Krizi ve Algıyı Yönetmek!


TÜHA HABER / SETA Enerji Araştırmaları Direktörü Prof. Dr. Kemal İNAT, kaleme aldığı ‘Krizi ve Algıyı Yönetmek!’ başlıklı yazısında, bu durumda önemli olanın, yaşanması beklenen krizlere mümkün olduğu kadar hazırlıklı olması gerektiğine dikkat çekiyor.


Prof. Dr. Kemal İNAT, dünyanın ciddi bir krizi yaşadığını, kuşkusuz bunun, dünyanın ilk krizi olmadığını, dünya tarihinin, savaşlar, ekonomik krizler, isyanlar ve salgınların neden olduğu krizlerle dolu olduğunun altını çiziyor.
Sosyal, ekonomik, siyasal krizlerin yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kemal İNAT, Şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da olacak…Bu durumda önemli olan, yaşanması beklenen krizlere mümkün olduğu kadar hazırlıklı olmaktır” diyor.

Prof. Dr. Kemal İNAT, kuşkusuz hazırlıklı olmakla krizleri yönetebilmek arasında yakın bir ilişki bulunduğunu, fakat ikisinin tamamen aynı şey de olmadığını, hazırlıklı olmanın uzun dönemli bir çabanın ürünü iken, krizi yönetmenin, bu uzun dönemli hazırlığın üzerine mevcut yönetimin ne koyduğu ile ilgili olduğuna dikkat çekiyor.
Krizi yönetmenin çok farklı boyutları bulunduğuna işaret eden Prof. Dr. Kemal İNAT, “Krizi yönetmek, eğer şimdi olduğu gibi sağlıkla ilgili bir krizi yönetiyorsanız, öncelikle sağlık kurumlarını en etkili şekilde çalıştırabilmektir. Krizi yönetmek, aynı zamanda algıyı yönetmek ve özellikle de algıya yönelik saldırıları yönetmektir” ifadesini kullanıyor.
Prof. Dr. Kemal İNAT, Krizi yönetmenin, krizin yol açtığı ekonomik zararları gidermek ve kurumların sağlıklı işleyebilmesi için gerekli finans kaynaklarını hazır edebilmek gerektiğine vurgu yapıyor.
“Krizi yönetmek, kriz sırasında oluşabilecek güvenlik sorunlarını yönetmektir” diyen Prof. Dr. Kemal İNAT, “Krizi yönetmek, aynı zamanda dış politikanın da ülke çıkarları doğrultusunda rutin akışında devamlılığını sağlamaktır” diyor.

Algıya yönelik saldırılar
Prof. Dr. Kemal İNAT, Dünyada bir salgın krizi yaşanıyor diye, maalesef devletlerin birbirlerine yönelik güç ve üstünlük mücadelesine son vermediklerine dikkat çekiyor.
“Aksine, krizi fırsata dönüştürmek isteyen aktörler var” diyen Prof. Dr. Kemal İNAT, “Bu krizi, dünya politikasındaki dominant pozisyonunu daha da pekiştirmek ve potansiyel rakiplerini ezmek için bir fırsat olarak görenler de olacak, dünya lideri olma hayallerini hayata geçirmek için bir fırsat olarak değerlendirmek isteyenler de” şeklinde belirtiyor.
Prof. Dr. Kemal İNAT, bu dönemde özellikle, başka ülkelere karşı nüfuz politikası izleyen devletlerin tavırlarına ve onlardan gelebilecek saldırılara dikkat etmek gerektiğini söylüyor.
Krizin en sıcak dönemlerinde bu saldırıların, genellikle hedef ülke halkının algısına yönelik hamleler olarak karşımıza çıktığıunı hatırlatan Prof. Dr. Kemal İNAT,. bu tür algı operasyonlarında en fazla başvurulan aracın ise medya olduğunun görüldüğünü, Sosyal medyanın da çok yaygınlaştığı günümüzde, başta Twitter ve Facebook olmak üzere bu tür medya araçlarının da algı operasyonlarında kullanıldığı açık olduğunu kaydediyor.

Prof. Dr. Kemal İNAT, Saldırının dışarıdan da içeriden de gelebildiğini hatırlatarak, “Hedef bazen krizi fırsata çevirip mevcut iktidarı zayıflatmak ve mümkünse devirmek olabiliyor bazen de kendine ekonomik çıkar imkânları oluşturmak” olduğuna dikkat çekiyor.
“Bir yabancı medya kuruluşunun Türkçe servisi tarafından birkaç gündür ısrarla servis edilen “Türkiye’de 150.000 ila 600.000 kişinin öleceği” haberi bu saldırıların açık örneklerinden biri” olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kemal İNAT, “Türkiye, şimdiye kadar korona kriziyle mücadelede örnek ülkelerden biri olmasına rağmen, bu haberi tekrar tekrar vermenin ve Twitter sayfasında “sabitlenmiş tweet” olarak tutmanın amacı ne olabilir?” diye soruyor.
“Böyle bir haber yapmanın pozitif bir yönü olabilir mi?” diye Prof. Dr. Kemal İNAT, Söz konusu medya kuruluşunun, Türkiye siyasetine nüfuz etme arayışı konusunda sabıkalı bir geçmişe sahip bir ülkenin resmî yayın kuruluşu olduğu gerçeğinin bu tür yayınların hedefinin ne olduğu sorusunun cevabı konusunda ipuçları verdiğini açıklıyor.
Prof. Dr. Kemal İNAT, “Bu saldırının, söz konusu ülkenin Türkiye politikasının bir yansıması olarak mı, yoksa bu yayın kuruluşunda çalışan takıntılı Türkiye düşmanlarının kendi kişisel tercihleri sonucu olarak mı ortaya çıktığının çok fazla önemi yok aslında” ifadesini kullanıyor.
“Dikkat edilmesi gereken asıl nokta, bu tür saldırıların hep olacağını bilerek bunlara karşı hazırlıklı olmak ve savunma mekanizmaları geliştirmektir” diyen SETA Enerji Araştırmaları Direktörü Prof. Dr. Kemal İNAT, medya üzerinden gerçekleştirilen bu tür saldırılara karşı en iyi savunma mekanizmasının ise halkın doğrudan ve şeffaf bir şekilde bilgilendirilmesi olduğunu, Türkiye’nin, şu ana kadar bunu oldukça başarılı bir şekilde yaptığının görüldüğünü kaydediyor.
HABER : Ataner YÜCE
[TÜHA Haber Ajansı, 29 Mart 2020]