enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
23:50 İzmir Büyükşehir Belediyesine yönelik “kooperatif” soruşturması kapsamında 65 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi.
23:38 Bakan Fidan, Hamas heyetiyle görüştü
23:24 “Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda kurulacak komisyonun ilk toplantı tarihi belli oldu
23:15 İstanbul’da Türkiye-İtalya-Libya zirvesi
23:09 Anayasa Mahkemesi (AYM), bireysel başvuru hakkının getirildiği 23 Eylül 2012’den 30 Haziran 2025’e kadar yapılan 686 bin 484 bireysel başvurudan 573 bin 180’ini sonuçlandırdı.
22:59 TBMM Başkanı Kurtulmuş’tan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile parti genel başkanlarına “Terörsüz Türkiye” teşekkürü
22:51 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze’de omuz omuza şükür namazı kılacağız
07:42 Bu fotoğraftaki sen misin ? Sahte Mesajlara Dikkat: Dolandırıcılık ve Virüs Tuzağından Korunma Rehberi
07:34 Gazeteci İlhan KARAÇAY’ın Sosyal Medyada dolaşan ‘Erdoğan’ın Akıbeti’ üzerine yorumu…
07:32 Mersin’de ünlüleri gençleştiren, şifa ve güzelliğin adresi: Getat uzmanı Dr. Işıl ÖZDEMİR!
07:18 Şirketlerden N’aber!
07:06 Dünya Dönüyor!
06:54 Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) için Adana-Gaziantep Otoyol Bağlantı Yolu ve Misis Köprüsü yeniden projelendiriliyor
18:40 Nizip Ticaret Odası (NTO) Başkanı Öztürk: Coğrafi işaretli ürünler AB yolunda
18:00 POLSAM’ın “Bir Akademisyenin Ardından: Güney Ferhat Batı” adlı kitabı okuyucuyla buluştu
10:57 Rusya’da büyük deprem, ABD ve Japonya’da tsunami alarmı!
10:03 Gazeteci Aslı SÖZBİLİR’in Sabah kahvesi: Orada N’ler oluyor!
09:32 Türkiye’nin önde gelen tarım makinesi üreticilerinden Türk Traktör ve Ziraat Makineleri A.Ş, üretimi durduruyor
08:20 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan: ​​​​​​​işsizlik oranı haziran ayında bir önceki yıla göre 0,5 puan azalarak yüzde 8,6 seviyesinde gerçekleşti
07:57 Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür, son anket sonuçlarıyla ilgili dikkat çekici bir yazı kaleme aldı.
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Perspektif: Filistin-İsrail Barışı için Türkiye’nin Garantörlük Teklifi ve Önemi

Perspektif: Filistin-İsrail Barışı için Türkiye’nin Garantörlük Teklifi ve Önemi
08.11.2023
A+
A-

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Kamu Hukuku Bölümü Öğretim görevlisi ve SETA Vakfı Araştırmacısı Prof. Dr. Yücel ACER, Garantörlük kavramının anlamı nedir?, Türkiye’nin garantörlük teklifi neleri içermektedir? ve Türkiye’nin garantörlük teklifinin önemi nasıl değerlendirilmelidir? soruların yanıtlarını ele aldı.

TÜHA / TÜRKUAZ  İnternational News Agency

Araştırmacı-Yazar Yücel Acer | Yazar | Kriter DergiProf. Dr. Yücel ACER, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, İsrail’in gittikçe yoğunlaşan saldırılarının başlangıcından yaklaşık iki hafta sonra, 21 Ekim 2023’te Kahire Barış Konferansı’nda Türkiye’nin garantörlük teklifini dile getirdiğini hatırlatarak, İsrail’in Gazze’ye gerçekleştirdiği ve halen devam eden geniş çaplı askeri saldırıların meydana getirdiği ağır insani dramları sona erdirme arayışı,nın Türkiye’nin bu teklifinin dikkat çekmesine yol açtığını söyledi.

Prof. Dr. ACER, henüz içeriği net ifadelerle açıklanmamış olsa da garantörlük teklifinin nasıl bir sisteme dayandığını, yani garantörlüğün ne demek olduğunu ortaya koyarak Türkiye’nin teklifinin önemini ve ne türden anlamlar içeriyor olabileceğini izah etmek önem arz ettiğini ifade etti.

Garantör ne anlama geliyor, kelime anlamı ne? Garantör ülke ne demek? İşte TDK bilgisi!

GARANTÖRLÜK KAVRAMI

Uluslararası hukukun, devletlerin haklarını ve sorumluluklarını düzenleyen yani devletlere haklar ve sorumluluklar yükleyen bir hukuk düzeni olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yücel ACER, şunları söyledi:

“Bu hukuk düzeninin kuralları devletler tarafından birlikte oluşturulur ve bu kuralların uygulatılması yine devletler eliyle gerçekleştirilir. Bir başka deyişle uluslararası hukuk düzeni çerçevesinde kuralların uygulatılmasına dair otonom yani devletler üstü bir sistem henüz kurulabilmiş değildir. Günümüze kadar yalnızca uluslararası barışın korunmasına dair kuralların uygulatılması için bir nevi devletler üstü nitelik gösteren Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi sistemi kurulabilmiş ancak bu sistem de neredeyse hiçbir zaman işleyememiş, günümüzün uluslararası siyasi dengeleri içerisinde neredeyse tamamen işlevsiz kalmıştır…

Kuralların ihlalinin önlenmesi, ihlallerin durdurulması ve sorumluların cezalandırılmasına dair etkili bir sistem eksikliği, uluslararası ilişkilerde hukuk kurallarının uygulatılmasının devletlerin bizatihi kendi alacakları tedbirlere bırakılmasına neden olmuştur. Bu bağlamda ihlallerin durdurulması için devletler birbirlerine karşı yasa dışı güç kullanma dışında birçok türden zorlayıcı önlem uygulayabilmektedir. Ayrıca bunun dışında birbirlerine karşı teşvik edici ya da ikna edici türden önlemlerin uygulanabildiği de görülebilmektedir” dedi.

Garantörlüğün bu niteliklere sahip bir sistem içerisinde, hukuk kurallarının uygulanmasının sağlanmasında geçmişten beri önemli bir mekanizma olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. ACER, Bu bağlamda garantörlük ile devletler, önceden kurulmuş belirli bir statünün ya statükonun korunması ya da bir sürecin başlatılıp devam ettirilmesi için ellerindeki imkanlarla müdahale etmeyi taahhüt etmelerini ifade etmektedir. Kısaca “garantörlük sistemi” denen bu mekanizma ile üçüncü devletlerin zorlamaya ya da teşvik etmeye dönük güç unsurları kullanılarak bir statünün korunması ya da bir sürecin oluşturulup işlemesi sağlanmaya çalışılmakta” olduğunun altını çizdi.

Prof. Dr. Yücel ACER, geçmiş yüzyıllarda genelde büyük devletlerin çok değişik statülerin korunması için garantör olduklarına değinerek, “Bir barış anlaşmasının oluşturduğu durumun, tarafsız bir devletin tarafsızlığının, askersizleştirilmiş bir statünün, tampon bölgenin ve kurulmuş bir anayasal düzenin korunması gibi amaçlar için garantörlük sistemleri kurulmuştur” dedi.

“Garantörlük şayet bu türden bir süreci başlatmak ve sürdürülmesini sağlamak için ise o takdirde bu çoğu kez bir sorunun çözümü ya da barış sağlama süreçleri olmuştur” diyen Araştırmacı Prof. Dr. ACER, “Zira bazı durumlarda bir sorunun çözümüne ya da barış sağlanmasına dair süreçlerin başlaması dahi mümkün olamamakta ya da başlasa bile devam ettirilebileceğine dair şartlar yetersiz kalabilmekte olduğuna vurgu yaptı.

SETA Vakfı Araştırmacısı Prof. Dr. Yücel ACER, geçmişte Ortadoğu’da kurulmaya çalışılan kapsamlı bir iş birliği sürecinde olduğu gibi bazı durumlarda garantörlüğün bir barış sürecinden ziyade bir ülkede ya da bölgede belirli bir düzenin kurulması için de işlevsel bir sistem olabildiğini belirterek, garantörlüğün çoğu kez bir barış anlaşmasının içerisine konulan hükümler ya da ayrı bir anlaşma ile kurulmuş olabildiğini açıkladı.

TASAM | Birleşmiş Milletler'in 70. Yılında Devletlerin İnsani Sorum...

“Garantörlüğe dair hükmün antlaşmanın içerisinde yer aldığı yakın dönemdeki bir örnek Rusya, Ukrayna, Türkiye ve Birleşmiş Milletler (BM) genel sekreterinin Temmuz 2022’de imzaladıkları Tahıl Koridoru Anlaşması olmuştur” diyen Prof. Dr. ACER, şöyle devam etti:

“Tahıl Koridoru Anlaşması’nın amacı “tahıl ve ilgili gıda maddeleri ile amonyak dahil gübrelerin Odesa, Çornomorsk ve Pivdennyi/Yuzhny limanlarından ihracatı için güvenli seyrüseferi kolaylaştırmak” olarak belirtilmiştir. Anlaşmaya Türkiye ve BM genel sekreteri bir nevi garantör olarak imza atmıştır.

Anlaşma örneğin “Taraflar, Birleşmiş Milletler genel sekreterinin bu girişimle ilgili müzakerelerin güvence altına alınmasındaki rolünü kabul ediyor ve Birleşmiş Milletler’in insani misyonunu ilerletmek için ondan daha fazla yardım talep ediyor” ifadesiyle BM genel sekreterine garantörlük niteliğinde bazı sorumluluklar vermiştir.

Garantörlüğün ayrı bir anlaşma ile kurulduğu bir örnek ise Kıbrıs’ta tesis edilen anayasal düzen için oluşturulan Garanti Antlaşması (Zürich, 11 Şubat 1959) olmuştur. Antlaşmanın 2. maddesinin başlangıcında şu ibare yer almıştır:

Yunanistan, İngiltere ve Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 1’nci maddede belirtilen taahhütlerini kaydederek, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını, ülke bütünlüğünü, güvenliğini ve anayasanın temel maddeleri ile oluşan durumu (state of affairs) tanırlar ve
garanti ederler”. (devam edecek-Türkiye’nin garantörlük teklifi neleri içermektedir?)

***

YÜCEL ACER
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden uluslararası ilişkiler lisans derecesi, Sheffield Üniversitesi’nden (İngiltere) uluslararası hukuk yüksek lisans derecesi, Bristol Üniversitesi’nden (İngiltere) uluslararası hukuk doktora derecesi almıştır. Halen Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Hukuk Ana Bilim Dalı’nda milletlerarası hukuk profesörüdür. Uzmanlık alanları uluslararası deniz hukuku, uluslararası silahlı çatışmalar hukuku ve uluslararası insan hakları hukukudur. Birçok bilimsel makalenin yanında İngiltere’de basılmış The Aegean Maritime Disputes and International Law, Uluslararası Hukukta Saldırı Suçu, Küresel ve Bölgesel Perspektiften Türkiye’nin İltica Stratejisi, Uluslararası Hukuk Temel Ders Kitabı ve Ege ve Doğu Akdeniz’de Sınırlandırma Sorunları isimli kitapların da yazarıdır. ABD’de Hawaii Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde doktora sonrasında çalışmalar yapan Acer; Kara Harp Okulu, İzmir Ekonomi, Eskişehir Osmangazi ve Atılım üniversitelerinde dersler de vermiştir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.