsatlarında da ortaya çıktığı dönemden geçiyoruz” diye konuştu.
Geçmiş dönemlerin “Uzay çağı“, “Sanayi toplumu” şeklinde tanımlandığını vurgulayan Kurtulmuş, bu dönemde de yeni bir eşikte olunduğunu kaydetti. Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu yeni eşiği tanımlamak gerekirse, ‘yeni zamanların eşiği‘ olarak tanımlanabilir. Önümüze yeni, belirgin ve ilginç zamanların geldiği aşikardır. Bizim de Türkiye olarak bütün bu süreçlerdeki devasa geniş alana yayılmış gelişmeleri yakından takip etmek, buna göre hareket etmek mecburiyetimiz vardır. Türk dış politikası olarak, özellikle son yıllarda fevkalade etkin ve ciddi atılımlar içerisinde olduğumuzu hepimiz iftiharla izliyoruz. Türk dış politikası, öncelikle ilkeli, kararlı şekilde yoluna devam ediyor. Hele hele böyle bir dünyada, ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın‘ anlayışıyla, günü gün ederek dış politikayı kurmanın mümkün olmadığını çok iyi biliyor ve Türkiye olarak buna göre hareket ediyoruz.”
Türkiye’nin dış politikasının, barış, istikrar ve güven ekseninde bir dünyayı tasarlamak, buna ilişkin eldeki imkanları kullanmak için güçlü anlayış içinde bulunduğunu kaydeden Kurtulmuş, bölgedeki sorunların çözülebilmesi için de barış, istikrar ve güven perspektifini koruduklarını vurguladı.
“Prensipli müzakereler ilkesinden
asla ayrılmadığımızı görüyoruz”
Rusya-Ukrayna Savaşı, Kafkaslar’daki gerilimler ve Gazze’de ateşkesin sağlanması konularında Türkiye’nin tutumlarını hatırlatan Kurtulmuş, istikrarsız dünyada hiç kimsenin güvende olmayacağına dikkati çekti.
Dış politikayı güçlü şekilde kurgulamaya çalıştıklarının altını çizen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Prensipli müzakereler ilkesinden asla ayrılmadığımızı görüyoruz. Yani bir masada başka sözü, başka bir muhatabımıza karşı diğer masada başka teklifi getirmiyoruz. Herkese açık yüreklilikle, prensipler çerçevesinde müzakerelerimizi yaparak barışın, istikrarın ve güvenin sağlanması için olağanüstü çaba sarf ediyoruz. İnsani diplomasi vasıtasıyla dünyanın dört bir tarafındaki ihtiyaç sahibi insanlara en kısa sürede ve en etkin şekilde ulaşabilmeyi başarıyoruz. Bunun için gayret sarf ediyoruz.“
Kurtulmuş, Filistinlilere ve Afrika halklarına desteği sağlamak için diplomasinin etkin kullanıldığını vurguladı.
Türkiye’nin, “lider diplomasisinde” örnek olduğunun altını çizen Kurtulmuş, şöyle konuştu:
“Sayın Cumhurbaşkanı’mızın şahsında Türkiye, bugün dünyada lider diplomasisini en iyi şekilde uygulayan birkaç ülkeden birisidir. Liderin üzerinden, liderin güçlü liderlik vasıfları ve karakteri üzerinden birçok zor meselenin nasıl çözüldüğün hepimiz biliyoruz. Türkiye’nin bu süreçte en önemli dış politika artılarından birinin de güçlü lider diplomasisi olduğunun altını çizmek isterim. Türkiye’nin dış politikadaki bir başka özelliği ise çok taraflı ve etkin diplomasiyi inşa etmiş olmasıdır. Artık Türkiye’nin, herhangi bir bölgenin, ülkenin kuyruğuna takılıp, herhangi bir paktın ‘peyk’i olarak durması mümkün değildir. Türkiye’nin yönü, her zaman söylediğimiz gibi ne Doğu’ya dönük ne sadece Batı’ya dönüktür. Türkiye, ne şu tarafın uydusu, ne bu tarafın yörüngesinde bulunan ülkedir. Türkiye’nin, iddia ettiğimiz, ısrarla vurguladığımız gibi bir tek ekseni vardır, o da Türkiye eksenidir.“
Türk dış politikasının, etkin çabalarıyla Türkiye eksenini tahkim etmek için gayret gösterdiğini belirten Kurtulmuş, bu konudaki çalışmaları dolayısıyla Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a teşekkür etti.
Kurtulmuş, dış politikada küresel bakış açısına sahip Türkiye’nin, barış paktının kurulabilmesi, yeni küresel sistemin hakkaniyet ve adalet üzerinde inşa edilmesi için her platformda yeni dünya düzeninin şart olduğunu dile getirdiğini anlattı.
Yakın zamanlarda yeni, adil, küresel bir dünya sisteminin kurulacağını aktaran Kurtulmuş, bunda da Türkiye’nin öncü olacağını söyledi.
Dış politika yürütülürken bazı ilkelerin de özümsenmesi gerektiğinin altını çizen Kurtulmuş, Türk dış politikasının iddialı, kararlı ve tutarlı olduğunu ifade etti.
Kurtulmuş, Türkiye’ye iddiasız olmanın yakışmayacağının, iddiası bulunmayan Türkiye’nin de ayakta duramayacağını kaydetti.
“Sözümüzün meşruiyetinin arkasındaki en büyük güç ise bizatihi milletin iradesidir”
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türk dış politikasında 4 temel ilkenin pusula olması gerektiğini belirterek, bunlardan ilkinin “tutarlılık” olduğunu vurguladı. Zikzak çizmeyen, bir o tarafa bir bu tarafa dönmeyen, sözünü güçlü bir şekilde söyleyen, bu sözü de hem yumuşak gücüyle hem de sert gücüyle tahkim eden bir Türkiye’nin olması gerektiğinin altını çizen Kurtulmuş, ikinci pusulanın da “meşruiyet” olduğunu ifade etti.

Meşruiyeti olmayan bir sözün, ne kadar güçlü olursa olsun karşılığının
olmadığını belirten Kurtulmuş, “Bizim anladığımız sözümüzün meşruiyetinin arkasındaki en büyük güç ise bizatihi milletin iradesidir. Sadece iç politikada değil, dış politikada da meşruiyetimizi milletin iradesinden alır, milli iradeden alır, milletin gücünden alırız. Onun için bu toplantımızın milli iradenin merkezi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında yapılmasını da fevkalade önemsediğimi ifade etmek isterim” dedi.
Türk dış politikasının üçüncü temel pusulasının da “vicdan” olduğunu aktaran Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Devlet yönetimleri, dış politika, ülkeler arasındaki ilişkiler sadece matematik denklemlerden ibaret değildir. Mutlaka ve mutlaka vicdanı işin orta yerine koymak ve vicdanı da pusulamızın önemli unsurlarından biri haline getirmek zorundayız. Aksi takdirde bugün dünyada çok sayıda örneğini gördüğümüz gibi vicdansızların elinde koskoca dünya zıvanadan çıkar ve kendi özelliklerini kaybeder, insani özelliklerini kaybeder. Bu vicdan pusulamız dolayısıyla bugün Türkiye, özellikle Gazze diplomasisi çerçevesinde insanlık cephesinin öncüsü olmuştur. Başta Cumhurbaşkanı’mız, her birimiz, hepimiz, devleti yöneten bütün arkadaşlarımız, her bir unsurumuz, sivil toplum kuruluşlarımız bütün vesilelerle her şeyi vesile ittihaz ederek, diyelim ki çevreyle ilgili bir uluslararası konferansta bile mutlaka konuyu, Gazze’deki haksızlığa, insanlık suçlarına ve soykırıma getirmiş ve bu konuda insanlık cephesinin uyanmasına vesile olan en önemli ülkelerden birisi olmuşuz. Bundan dolayı iftihar ederiz. Bu vicdani yaklaşımımız dolayısıyla insanlık tarihinin gördüğü bu en büyük krizlerden birisinde, tarihin doğru tarafında durduk, insanlığın yanında durduk ve insanlık cephesini harekete geçirdik.“
Kurtulmuş, “zaman, zamanın ruhu” kavramının da dördüncü pusula olduğunu ifade etti.
Zamanın ruhuna uygun olmayan fikirlerin, ne kadar güçlü şekilde telaffuz edilirse edilsin başarıya ulaşmasının mümkün olmadığını dile getiren Kurtulmuş, “Biz de zamanın çok hızlı aktığını biliyoruz, işlerin çok hızlı geliştiğini biliyoruz. Ama burada hem sakin, aklı başında işlerimizi yürüteceğiz hem de işlerimizi en hızlı şekilde yapacağız. Sakin olmakla hızlı olmak birbirinin rakibi değil, birbirinin tamamlayıcısı iki temel unsurdur. Bu ilkeler çerçevesinde dış politikamızı sürdürdüğümüz müddetçe bugün bizim için çok ilerde gibi görülen birçok hususun da yakın dönemde gerçekleştiğine bizzat şahit olacağız. Türkiye bütün bu özellikleriyle ve söylediklerimin hepsini hayata geçirme kararlılığıyla bir bölgesel güç olma ve küresel aktör olma yolunda emin adımlarla ilerliyor” şeklinde konuştu.
“Kültürel diplomasi ve parlamenter diplomasi çalışmalarımızı en güçlü şekilde sürdürmeye devam edeceğiz”
Dış politikanın, içinde bulunulan dönemde karmaşık ve çok katmanlı bir hal aldığını söyleyen Kurtulmuş, “Dış politika, sadece bir tek kurumumuzun başa çıkabileceği kadar yalın bir iş değildir artık. Bunun için dış politikanın çok farklı alanlarda tezahür ettiğini, bu alanlarda da Türkiye’nin gerçekten güçlü bir şekilde yol aldığını sizlerle paylaşmak isterim” dedi.
Kültürel diplomasinin, yeni dönemin en etkin diplomasi alanlarından biri olduğuna işaret eden Kurtulmuş, Türkiye’nin özellikle gönül coğrafyasındaki insanlara ulaşabilmek için dış politikada önemli bir enstrüman olarak kullandığı kültürel diplomasi kurumlarının her gün kapasitesini daha fazla güçlendirdiğini belirtti.
Türkiye’nin, parlamenter diplomasiyi dünyada en iyi kullanan ülkelerden biri olduğunun altını çizen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir taraftan komisyonlarımız, bir taraftan dostluk gruplarımız, bir taraftan Meclis Başkanlığımız olarak dünyanın her yerinde, hemen hemen her hafta arkadaşlarımız ikili ya da çok taraflı temaslarını gerçekleştiriyor, Türkiye’nin tezlerini dünyanın en ücra noktasına kadar anlatıyor ve özellikle oralarda kurdukları ilişkilerle birlikte de dostluk köprülerini dünyanın en uzak noktalarıyla oluşturuyor. İnşallah bu kültürel diplomasi ve parlamenter diplomasi alanındaki çalışmalarımızı da en güçlü şekilde sürdürmeye devam edeceğiz.“
