enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
23:48 Bakan Uraloğlu: “Taşınabilir Elektronik Cihazlarla İlgili Uluslararası Kurallara Titizlikle Uyulması Gerekiyor”
23:35 Bakan Yerlikaya Suriye İçişleri Bakanı Hattab ile görüştü
23:24 Bakanlıktan, otel yangınıyla ilgili eski İş Başmüfettişi hakkında soruşturma izni
23:19 Devlet Bahçeli: Türkiye terör musibetinden kalıcı olarak kurtulacaktır
23:14 Milli İstihbarat Akademisi, İsrail ile İran arasındaki savaşı raporlaştırdı
23:06 Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere Başbakanı Starmer ile görüştü
07:53 Trump’ın konuşlandırma emrinin ardından… Amerikan nükleer denizaltıları hakkında ne biliyoruz?
07:46 Yorum: Paşinyan’ın son açıklamaları ışığında gerçek Ermenistan ve Anayasa Değişikliği
07:46 Azerbaycan-Suriye Enerji Koridoru
07:39 Gazze ateşkesi: ‘Kapsamlı anlaşma’ konuşmaları, durgunlaşan müzakereleri harekete geçirebilir mi?
07:27 İzmir’de, su tüketiminin yoğun olduğu bölgelerde 6 Ağustos’tan itibaren 6 saatlik su kesintisi kesinti yapılacak…
07:26 Eskişehir’deki orman yangınında şehit olan AKUT gönüllüsü Tekin Enes Sarıyıldız’ın mezun olduğu okuldan alamadığı diploması, ailesine teslim edildi
07:17 Bakan Kurum: “Yangın bölgelerinde bu ay içinde hak sahipliği çalışmaları biten Bilecik ve İzmir’de konutların temellerini atacağız”
07:17 Türkiye’de son günlerde yaşanan orman yangınlarıyla mücadeleye destek vermek isteyen vatandaşlar, CİMER’e başvurdu
06:56 İskoçya Başbakanı Gazze’deki durumu “soykırım” olarak nitelendirdi
10:09 Nevşehir Kültür Yolu Festivali dokuz gün boyunca kültür, sanat ve tarih dolu etkinliklerle adeta bir açık hava sahnesine dönüşüyor
08:37 Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nda projelerin ayrıntılarını açıkladı
08:02 Orman Genel Müdürlüğü (OGM), “Yangın yönetim uçağı OTAĞ’ı 2025’te 246 saat uçarak 206 orman yangınını haritaladı”
07:33 Belirsizlikler Çağında BRICS+ ve Yeni Küresel Düzen
07:23 Analist Tuğçe TECİMER: “Barış Sürecinde Tarafsız Diplomasi Adımı: Abu Dabi Görüşmesi” 
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Merkel Devrinin Kapanış Sürecinin Son Aşaması

Merkel Devrinin Kapanış Sürecinin Son Aşaması
19.01.2021
A+
A-

Bu hafta sonu 33. Hristiyan Demokrat Birliği’nin (CDU) Olağan Kurultayı’nda partinin yeni genel başkanı seçilerek 26 Eylül’de Almanya’da yapılacak genel seçimler bağlamında Merkel sonrası dönemin belirleyici adımları atılacaktır. Parti başkanlığına eski siyasetçi Friedrich Merz, Federal Meclis Dışişleri Komisyonu Başkanı Norbert Röttgen ve Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti Başbakanı Armin Laschet adaylığını koymuşlardır…

 

Zafer MEŞE & SETA Berlin Koordinatörü

Bu hafta sonu 33. Hristiyan Demokrat Birliği’nin (CDU) Olağan Kurultayı’nda partinin yeni genel başkanı seçilerek 26 Eylül’de Almanya’da yapılacak genel seçimler bağlamında Merkel sonrası dönemin belirleyici adımları atılacaktır. Parti başkanlığına eski siyasetçi Friedrich Merz, Federal Meclis Dışişleri Komisyonu Başkanı Norbert Röttgen ve Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti Başbakanı Armin Laschet adaylığını koymuşlardır. CDU’nun başkanı seçildikten sonra CDU/CSU’nun başbakan adayı, iki partinin yapacağı istişareler neticesinde belirlenecektir.

Angela Merkel 2005’ten beri başbakanlık görevini yürütmektedir. Şayet mevcut Büyük Koalisyonun (CDU/CSU-SPD) 2021’ye kadar ömrü sürecek olursa, ki bu kuvvetle muhtemel, Merkel Almanya’da en uzun süre başbakanlık yapmış olan siyasetçi olarak tarihe geçecektir. Batı dünyasının en kıdemli ve tecrübeli lideri olan Merkel’in siyasi kariyerini ve yönetim tarzını araştırmak bu yazının gayesidir.

Sovyet kontrolü altındaki sosyalist Alman Demokratik Cumhuriyeti (DDR) vatandaşı olan Merkel’in sosyalizasyonu DDR’de vuku bulmuştur. DDR’de üniversitede öğretim üyesi olarak siyasetten uzak bir hayatı olan fizik hocası Merkel DDR’nin devlet olarak lağvedilmesi ufukta görünmesiyle birlikte aktif siyasete girme karar alıp CDU’nun DDR’de yapılanmasında yer almıştır. Merkel’in siyasi kariyeri Alman siyasetinde ilklerin yaşanmasına da sebep olmuştur. CDU’nun tarihinde ilk kadın genel sekreteri ve parti genel başkanı, ayrıca Federal Almanya’nın tarihinde en genç ve ilk kadın başbakanı unvanına sahip olmuştur. Ayrıca İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra doğan kuşaktan gelen ilk başbakandır.

Merkel’in yıldızı iki Almanya’nın birleşmesinin ardından 2 Aralık 1990’da yapılan genel seçimlerinden sonra Helmut Kohl’un himayesinde parlamaya başlamıştır.

Beklenmedik bir kararla Kohl, Merkel’i yeni kurulan federal hükümetine önce Kadın ve Gençlik Bakanı olarak atamış ve daha sonra Çevre ve Nükleer Koruma Bakanı görevine getirmiştir. Böylelikle Kohl Doğu Alman seçmenlerine birlik ve beraberlik mesajı da vermiştir. Sekiz yıl bakanlık zaman diliminde bir taraftan Alman siyasetinin yazılmamış kuralları ve kodlarını tanıyarak CDU içerisinde Batı Alman erkek siyasetçilerin parti içi iktidar kavgalarından siyasi kariyerinin yükselişi bağlamında ders çıkarırken, diğer taraftan uluslararası siyaset sahnesinde devlet adamları ile bağlantılar kurmuştur. Kohl’un himayesi altında olması nedeniyle Alman kamuoyunda “Kohl’un manevi kızı” algısı oluşmuştur.

2000 yılında CDU’nun varoluşunu tehdit eden ve Helmut Kohl ve varisi olarak bilinen Wolfgang Schäuble’nin karıştığı parti içi gizli kasa, rüşvet ve yalan beyanlar skandalı neticesinde parti tabanının desteğini de alarak Merkel CDU’nun genel başkanı seçilmiştir. Romalı devlet adamı Marcus Tullius Cicero’ya atfedilen deyişe “Audaces fortuna juvat” (Talih cesaret edene güler) göre hareket ederek Kohl’ün içinde bulunduğu durumu tasvip etmediğini belirtip kendisini istifaya çağırarak manevi babasıyla köprüleri yakmıştır. Böylelikle Merkel iki Almanya’yı birleştiren Kohl’un Alman siyasetinde döneminin hazin şekilde bitmesine vesile olmuştur.

Bu senenin sonunda aktif siyaseti bırakacak olan Merkel ile birlikte Avrupa’nın en kıdemli lideri siyaset sahnesine veda edip Avrupa’nın kronik olan liderlik sorununu da derinleştirecektir. Merkel’in yönetim tarzının en karakteristik tarafı klasik gelenek ve ideolojik saiklerden arındırılmış siyasi ve toplumsal devamlılığı hedefleyen pragmatizm olarak tanımlanabilir. Bundan mütevellit daha önce başbakanlık dönemlerinde reform ve değişim bağlamında iz bırakmış olan Adenauer (Batı sistemine entegre), Willy Brandt (Doğu Blok ile uzlaşma), Helmut Kohl (iki Almanya’nın birleşmesi ve AB’nin kurumsallaşması) ve Gerhard Schröder (sosyal reform) gibi Merkel’in dönemine ait tarihi bir mirasın olmayacağı tespiti yerindedir.

Lakin iki defa olağan pragmatik yönetim tarzının dışına çıkmıştır: İlki Japonya’da 2011’de yaşanan Fukuşima felaketinden sonra Almanya’da apar topar nükleer enerjiye son verme kararı ve ikincisi ise 2015’te ülkenin kapılarını yüz binlerce mülteciye açması. İki kararı da alkışlayanlar ve eleştirenler olmuştur. İki karar da toplumsal kutuplaşmanın tetiklenmesine sebebiyet vermiştir.

Son bir tespit ise Merkel’in ılımlı muhafazakar ve liberal siyaset anlayışının CDU’yu Alman parti sisteminde merkezin ortasına yerleştirmesi üzerinedir. Bu gelişme CDU’nun sağ kanadının erozyona uğramasını beraberinde getirmiştir. Dolayısıyla aşırı sağ ve milliyetçi Alman seçmenleri özellikle Merkel’in liberal mülteci politikasından dolayı yeni arayışa yönelip eski aşırı muhafazakar CDU politikacıların kurucusu olduğu aşırı sağ olan AfD partisini tercih etmeye başlamıştır. Böylelikle Merkel yönetim tarzı ile CDU ve CSU’nun kuruluşundan itibaren hedefi olan sağ ve aşırı sağ seçmenlerin de CDU ve CSU’yu siyasi yurtları olarak benimsemesi anlayışına ters düşmüştür. Halbuki CDU ve CSU bu hedefi şu sloganla söylemleştirmiştir: “Alman parti sisteminde CDU/CSU’nun sağında zinhar başka bir kitlesel parti olmayacak!”

Lakin AfD Alman parti sisteminde yerini kitlesel parti olarak almakla kalmamış, Federal Mecliste muhalefet lideri konumuna da yükselmiştir.

Mülteci sorununun popülist aşırı sağ akımların güçlenmesini tetiklemesi ve Merkel’in sağ ve aşırı sağ seçmenini gözden çıkarması AfD’nin yükselişini hızlandırmıştır. Kasıtlı olmasa da Merkel benimsediği yönetim tarzı ile AfD’nin önünü açmıştır. İstemese de, AfD’nin yükselişi Merkel’in tarihi mirasıdır.

***

Zafer Meşe

Berlin Koordinatörü
Bonn Rheinische Wilhelms Üniversitesi Felsefe Fakültesinde Siyasal Bilimlerini Magister Artium derecesi ile tamamlayan Meşe Kudüs İbrani Üniversitesi’nde dil eğitimi (İbranice, Arapca) ve Ortadoğu bölgesel politikaları dersleri almıştır. Aynı zamanda İsrail-Almanya ilişkileri üzerine ders vermiştir. Akabinde Almanya Federal Meclisinde iki yasama dönemi Hristiyan Demokrat Partisi Meclis Grubu Dışişleri Çalışma Grubunda kıdemli uzman olarak Dış Politika, Ekonomi ve Güvenlik Politikaları alanlarında danışmanlık yapmıştır. Akabinde Havacılık sektöründe kurumsal ilişkiler ve iş geliştirme alanlarında küresel şirket bünyelerinde üst düzey yönetici olarak kamu diplomasi ve siyasi lobi çalışmalarında bulunmuştur. German Marshall Fund of the United States of America düşünce kuruluşunun Fellowship programına dahil olan Meşe uzun yıllar farklı Amerikan ve Alman Düşünce kuruluşlarında uluslararası ilişkiler, göç ve mülteci politikaları alanlarında çalışmalarda bulunmuştur. Neredeyse hayatının yarısını Ortadoğu, Afrika ve Balkanlarda geçiren Meşe 2017 Temmuz ayından itibaren SETA Berlin Koordinatörlüğü görevini yürütmektedir.

[TÜHA Haber Ajansı, 19 Ocak 2021] 

ETİKETLER: , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.