enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
23:27 Türkiye’nin yerli ve milli gururu T10F Togg, ön satış öncesi deneyim merkezlerinde ziyarete açıldı…
23:12 CHP’nin 38. Olağan Kurultayı ile 6 Nisan 2025’teki 21. Olağanüstü Kurultayı’nın iptaline ilişkin dava, 24 Ekim Cuma gününe ertelendi
22:58 2025 Avrupa Basketbol Şampiyonası (EuroBasket 2025) ikincisi A Milli Basketbol Takımı, Letonya’nın başkenti Riga’dan İstanbul’a döndü.
22:51 Bayrampaşa Belediyesine yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında 3 zanlı daha gözaltına alındı…
22:42 Cumhurbaşkanı Erdoğan: İsrail işgallerini genişletme çabasında
22:29 Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Katar’da yoğun diplomasi trafiği
22:03 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakü’nün düşman işgalinden kurtuluşunu kutladı
21:30 3. KONYA GASTROFEST Yüz Binleri Ağırladı; Başkan Altay Misafirlere Teşekkür Etti
07:56 İletişim Başkanı Duran: Türkiye, geleceğin enerjisini bugünden inşa ediyor
07:51 Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş,”Şiddetle mücadelede güçlü bir teknoloji altyapısı oluşturuyoruz”
07:49 Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından yapay zeka destekli yeni dönem
07:35 Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Suriye Tarım ve Tarım Reformu imza töreninde konuştu…
07:35 Göç İdaresi Başkanlığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda, Mobil Göç Noktası araçlarının sayısı bu yıl itibarıyla 375’e çıkarıldı.
07:30 SPD Başkanı Yıldız: Teknik çözümleri biliyoruz; ihtiyacımız olan bilgiyi politikaya, politikayı da uygulamaya dönüştürmektir.
07:24 Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca, Anka Çocuk Destek Programı ile bugüne kadar yaklaşık 20 bin çocuğa destek verildi.
07:16 İstanbul Havalimanı günlük ortalama 1624 uçuşla bir kez daha Avrupa’da birinci, dünyada beşinci en yoğun havalimanı oldu
07:15 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs Rum Ortadoks Patriğini kabul etti
07:09 Dışişleri’nden Yunanistan’a tepki
07:03 Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu bu hafta 2 kez toplanacak
07:33 Her eylül ayında New York’ta toplanan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu; 80. Yılda Çatının Altında Derinleşen Çatlaklar
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Rusya Avrupa’yı Bölüyor mu?

Rusya Avrupa’yı Bölüyor mu?
A+
A-

Fransa ile Almanya arasındaki iş birliği AB’nin hayat damarını oluşturur. Bu iş birliği sakatlanırsa artık AB’nin sonunu konuşma zamanı gelmiş demektir. Aynı şeyi Almanya-İngiltere ya da Fransa-İngiltere ilişkisi üzerinden söylemek mümkün değildi. Nitekim İngiltere’nin ayrılması AB’ye zarar verse de Birliğin geleceği açısından çok büyük bir öneme sahip değil.

   Prof. Dr. Kemal İNAT

Tartışmalı Kuzey Akım-2 doğalgaz boru hattına yönelik ağır eleştiriler ve hatta yaptırımların ABD’den gelmesi herkesin alıştığı bir durumdu. Ama Fransa’nın açık ve net bir şekilde Almanya’dan bu projeyi durdurmasını talep etmesi Avrupa Birliği’nin geleceği üzerinde Moskova’nın ne kadar büyük bir etkisi olduğunu gösteriyor.

Fransa, Avrupa Birliği’nin sıradan bir üyesi değil.

Herkes iyi bilir ki, Fransa ile Almanya arasındaki iş birliği AB’nin hayat damarını oluşturur. Bu iş birliği sakatlanırsa artık AB’nin sonunu konuşma zamanı gelmiş demektir.

Aynı şeyi Almanya-İngiltere ya da Fransa-İngiltere ilişkisi üzerinden söylemek mümkün değildi. Nitekim İngiltere’nin ayrılması AB’ye zarar verse de Birliğin geleceği açısından çok büyük bir öneme sahip değil.

Geçen hafta Fransa’nın Avrupa Bakanı Clement Beaune bir radyo programında, Rusya’dan Almanya’ya uzanan Kuzey Akım-2 projesine yönelik olarak baştan beri endişeleri olduğunu ve projenin durdurulmasını istediklerini ifade etti. Rus muhalif Aleksey Navalny’nin zehirlenmesi sonrasında Almanya’da tedavi görmesinin ardından döndüğü Rusya’da tutuklanıp hapis cezasına çarptırılması Fransa’nın bu konudaki karşıtlığını artırmış görünüyor.

Navalny’nin başına gelenlerden sorumlu tuttukları Putin yönetimini cezalandırmak için Kuzey Akım-2 projesini durdurmak istiyorlar.

Fransız bakanın bu net ifadelerinin Almanya’da çok ciddi rahatsızlık uyandırdığına kuşku yok. Zira Kuzey Akım-2’nin durdurulması Rusya kadar Almanya’yı da cezalandırmak anlamına gelecek.

Sadece birkaç kilometrelik kısmı eksik kalmış boru hattının inşasından vazgeçilmesi Almanya’nın hem ekonomik açıdan önemli zarara uğraması sonucunu doğuracak hem de en büyük gaz tedarikçisi Rusya ile arasının bozulmasına yol açacak.

Fransa’nın tavrı açısından en büyük sorun ise, komşunun bu tavrının bu konuda zaten hararetli bir tartışma yaşanan Almanya’da bir tür içişlerine müdahale olarak görülecek olmasıdır. Almanya içerisinde, Putin yönetimini cezalandırmak için Kuzey Akım-2 projesinin durdurulmasını talep eden bir kesim varken Fransa’dan gelen bu net mesaj içerideki boru hattı taraftarları açısından hoş karşılanmayacak.

İktidardaki CDU’nun (Hıristiyan Demokrat Birliği) yeni başkanı Armin Laschet’in de Kuzey Akım-2’nin tamamlanması ve bu mesele yüzünden Rusya ile sorun yaşanmaması taraftarı olan siyasetçiler grubuna dâhil olduğu hatırlanırsa Fransa’dan gelen talebin yol açabileceği sonuçlar daha iyi anlaşılır.

Meselenin bir de ABD ile ilişkiler ve egemenlik boyutunun olması konuyu Almanya ve Berlin-Paris ilişkileri açısından daha karmaşık hâle getiriyor.

Trump döneminde ABD’nin Kuzey Akım-2 projesi nedeniyle Almanya’ya ağır baskı uygulaması ve özellikle dönemin Amerikan Büyükelçisi Richard Grenell’in bütün diplomatik nezaket kurallarını ihlal ederek projeye katılan Avrupalı şirketlere mektuplar yazarak onları tehdit etmesi konunun Almanya’da bir egemenlik meselesi olarak görülmesi sonucunu doğurmuştu. Amerikan büyükelçisinin sınır dışı edilmesini talep eden Alman siyasetçiler bile olmuştu.

Yani Kuzey Akım-2 meselesi Almanya için bir tür egemenlik sembolü hâline dönüştü. Bu konuda geri adım atılması ABD ve onun Avrupa’daki “müttefikleri” karşısında diz çökmek anlamına gelecek.

Eski Amerikan Büyükelçisi Grenell’in, eylül ayında yapılacak seçimlerde CDU Lideri Armin Laschet’in muhtemel rakibi Jens Spahn’ın yakın arkadaşı olması da meseleyi Alman iç siyaseti açısından daha karmaşık hâle getiriyor.

Bu açıdan bakıldığında Kuzey Akım-2 projesi üzerinden yürüyen tartışmalar, seçime giden Almanya’da Atlantikçiler ile ulusalcılar arasındaki kavganın perde önüne yansıyan sahnelerinden biri gibi görünüyor. Fransa’nın bu sahnede rol alması ise hiç de tesadüflerle açıklanacak gibi durmuyor.

Almanya’da bazı yayın organları CDU Lideri Laschet’in Rusya konusundaki ılımlı politikasını eleştirip eylüldeki seçimlerde onun başbakan adaylığının önünü kesmeye çalışırken Fransa ve ABD “Grenell’in dostu” Jens Spahn’ın önünü açmaya mı çalışıyor?

Rusya’ya karşı mücadele etmeyi dış politikasının ana hedeflerinden biri olarak açıklayan Biden yönetimi açısından bu mantıklı görünüyor ama Fransa ne yapmaya çalışıyor?

Fransız Bakan Beaune, Kuzey Akım-2’nin durdurulmasını talep ederken bu talebin Almanya’daki Atlantikçileri güçlendireceğini ve Rusya ile Avrupa arasındaki gerginliği artıracağını bilerek mi hareket ediyordu? Eğer bu sorunun cevabı evet ise bu, şimdiye kadar Rusya konusunda ılımlı politikalarıyla bilinen Fransa’nın Biden döneminde Atlantikçi bir çizgi izleyeceğini mi gösteriyor?

Öyle görünüyor ki, Rusya meselesi Avrupa’yı karıştırmaya devam edecek.

[TÜHA Haber Ajansı, 13 Şubat 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.