enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
11:14 Asgari Ücret Zammı Açıklandı: Yeni Tutar Net 28 075 TL! Türkiye’nin Nabzı Gündemde
10:35 SPD Başkanı Yıldız : Ankara su yönetiminde örnek bir başkent olmalı!
09:27 Finansın geleceği Ataşehir’de yazılıyor…
00:56 (TÜHA) Türkuaz Uluslararası Haber Ajansı, DW ve Euronews abonesi
00:44 SDG meselesinde kilit güç ABD: Mazlum Abdi ve YPG’nin silahlı sayısı gerçekçi rakamlarla değerlendiriliyor
00:41 İletişim Başkanı Duran’dan Netanyahu’ya tepki
00:34 TÜGVA Başkanı İbrahim Beşinci, “Filistin’deki sistematik zulme karşı sessiz kalmayı reddediyoruz”
00:19 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lübnan Cumhurbaşkanı Avn ile görüştü
00:17 İzmir’de açılan “Hollanda & Türkiye Sergisi” büyük ilgi görüyor…
00:05 İletişim Başkanlığı “savunma sanayi projelerine yeterli ödenek ayrılmadığı” iddiasını yalanladı
00:03 Türk siyaset bilimci: Türkiye’nin artan rolü hem fırsatlar hem de riskler getiriyor…
00:02 İstanbul Havalimanı aralık ayında da Avrupa zirvesinde
20:34 400 yıllık dostluk ‘Ortak Miras’ sergisiyle taçlandı
09:29 1 Ocak’ta İstanbul’dan dünyaya “Gazze” mesajı verilecek
00:59 KGK: Basın özgürlüğü; sorumsuzluk, ahlaki çöküş ve kamuoyunu yanıltma özgürlüğü değildir
00:51 Mahkeme Afşin-Elbistan’daki Termik Santralın Emisyon Verilerinin Açıklanmasını Hükmetti
00:43 ABD ve İngiltere’de sağ çizgide yayın yapan üç gazete, İsrail eleştirisi yazara bedel ödetti…
00:33 Soğuğa yazılan destan: Sarıkamış Harekatı
00:31 Gazze’de ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına neden geçilemiyor?
00:29 Mehmet Uçum: 27 Şubat çağrısı bağlayıcıdır ve o çerçevenin dışına çıkılmamalıdır
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Suriye faciası -I-

Suriye faciası -I-
12.12.2024
A+
A-

Hayattayken kıymeti bilinmeyen ve birçok kez partisi kapatılan, ihanetlere uğrayan, bunlara rağmen silinmez izler bırakan rahmetli Erbakan Hocamız, feraset sahibi nadir insanlardan olarak 20. asırda yetişmiş dâhilerden ve gerçek liderlerden biriydi. Erbakan Hoca’nın hayattayken özellikle söylediği bir ifade vardı: “Korkarım ki beni anladığınızda dövecek diziniz dahi kalmayacak.” derdi ve devam ederdi: “Eğer bir gün hedef Suriye olursa bilin ki sonraki hedef Türkiye’dir.”

-Av. Hamit Serdar YILMAZ-

TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency

Av.Hamit Serdar Yılmaz - Açıksöz Gazetesi

Yazar: Av. Hamit Serdar YILMAZ

Geçen her gün, yaşanan her olay ise bu sözü doğrularcasına yaklaşan kıyametin, büyük savaşın habercisi gibi. Ama en büyük zarar yıllardır gördüğümüz gibi yine tabanda olan insanlara olacak.

2002 tarihinde duyulmaya başlayan Türkiye, 2006’dan sonraki şekliyle ise Yeni Orta Doğu Projesindeki ülkemiz tavrı dış politika facialarından biri olarak tarihe geçmiş canlı bir kayıt olarak önümüzde duruyor. Bu projenin hem ülkemizin siyasi, iktisadi ve kültürel yapısına verdiği ağır tahribatı hem de bölge ülkelerine ve dünyaya ne derece büyük zarar verdiği aşikardır. Proje ülkemiz açısından 8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Körfez savaşında ifade ettiği “bir koyup üç alacağız” diyerek ABD’ye desteğini açıklamasından sonra sıfır çekmemizdeki gibi, ülkemize hiçbir artısı olmayan bu proje tam aksine eksi üzerine eksi getiren gerçek pozisyonuna dönmüştür. Ki bu gerçek durumu birçok ABD’li bakan ve yetkili farklı zamanlarda ifade etmiştir.

Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Biography of Condoleezza Rice, Former US Secretary of StateRice tarafından, yine kendisinin isim sahibi olduğu daha eski ve daha etkileyici olan “Büyük Ortadoğu” teriminin yerine, Haziran 2006’da Tel Aviv’de dünyaya tanıtılan bu projeden dolayı kan gölüne dönmüş orta doğu coğrafyasındaki veballerin, sahiplerince bu dünyada nasıl kaldırılacağı ise meçhul. Zira yerlerinden edilmiş insanların, parçalanmış toplumların, ölümün, işkencenin, şiddetin, kaosun, güvensizliğin ve istikrarsızlığın normal kabul edildiği bir süreçte mazlumlara yaşatılan zulmün anlatılmasını sağlamak, vicdan sahipleri için sadece acıyı hatırlatmak olur. Kaldı ki bu zulüm gözümüzün içine baka baka gelmişti. Halada yoluna iç ve dış destekçileriyle devam ediyor.

Zira BOP projesinin yöneticilerinden Condoleezza Rice 7 Ağustos 2003 tarihinde The Washington Post gazetesinde kaleme aldığı köşe yazısında şu ifadeleri kullanmıştı: “…İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ardından, Amerika kendini Avrupa’nın uzun soluklu değişimine adadı. Siyasetçilerimiz, savaşın getirdiği ölümler ve yıkımları (yüzbinlerce Amerikan kaybı da dahil olmak üzere) inceleyip araştırarak başka savaşın düşüncesinin bile yer alamayacağı yeni bir Avrupa için işe koyuldular. Biz ve Avrupa halkı kendini demokrasi ve refaha adadı, sonuç olarak birlikte başardık.

Bugün, Amerika ve müttefikleri kendilerini dünyanın bir başka yerindeki uzun soluklu değişimlerden bir tanesine hazırlamalıdır: Orta Doğu. 22 ülkeden oluşan ve toplamda 300 milyonluk bir nüfusa sahip olan Orta Doğu, 40 milyon nüfuslu İspanya’dan daha düşük bir toplam gayri safi yurt içi hasılaya sahiptir.

…Orda Doğu’nun dönüşümü hiç kolay olmayacak, hem de çok fazla zaman alacak. Amerika, Avrupa ve diğer tüm özgür devletlerin; bölgede, bizim insanlık özgürlüğüne verdiğimiz değerde ortak düşünceye sahip diğer ülkelerle geniş iş birlikleri gerekmektedir. Bu, öncelikli olarak bir askeri adanmışlık değildir, bunun yerine, tüm ulusal gücümüzü – ekonomik, siyasi ve kültürel – kullanmamız gereken bir iştir.” diyerek hazırlanmış planı kısmen dünya ile paylaşmış oluyordu.

Yani Rice bugünden 21 yıl önce tek cümleyle şunu söylemek istiyordu: “Ortadoğu ülkeleri isteseler de istemeseler de, değişim süreci kolay olmasa da, uzun sürecek olsa da orta doğudaki 22 ülkenin sınırları ve rejimleri bizim istediğimiz şekilde değişecek.” Bu değişimin maskesi ise özgürlük ve demokrasi havariliği olarak öne çıkarılmıştır. (Devam edecek…)

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.