Karadeniz’de Ukrayna’nın Operasyonları
* Eskişehir merkezli, genç ve dinamik bir yapıya sahip olan Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi (TUDPAM) Başkan yardımcısı Mustafa Metin KAŞLILAR, “Karadeniz’de Ukrayna’nın Operasyonları” başlıklı yazısında, 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan sürecin bugün barış görüşmeleri, 28 maddelik plan gündeminde sıkışırken karşılıklı operasyonların devam ettiğine dikkat çekti.
* İşte detayı!…
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
ESKİŞEHİR, 06 ARALIK 2025 – Eskişehir merkezli, genç ve dinamik bir yapıya sahip olan Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi (TUDPAM) Başkan yardımcısı Mustafa Metin KAŞLILAR, “Karadeniz’de Ukrayna’nın Operasyonları” başlıklı yazısında, 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan sürecin bugün barış görüşmeleri, 28 maddelik plan gündeminde sıkışırken karşılıklı operasyonların devam ettiğine dikkat çekti.

Mustafa Metin KAŞLILAR, Rusya’nın bu noktada cephe hattında belirli ilerlemeler sağlamaya devam ederken yıpratma savaşını sürdürdüğünü ve ayrıca son dönemde yaşanan gelişmelerin karşılıklı enerji hatlarını hedef almaya dönüşmüş durumda olduğunun altını çizdi.
Türkiye’nin Karadeniz’de Münhasır Ekonomik Bölgesi (Türk Deniz Araştırmaları Vakfı)
KAŞLILAR, şunları söyledi:
“Bu, iki tarafta da kısa vadede enerji kaybına sebebiyet verirken petrol fiyatlarına da yukarı çeken en önemli gündem konusu diyebiliriz. Hem Ukrayna hem Rusya karşılıklı olarak enerji şebekelerine zarar verme stratejisi tercih ederken özellikle son gelişmelerde öne çıkan, Ukrayna’nın Karadeniz’de Rusya’nın ticari gemilerine operasyon gerçekleştirmesi oldu. Bu saldırılar Karadeniz’de Türkiye’nin münhasır ekonomik bölgesinde gerçekleştirildi. Bu durum da özellikle Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren bir konu; zira Karadeniz güvenliği oldukça kritik”.
Geçtiğimiz günlerde Mısır’dan Rusya’ya seyir hâlinde olan iki tanker gemisi KAIROS ve VIRAT gemilerinin Kocaeli’nin Kandıra ilçesinin Kefken açıklarında saldırıya uğradığına değinen Mustafa Metin KAŞLILAR, Türkiye’nin, ilk incelemelerde bu konuda bir dış müdahalenin olduğunu belirttiğini. bu çerçevede bu iki tanker gemisine de Türkiye’nin yardımcı olduğunu ve Kıyı Emniyetinin önemli rol üstlendiğini aktardı.
KAIROS ve VIRAT Tankerlerinin Hedef Alındığı Alan (Ukrayna Güvenlik Servisi Tarafından Hedef Alınan Tankerlerin Vurulduğu Alan)
Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi (TUDPAM) Başkan yardımcısı Mustafa Metin KAŞLILAR, Dışişleri Bakanlığı’nın da özellikle bu iki geminin hedef alınması noktasında olduğuna değinerek, şöyle devam etti:
“Karadeniz’deki münhasır ekonomik bölgemiz içerisinde meydana gelen bu hadiseler, bölgede seyir, can, mal ve çevre emniyeti bakımından ciddi riskler oluşturmuştur. Savaşın Karadeniz sathına yayılmasının ve daha da tırmanmasının önlenmesi, ayrıca ülkemizin bölgedeki ekonomik çıkar ve faaliyetlerinin olumsuz etkilenmemesi amacıyla ilgili taraflarla temaslarımızı sürdürmekteyiz” açıklamasını yapmıştır. Kısaca bu açıklama şu şekilde de okunabilir: Özellikle Karadeniz bölgesinde gerçekleştirilen saldırılar Türkiye’nin güvenliğine doğrudan bir tehdit oluşturmuştur.
En son yine Karadeniz’de tehlikeli bir gerilim ile MIDVOLGA-2 adlı bir ayçiçeği yağı yüklü Rus tankeri vuruldu. Bu saldırıların özellikle KAIROS ve VIRAT tankerlerine olan saldırılar doğrudan Ukrayna Güvenlik Servisi tarafından insansız deniz araçlarıyla gerçekleştirilmişti. Türkiye açısından bu özellikle savaşın Karadeniz hattına yayılacağı endişesi taşımasını beraberinde getiriyor diyebiliriz. Bu süreç içerisinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da saldırıların kabul edilemez olduğunu açıklaması bu noktada iki taraf ile de görüşmelere başlandığını göstermektedir diyebiliriz”.
MİDVOLGA-2 Ayçiçek Yağı yüklü Rus tankerinin vurulduğu alan (Ukrayna saldırıyı üstlenmedi)
Burada bir diğer endişe verici durumun Rusya Devlet Başkanı Putin’in açıklamalarının olduğuna dikkat çeken Mustafa Metin KAŞLILAR, “zira Putin, özellikle Ukrayna’nın Karadeniz’de doğrudan ticaretini engelleme hatta abluka konusundan bahsetti ki aslında bu da Karadeniz’de yeni bir savaşı tetikleyecek bir unsur. Ayrıca Ukrayna’nın limanlarına silah taşıyan gemileri veya muğlak bir noktada Ukrayna’ya “yardım” manasıyla giden gemileri vurabileceği oldukça büyük bir tehlike ki Türkiye açısından dikkatle incelenmesi gereken bir alan diyebilirim” şeklinde konuştu.
Kısaca, misilleme noktasının Karadeniz’de yeni bir gerilim hattı oluşturduğunu ve Rusya, Ukrayna’nın saldırılarına karşı genellikle her alanda misilleme gerçekleştirdiğini ifade eden KAŞLILAR, bunun da Türkiye’nin Karadeniz güvenliğini ve bölgedeki ticareti koruyabilmesi noktasında yeni bir sınav oluşturacağını açıkladı.
“Diğer bir nokta da Karadeniz’de Ukrayna’nın vurduğu ve özellikle tanker saldırıları sonrasında hedef aldığı Hazar Boru Hattı Konsorsiyumu” olduğuna vurgu yapan Mustafa Metin KAŞLILAR, “Bu nokta oldukça önemli. Bu, aynı zamanda enerji güvenliğine de doğrudan ilgilendiriyor; zira gerçekleşen saldırılar bir sabotaj stratejisi. Tanker saldırıları özellikle Rusya’nın yaşanabilecek misillemesi yahut Ukrayna’nın Karadeniz’de hareket alanına karşı oluşabilecek politikalar Karadeniz’de endişe verici bir duruma geçerse Türkiye’ye Karadeniz üzerinden gelen boru hatları da tehlike altına girebilir ki bu oldukça kritik” olduğunu hatırlattı.
KAŞLILAR, Ukrayna’nın tanker saldırılarının Türkiye’nin münhasır ekonomik bölgesinde gerçekleştirildiği için Türkiye’nin bölgedeki çıkarlarını da doğrudan hedef aldığını ve bu saldırıların karşılıklı eylemlere dönüşmemesi adına Türkiye’nin iki taraf ile de görüşmeleri sıklaştırmış durumda olduğunu kaydetti.
“Ukrayna’nın saldırıları ana hattıyla çevresel sorunlar, uluslararası hukuk açısından da büyük sorunlar barındırıyor diyebilirim” diye konuşan (TUDPAM) Başkan yardımcısı Mustafa Metin KAŞLILAR, “Bu noktada diğer bir gelişme ise birkaç gün önce Türk armatöre ait Panama bandıralı M/T Mersin tankerinin Senegal açıklarında hedef alınması oldu. Bu da Ukrayna’nın bir saldırısı olma şüphesi taşıyan gelişmelerden biri fakat Ukrayna saldırıyı üstlenmedi” dedi.
KAŞLILAR, bu saldırıların özellikle enerji hatlarının hedef alınması sonrasındaki Kırım ve Rusya kıyıları çerçevesinde gerçekleşen saldırılardan sonra Ukrayna’nın bir strateji değişikliği olarak okunabileceğini belirtti.
Mustafa Metin KAŞLILAR, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Karadeniz’in kuzeyi Ukrayna için petrol hatlarını vurmak amacıyla önemliydi fakat bu saldırılar yeni stratejide bir genişleme işareti olabilir. Özellikle barış görüşmeleri açısından Ukrayna’nın elini güçlendirmek istediği bir dönemde bu saldırılar oldukça kritik fakat yukarıda belirttiğim gibi Rusya’nın Ukrayna’yı Karadeniz’de abluka alma düşüncesi bölgede açık bir gerilimi ateşleyecekken aynı zamanda bölgede ticari hatlarda büyük sorunlar yaşanma tehlikesi söz konusu. Bu durum Türkiye açısından kabul edilebilir bir durum asla olmaz. Bu noktada Karadeniz’de Türkiye yeni devriyelerde başlatabilir ayrıca diğer bir konu da Ukrayna’nın tankerleri “gölge filosu” olarak tanımlaması Türkiye açısından kabul edilebilir değil Türkiye Rus tankerlerine doğrudan ekonomik yaptırım uygulamıyor fakat denetimler bu saldırılar sonrası doğal olarak artabilir. Önemli olan nokta Ukrayna’nın Rus tankerlerine Türkiye’nin münhasır ekonomik bölgesinde saldırı gerçekleştirmemesidir”.
***
Yazar hakkında
7 Şubat 1999 Bursa doğumlu olan Mustafa Metin Kaşlılar, ilköğretim ve ortaöğretimini Bursa Setbaşı İlköğretim ve Ortaokulunda lise eğitimini ise Özel Final Okullarında tamamlamıştır. 2017 yılında Uludağ Üniversitesi Tarih Bölümünde lisans eğitimine başlayan Kaşlılar, 2022 yılında ise lisans programından mezun olmuştur. 2023 yılında ise Uludağ Üniversitesi Türkiye Cumhuriyeti Tarihi alanında yüksek lisans eğitimine başlamıştır. Hala Yüksek Lisans eğitimini burada sürdürmektedir. Kaşlılar bu süreçte Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi-TUDPAM Başkan Yardımcılığı görevini sürdürürken birçok platformda analiz, röportaj, makale çalışmaları da yayımlanmıştır. DergiPark platformu üzerinden bilimsel dergilerde ise hakemlik ve bilimsel makale çalışmalarını yürütmektedir. Çalışma alanlarını ise Türk Dış Politikası, Avrupa Birliği, Rusya, Güvenlik ve Ekonomi ve Türk Siyasal Hayatı oluşturmaktadır.