enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
10:53 Türkiye, Suriye’nin enerji altyapısını yeniden yapılandırma sürecinde üstlendiği aktif rol kapsamında bugün ülkeye doğal gaz ihracatına başlayacak
10:38 AK Parti Sözcüsü Çelik’ten CHP Genel Başkanı Özel’in açıklamalarına tepki
07:52 Komisyonun Aşırı Siyasi Mücadeleye Alet Edilme Riski
07:32 Mersin’de ünlüleri gençleştiren, şifa ve güzelliğin adresi: Getat uzmanı Dr. Işıl ÖZDEMİR!
07:21 ABD-Çin Teknoloji Savaşında Nvidia Denklemi: H20 Çiplerinde Tedarik Sorunu
07:21 ‘Yazı Tura Tiyatro’ Ayvalık Turnesinde
07:18 Unutulan Büyük Türkçe Ustası: Refik Halit KARAY
07:11 Doğu Türkistan’da neler oluyor? Doğu Türkistan sadece Doğu Türkistanlıların davası değil, Türklerin en büyük davası olması gerekiyor…
06:50 İzmir Büyükşehir Belediyesine yönelik “kooperatif” soruşturması kapsamında 65 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi.
06:38 Bakan Fidan, Hamas heyetiyle görüştü
05:09 Anayasa Mahkemesi (AYM), bireysel başvuru hakkının getirildiği 23 Eylül 2012’den 30 Haziran 2025’e kadar yapılan 686 bin 484 bireysel başvurudan 573 bin 180’ini sonuçlandırdı.
03:24 “Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda kurulacak komisyonun ilk toplantı tarihi belli oldu
03:15 İstanbul’da Türkiye-İtalya-Libya zirvesi
22:59 TBMM Başkanı Kurtulmuş’tan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile parti genel başkanlarına “Terörsüz Türkiye” teşekkürü
22:51 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze’de omuz omuza şükür namazı kılacağız
08:54 Güneydoğulu halıcılar, yılın ilk yarısında ihraç ettikleri 165 milyon 121 bin metrekare halıdan 873 milyon 321 bin dolar gelir sağladı.
07:42 Bu fotoğraftaki sen misin ? Sahte Mesajlara Dikkat: Dolandırıcılık ve Virüs Tuzağından Korunma Rehberi
07:34 Gazeteci İlhan KARAÇAY’ın Sosyal Medyada dolaşan ‘Erdoğan’ın Akıbeti’ üzerine yorumu…
07:18 Şirketlerden N’aber!
07:06 Dünya Dönüyor!
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Ölümünün 13. Yılında Büyük Lider Rauf Denktaş

Ölümünün 13. Yılında Büyük Lider Rauf Denktaş
A+
A-

Rauf Denktaş, sadece bir eylem adamı, bir kahraman değil, aynı zamanda bir düşünce adamıydı, bir bilgeydi. Birikimli, donanımlı bir devlet adamıydı.

13 Ocak 2017; büyük lider, cesur Türk milliyetçisi, Kıbrıs Türklüğünün varoluş mücadelesinin timsali Rauf Raif Denktaş'ın vefat yıl dönümü - QHA - Kırım Haber AjansıKıbrıs Türkünün efsane ismi Rauf Denktaş’ın vefatının 13. yıldönümü.

Rauf Denktaş; bir davaya inanmışlığın ve adanmışlığın ve o uğurda bir ömür boyu yılmadan mücadelenin az sayıdaki evrensel örneklerinden biridir.  Kıbrıs Türk halkı koşullarındaki mağdur ve mazlum başka halklar için de bir semboldür, modeldir.

Rauf Denktaş,  sadece bir eylem adamı, bir kahraman değil, aynı zamanda bir düşünce adamıydı, bir bilgeydi. Birikimli, donanımlı bir devlet adamıydı.

Kıbrıs; Rauf Denktaş için sadece Kıbrıs Türk halkının vazgeçilemez tarihi vatanı olarak değil,  anavatan Türkiye’nin stratejik çıkarlarının ve güvenliğinin sıkı sıkıya bağlı bulunduğu coğrafya olarak da önemli olmuştur. O 88 yıllık ömrünün 65 yılını kapsayan mücadelesini; sadece Kıbrıs Türk toplumunun özgürlük, bağımsızlık ve güvenliği için değil, Anavatan Türkiye’nin güvenliğinin de bu amacın gerçekleşmesine sıkı sıkıya bağlı olduğunun bilinciyle vermiştir.

Rauf Denktaş konumundaki insanlar aktif politikadan ayrılıp kendi köşelerine çekilseler bile halkları için zor günlerde müracaat makamı olmaya devam ederler. Kıbrıs Türk toplumunun telafi edilemez en büyük kaybı, onun ölümüyle böyle bir makamdan ebediyen mahrum kalmış olmaktır.

Bilindiği üzere 2004’de Annan planı için yapılan referandumda Rauf Denktaş “hayır” çıkmasını, Anavatan Türkiye ise “evet” çıkmasını ve bu sayede uluslararası müzakere masalarında elinin güçlenmesini istiyordu.

Rum tarafı, hemen bütün Kıbrıs davası boyunca fakat özellikle “Barış Harekâtı”ndan sonraki dönemde uzlaşmaya yanaşmayan, çözüme direnen tarafın Türkiye olduğunu ABD ve Avrupa başta olmak üzere konuyla ilgilenen bütün uluslararası topluma kabul ettirmişti. AB yoluna girmiş Türkiye, referandumda Türk toplumunun “evet” demesiyle önemli bir jest yapabileceğini, Türkiye aleyhine oluşmuş olumsuz kanaatleri değiştirebileceğini düşünüyordu. Bunun önündeki en büyük engel olarak da Denktaş’ı görüyordu. Denktaş, Türkiye’deki liberal ve demokrat çevreler tarafından hep çözüme engel olarak görülmüştü. Mesela Perihan Mağden Denktaş için zaman zaman “büyük Kıbrıs tıkacı” nitelemesinde bulunuyordu. Rauf Denktaş’ın başta ordu olmak üzere Türkiye’deki ulusalcı çevrelerle arasının iyi olması da hakkında yürütülen kanaatleri besliyordu. Türkiye’nin müdahalesi, teşvik ve destekleriyle Kuzey Kıbrıs’ta Annan planı için yapılan referandumda “evet” çıktı. 2005’te yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini yine anavatanın destekleriyle Mehmet Ali Talat kazandı.

Ama beklenen olmadı. Talat biraz daha makul, biraz daha uzlaşmacı bir yaklaşımla Türk tarafının tezlerini gerek ikili gerekse çoklu uluslararası müzakere masalarında çok iyi savundu. Ama kronik Kıbrıs sorununun çözümünde dişe dokunur bir ilerleme sağlanamadı. Annan planına “evet” denmesiyle AB nezdinde Türkiye’nin eli biraz güçlendi; uzlaşmayan, çözüm istemeyen tarafın Türkler olmadığı gerçeği AB’li yetkililere daha rahat anlatılabildi; o kadar! Bunun dışında her şey yerinde saymaya devam etti. Eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da dâhil Mehmet Ali Talat’tan sonra gelen cumhurbaşkanları zamanında da Kıbrıs sorununun çözümünde hiçbir mesafe alınamadı. Bir arpa boyu yol kat edilemedi. Bütün olup bitenler; Kıbrıs’ta çözümün, barış ve uzlaşmanın engelinin Denktaş olmadığı gerçeğine işaret ediyordu. Bu gerçek Denktaş hayattayken anlaşıldığı halde kendisine karşı bu itiraf edilemedi.

Rauf Denktaş’ın Kıbrıs’ta çözüm için her zaman iki vazgeçilmezi olmuştur: 1-Eşit iki toplumlu ve iki coğrafi bölgeli bir devlet yapısı, 2-Türkiye’nin garantörlüğü.

Rum tarafı her zaman her yerde Türkiye’nin garantörlüğüne ifrit olmuş ve itiraz etmiştir. Denktaş’ın uzlaşmaz imajı da bu maddedeki ısrarından doğmuştur. Bu maddedeki ısrarından dolayı Denktaş’ı uzlaşmazlıkla suçlamak, çözümün önündeki tıkaç olarak görmek biz Türkler için insaflı bir yaklaşım olamazdı. Denktaş, haklılığı teslim edilmeden bu dünyadan ayrıldı.

Ruhu şad, mekânı cennet olsun.

Yunanlılarla savaş alanlarında, er meydanlarında belki baş edilebilir; ama masada onlarla baş etmek hiç kolay değildir. Çünkü hiç kimse masada onlar kadar entrika bilemez!

Barış Harekâtı sonrasında Kıbrıs’ta yıllarca yaşamış olan Refik Erduran, Kıbrıs’ın Türkiye için ne çetrefil bir sorun olduğunu, karşımızda nasıl bir muhatap bulunduğunu anlatmak için otuz yıl kadar önce Milliyet’teki köşesinde kıssadan hisse mahiyetinde şu fıkrayı anlatmıştı:

Tanrı milletlere armağan olarak özel yetenekler veriyormuş. Yunanlılar bu armağan dağıtımından geç haberdar oldukları için toplantıya en son gelmişler. Tanrı Yunanlılara sormuş:

-Siz ne istersiniz özel bir yetenek olarak?

-Biz güçlülük yeteneğini isteriz, demişler.

Tanrı şöyle açıklamış:

-Yazık, güçlülük yeteneği Türklere, çalışkanlık Almanlara, çıkarlarını çok iyi hesaplamak Yahudilere, söz verip caymak İngilizlere… verildi.

Yunanlılar tepinmişler:

-Olmaz, bu işte bir entrika var, biz aldatıldık!

-Madem böyle diyorsunuz size özel bir yetenek olarak “entrika”yı armağan ediyorum.

İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.