enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
09:17 18 ilde DEAŞ operasyonu: 39 gözaltı
09:00 Yeni haftada hava nasıl olacak?
08:49 İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’den (DMM), günün öne çıkan haberleri…
08:28 Cumhurbaşkanı Erdoğan “kabine” toplantısına başkanlık edecek
08:13 WWF-Türkiye: “Köpek Balığı Yaşayan Deniz Sağlıklı Denizdir!”
07:27 Mesaisine bugün başlayacak Meclis Genel Kurulu’nun gündeminde bu hafta da Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) olacak.
11:18 Devlet Bahçeli: İsrail, saldırılarını coğrafyanın her yerine taşımaktadır
10:32 UHA/  İnternational News Agency’nın derlediği kısa kısa özet haberler!
10:04 Su, Suyun Önemi Türkiye’de Su Politikaları ve Su Sorunu Üzerine Kısa Anımsatmalar…
07:48 Kocaeli Valisi İlhami Aktaş’dan SS. İzmit Sanayi Sitesi’nde sanayi sitesinde inceleme ziyareti
07:46 İsrail-İran saldırılarının boyutu ne ve hangi hedeflere yönelik yapılmıştır?
07:42 İsrail-İran saldırıları askeri perspektiften ne anlama gelir?
07:39 “ABD’de Gazeteci Yaşamı ve Türkiye’ye Haber Aktarımı” söyleşisi Basın Evi’nde gerçekleşti
07:38 İsrail-İran saldırılarının nükleer müzakerelere etkisi ne olur?
07:33 Devlet arşivlerinde adına 1839’dan itibaren rastlanan ve 2016’da İçişleri Bakanlığına bağlanan Jandarma Teşkilatı, 186 yaşında
23:19 Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan barış için yoğun diplomasi trafiği
18:46 Kocaeli Kartepe’de Lezzet ve Kültürün Buluşması: Gastronomi Festivali Coşkusu Başladı
08:42 TÜHA/ TÜRKUAZ İnternational News Agency’na düşen İsrail’in İran saldırısı..
20:29 Cumhurbaşkanı Erdoğan: İsrail haydutluğuna artık bir dur denmelidir
11:08 CHP İstanbul Milletvekili Nimet Özdemir Çin Seddi’ne Türk Bayrağı Astı
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Kültürel Hegemonya Tartışmaları Karşısında AK Parti’nin Üstlendiği Rol -II-

Kültürel Hegemonya Tartışmaları Karşısında AK Parti’nin Üstlendiği Rol -II-
21.10.2023
A+
A-

* Türkiye’de kültür alanı, önemli bir dönüşüm sürecinin içerisinde bulunmaktadır.

* Bir tarafta iki yüz yıldır takip edilen modernleşme dinamikleri kültürel alanı şekillendirmeye devam ederken diğer tarafta tarihsel ve toplumsal kimlikten beslenen bir kültürel alan arayışı söz konusudur.

TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency

Türkiye Yüzyılı nda Kültür Politikaları Miras İrade ve Vizyon

Yunus Emre Enstitüsü tarafından “Orta Asya Bozkırlarından Anadolu’ya ve Ötesine Türk Kültürü Kavram Haritaları” adlı eserin lansmanı gerçekleştirildi. (Binnur Ege Gürün Koçak/AA, 24 Mayıs 2023)

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Metin ÖZKAN, Türkiye’nin saygın, güvenilir, bağımsız, tarafsız düşünce ve yayın kuruluşu olan SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran’ın genel yayın yönetmenliğinde aylık periyotta yayımlanan KriterDergisi için “Türkiye Yüzyılı’nda Kültür Politikaları: Miras, İrade ve Vizyon” başlıklı kaleme aldığı yazısının bugünkü bölümünde de “Kültürel Hegemonya Tartışmaları Karşısında AK Parti’nin Üstlendiği Rol”ü aktaracak.

Türkiye’de kültür politikalarına yönelik ana akım tartışmaların 2000’lere doğru ortaya çıkmış olması rastlantı değildir. Bu süreçte Avrupa Birliği’ne üyelik yolunda atılmaya başlanan adımlar ve kültür alanına yatırım yapmaya başlayan özel sektörün teşvik ihtiyacını karşılayan yasal düzenlemeler “yeni” bir kültür inşasının habercisidir.

AK Partili yıllarda sosyoekonomik kalkınma parolasıyla geliştirilen politik çizgi, kültür endüstrisinin gücünden de yararlanmayı hedeflemiştir. 20 yıllık iktidar serüveninde AK Parti’nin kültür-sanat alanındaki politikalarının sacayaklarını; özelleştirme, yerel yönetimlerin öne çıkarılması ve kültürün sosyoekonomik kalkınmada bir parametre olarak kabul edilmesi oluşturur.

Bu bağlamda geliştirilen kültürel perspektife rağmen Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, kültürel alanda yetersiz kalındığını defalarca dile getirir. Üçüncü Milli Kültür Şurası’nın açılış konuşması ise bu söylemin en çarpıcı örneğidir: “Unutmayınız, siyasi iktidar seçimle, oyla, sandıkla olunabilir; ama kültür iktidarı için çok daha farklı bir birikime, emeğe, çalışmaya, dirsek çürütmeye, alın teri dökmeye ihtiyaç vardır. […] Medeniyetimizden koparsak, her şeyimizi kaybederiz. Kültürümüzü kaybedersek, yok oluruz.

Nitekim tam bu noktada 2023 hedefleri doğrultusunda hazırlanan X. Kalkınma Planı’nda kültür endüstrisine ivme kazandıracak önemli atılımlara dair ipuçları verilir. Ancak kültür-sanat kurumlarına yönelik bu reform hamlesinin kısa süre içerisinde rafa kaldırıldığı görülecektir. Bu durum, dönemin politik bağlamda olağanüstü koşullarıyla yakından ilişkilidir. Zira Gezi olayları, 17-25 Aralık soruşturması, MİT tırlarına yönelik kumpas, Haziran-Kasım seçimleri arasında PKK’nın terör faaliyetleri ve FETÖ’nün hain darbe girişimi gibi uzayan listede Türkiye siyasal hayatında deneyimlenen baş döndürücü olaylar, kaotik bir ortam meydana getirmiştir. Böylesi bir süreçte, kültür-sanat politikalarının geri planda kalması şaşırtıcı değildir.

Bahsi geçen tüm engellere rağmen Türkiye’nin son yirmi yılı dikkate alındığında kamu kurumlarının kültür politikaları alanında önemli girişimler başlattıkları ve bunları pratik düzleme aktardıkları kolaylıkla ifade edilebilir. Bu bağlamda bir kültür politikası olarak benimsenen projelere değinmek yerinde olacaktır. Bunlardan birincisi “Kültür ve Turizm Bakanlığı Türk Kültür, Sanat ve Edebiyat Eserlerinin Dışa Açılımını Destekleme Projesi”dir.

Kısa tanımlamasıyla TEDA; Türk kültürü, sanatı ve edebiyatıyla ilgili eserlerin çeviri ve yayım faaliyetleriyle yurt dışında tanıtılmasını sağlamak için yayıncılara destek sunan bir teşvik programıdır. İlgili dönemdeki ikinci gelişme, uluslararası kitap fuarlarına üst düzey katılım çabalarıdır. Türkiye’nin 2008’de Frankfurt Kitap Fuarı’na onur konuğu olarak davet edilmesi, Türk edebiyatının dünyaya açılması konusunda önemli bir eşik olmuştur. Dönemin üçüncü gelişmesi, Yunus Emre Enstitüsü, TİKA, YTB ve Türkiye Maarif Vakfı gibi kuruluşların yürüttüğü kültür diplomasisi faaliyetleridir. Kamu kurumlarının girişimleriyle ortaya çıkan dördüncü gelişme ise Türkiye’nin kültür envanterini belirlemeye yönelik çalışmalardır.

Görüldüğü üzere Türkiye’de kültür alanı önemli bir dönüşüm sürecinin içerisinde bulunmaktadır. Bir tarafta iki yüz yıldır takip edilen modernleşme dinamikleri kültürel alanı şekillendirmeye devam ederken diğer tarafta tarihsel ve toplumsal kimlikten beslenen bir kültürel alan arayışı söz konusudur. Dolayısıyla kültür, ideolojik bağlamından azade görünmeyen bir anlam bütünlüğüyle yorumlanarak tartışılmaktadır. Gerçekten de bugün farklı toplumsal kesimler arasında bir “kültür mücadelesi” yaşandığına dair yaygın bir kanaat mevcuttur. Bu doğrultuda Türkiye Yüzyılı’nda kültür politikalarının geleceği ayrı bir önem kazanır. Türkiye Yüzyılı Vizyon Belgesi dikkate alındığında ise yeni dönemde toplumsal değerlerle uyumlu, süreklilik arz eden, yenilikçi ve üretken bir kültürel alanın inşası için adımlar atılacağı öngörülebilir.

Son kertede toplumsal değerleri göz ardı etmeyen kültür politikalarının ideolojik kutuplaşmaların üzerinde konumlandırılması, merkezi ve yerel yönetimlerin kültürel faaliyetlere ayırdıkları kaynakları artırıp bu kaynakları daha efektif bir şekilde kullanmaları, başat aktörlerin kültürel alanda işlevsel paydaşlık geliştirmeleri, politika yapım süreçlerinin çok aktörlü bir yapıyla kurgulanması, kültür diplomasisi alanında faaliyet yürüten kuruluşların desteklenmesi, kültür endüstrisinin uluslararası ölçekte değer üreten rekabetçi bir konuma ulaşması için altyapı ve teşvik sistemine yatırım yapılması gibi gelişmeler, Türkiye Yüzyılı’nda kültür politikalarına yön verecek temel dinamikler olacaktır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.