Orta Doğu’da Güç Mücadelesi: Kartlar Yeniden mi Dağılıyor?

ESKİŞEHİR, 24 MAYIS 2025 – Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi’nden (TUDPAM) Araştırmacı & Gazeteci Mehmet VANDAVİ, TUDPAM için kaleme aldığı “Orta Doğu’da Güç Mücadelesi: Kartlar Yeniden mi Dağılıyor?” başlıklı yazısını TÜHA Haber’e değerlendirerek, güçlü ülkelerin Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya gibi devletler, Orta Doğu’ya hâkim olmak istediğini ve bunun da bölgeyi onlarca savaşın içine sürüklediğinin altını çizdi.
Mehmet VANDAVİ, son yıllarda, özellikle 2023 yılında İsrail-Filistin savaşının binlerce insanın ölümüne ve yaralanmasına yol açtığını belirterek, 2024 yılı Ocak ayında İsrail ile Hamas arasında; Katar, Mısır ve ABD’nin arabuluculuğunda üç aşamalı bir anlaşma sağlanması planlandığını hatırlattı.
Uzun süreli bir ateşkesin devam etmesi için sadece İsrail ve Hamas’ın değil, aynı zamanda bölgede etkili ülkeler olan Türkiye, İran, Katar, ABD ve Birleşmiş Milletler (BM)’in de büyük rol oynaması gerektiğini ifade eden VANDAVİ, “Kalıcı bir barışın sağlanabilmesi için iki tarafın da anlaşmanın detaylarına dikkatle uyması zorunludur” dedi.
Yazar Mehmet VANDAVİ, Hamas ile İsrail arasındaki savaşın yeniden başlamasının, durmayacak bir savaşa doğru gidildiğini gösterdiğini hatırlatarak, Orta Doğu’daki savaşın, sadece insan hayatını kaybettirmekle kalmayıp, bölgeyi derinden etkileyecek ve diğer ülkeler için de büyük riskler oluşturacağını kaydetti.
“Ateşkes Anlaşması”nın, ABD, Mısır ve Katar’ın arabuluculuğunda yapılmış olsa da bölgedeki etkili ülkelerden Türkiye’nin ilerleyen süreçte yer almamış olmasının dikkat çekici olduğunu ve daha önce birçok esir takasının, Türkiye’nin girişimleri ile gerçekleştiğini ve başarılı olduğunu vurguladı.
Orta Doğu’daki güç dengesinde Türkiye’nin, önemli bir aktör olduğunu belirten (TUDPAM) Araştırmacı & Gazeteci Mehmet VANDAVİ, şunları söyledi:
” Türkiye’nin Orta Doğu’daki etkili rolü, kalıcı bir barış sağlanacaksa ülkenin desteğinin alınması gerektiğini ortaya koymaktadır. Suriye’deki rejim değişikliği ile birlikte, Türkiye’nin Orta Doğu’daki etkisi bir kez daha dünya tarafından gözler önüne serilmiştir. Ayrıca, Türkiye’nin Suriye operasyonları sayesinde bölgedeki terör grupları yok edilmeye devam etmekte, Suriye’deki askerî varlığı ise yeni kurulan hükûmet üzerinde de etkili olmaktadır. Orta Doğu’yu tamamen terörden temizlemek kolay olmasa da Türkiye’nin kendi sınırlarını terörden arındırma çabaları, bölgeye barış getirmeği isteği, şüphesiz diğer ülkelerin de dikkatini çekmiştir. İran Cumhurbaşkanı’nın uçak kazasında hayatını kaybetmesinin ardından ülke, sakin bir şekilde yeni cumhurbaşkanını seçmiştir. Bu gelişmeler, kaosun önlenmesi için İran’ın temkinli davranarak Orta Doğu’da bir barış ortamı sağlanmasına zemin hazırlamıştır. Ayrıca, 20 Ocak 2025’te Trump’ın göreve gelmesinin ardından, İran ile (nükleer programlar, uranyum zenginleştirme gibi) pek çok konu hakkında görüşmeler yapılmıştır. ABD ve İran arasındaki görüşmelerin devam etmesi, iki ülkenin barışa ulaşabilmesi için büyük bir fırsat sunmaktadır. Suriye’deki yeni hükûmetin kurulması ise, Orta Doğu’ya barış getirilmesinin ne kadar zor olduğunu göstermektedir”.
Orta Doğu’yu kontrol etmek isteyen ve yeraltı kaynaklarından yararlanan ABD’in, yeni Trump yönetimiyle nasıl bir Orta Doğu planı hazırlayacağınının merak konusu yaptığını dile getiren Mehmet VANDAVİ, “Trump yönetimi, Gazze’de üç aşamalı bir “Ateşkes Anlaşması” uygulamaya başlamıştır. Ancak kısa süre sonra anlaşmayı uygulayan İsrail ve Hamas, tekrar savaşmaya başlamıştır” dedi.
VANDAVİ, İsrail savaş uçaklarının, Gazze ve Yemen topraklarını bombalamaya devam ettiğini belirterek,Trump’ın göreve gelmesiyle birlikte Orta Doğu’daki güç dengesinin yeniden şekillendiğine dikkat çekti.
Güçlü ülkelerin Orta Doğu’dan çekilip çekilmeyeceği sorusunun ise henüz yanıt bulmuş olmadığının altını çizen Mehmet VANDAVİ, “Orta Doğu’daki kanın durması için güçlü ülkelerin Birleşmiş Milletler çatısı altında ortak bir karar alması gerekmektedir. Özellikle, Orta Doğu ülkelerinin savaş suçlarına karışan silahlı terör örgütlerine karşı ortak bir tavır alması ve barışın sağlanabilmesi için en önemli çözüm, tüm silahlı grupların çatışmalardan uzak durmasıdır. Güçlü ülkelerin Orta Doğu’daki işgali ancak barış anlaşması ile durdurulmalıdır. ABD’ye Trump yönetiminin geri dönmesi, Suriye’deki yeni hükûmetin kurulması ve Gazze’de barışın sağlanması büyük önem taşımaktadır. Bu süreçte hem kaybedenler hem de kazananlar olacaktır” şeklinde konuştu.
(TUDPAM) Araştırmacı & Gazeteci Mehmet VANDAVİ, Husiler’in, 7 Ekim’den beri Gazze’deki savaşa karşılık olarak ABD ve İngiltere gibi ülkelerin gemilerine saldırılar düzenlediğini hatırlarak, Gazze’de yeniden bir ateşkes sağlanması için İsrail’i ikna etmenin çok zor görünse de Trump döneminin başlamasıyla ABD’nin girişimlerinin doğrultusunda yeni bir ateşkes sağlanmasının mümkün olduğunu söyledi.
Mehmet VANDAVİ, “ABD’nin planının uygulanması, Gazze’deki sivil halkın yerinden edilmesine ve nereye gideceğinin belirsizliğine yol açmıştır. Bu plan, dünya ülkelerini ikiye bölmüştür” dedi.
Orta Doğu’daki savaşların durulması ve bölgedeki savaşların sona ermesinin zor görünse de iki nükleer güç olan Pakistan ve Hindistan’ın, Kaşmir bölgesi nedeniyle birbirlerine saldırmış ve onlarca insan hayatını kaybettiğine vurgu yapan VANDAVİ, bu olayın, Orta Doğu’daki şok etkisi yaratmasa da bölgesel bir savaşa dönüşme potansiyeli taşıdığını, Yemen ve İsrail ile olan savaşların gittikçe daha şiddetli hâle gelirken, Orta Doğu’da iç çatışmaların artması ve bölgenin yeniden şekillenmesinin yeni bir dünyanın kurulmasını gösterdiğini ve şüphesiz ki, Orta Doğu’daki savaşta en büyük kaybedenlerin masum insanlar olduğunu açıkladı.
TUDPAM) Araştırmacı & Gazeteci Mehmet VANDAVİ, Orta Doğunun, güçlü ülkelerin bulunmadığı bir bölge olarak bilinse de bu ülkelerin bölgeyi sömürme gerçeğini değişmediğini, ancak ilerleyen yıllarda, yeni planlar doğrultusunda Orta Doğu’daki kartların yeniden dağıtılarak ve bölge yeniden şekilleneceğini kaydetti.