enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
17:56 Yargımızın Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı Sorunu
17:29 ABD’nin toplam kamu borcu, 22 Ekim itibarıyla 38 trilyon doları aşarak rekor seviyeye ulaştı.
07:56 Almanya, Türkiye’yi “stratejik ortak” olarak görüyor…
07:54 Mamdani Rüzgârı: Demokrat Parti’nin Sol Popülizmle İmtihanı
07:49 Türk Halk Müziği sanatçısı Mahsun Kırmızıgül Moskova’yı büyüledi…
07:38 Cumhuriyetin 102. Yılında: Şahi’den KAAN’a Uzanan YolFatih Sultan Mehmet’in Macar Orban’a döktürdüğü Şahi topu, dünya tarihinde bir devrin kapanışını simgeler.
07:22 Terörsüz Türkiye’de Gelinen Süreç ve Sonrası
07:22 Türkiye sadece platform değil ‘konsept’ de ihraç ediyor
07:17 TBMM Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmelerine devam edecek…
07:00 Lübnan Ne Yapmak İstiyor?
00:26 İstanbul Ticaret Odası (İTO), Ekimde fiyatı en çok artan ve azalan ürünleri açıkladı…
00:14 TFF Başkanı Hacıosmanoğlu: Bahis soruşturması yaklaşık 3 bin 700 sporcuyla devam edecek
20:45 Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK), “5. Küresel Medya Buluşması” Alanya’da başlıyor
07:56 Engelli bireylerin toplumsal hayata katılımlarını artıran aktif yaşam merkezleri yeniden yapılandırılıyor…
07:50 Moskova’da Kritik Buluşma: Rusya’nın Suriye Politikası ve Ortadoğu’daki Güç Dengeleri…
07:24 Trump-Xi Görüşmesi: Soğuk Barış mı? Denge Arayışı mı?
00:56 Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Deprem Bölgesi Değerlendirme Toplantısı”nda konuştu…
00:45 Hakan Fidan Irak’ı ziyaret edecek
00:41 Beşiktaş Kulübü olağan idari ve mali genel kurulu, bugün gerçekleştirilecek…
00:31 İletişim Başkanı Duran: Ortak geleceğimizi inşa etmeye kararlıyız
TÜMÜNÜ GÖSTER →

İzmir depremi: İki el, bir kader

İzmir depremi: İki el, bir kader
06.11.2020
A+
A-

 

TÜHA HABER / İzmir’de yaşanan deprem, enkaz başında bekleyen insanlarda öfkeyi de umudu da canlı tutuyor. Ailesinin, cansız bedenini beklediği Ali B. ile itfaiye memurunun parmağını sıkı sıkıya tutan Elif’in ‘faili’ aynı.

Türkei Erdbeben Izmir (Deniz Barış Narlı/DW )

İzmir’de bir enkaz… Etrafında koşturan 200 görevli. Üç günün ardından havaya karışmaya başlayan ceset kokusu. Enkazın yakınında bir park. Parkta, babası Ali B.’nin bedeninin, çöken binadan çıkarılmasını bekleyen genç bir adam.

“Annemle sürekli konuşabiliyorduk. Ona dokunabiliyordum. Babamdan ise ilk dakikadan beri ses gelmiyordu zaten. Kurtarma ekipleri bir delik açtı. ‘Kimin elini tutuyorum şu an’ diye sordu. El, benim de annemin de değildi. ‘Bırak ölmüş o. Ben hayattayım beni kurtar’ diye bağırdım.”

30’lu yaşlarındaki diş hekimi Çağlar B., enkaz altında annesiyle birlikte verdiği üç buçuk saatlik yaşam mücadelesini DW Türkçe’ye böyle anlatıyor.

Elifi de Ali B.’yi de enkaz altına koyan sebep aynı

İzmir’de bir başka enkaz. Botları toza, çamura bulanmış baretli onlarca adam. Heyecanla taşınan bir sedye. Sedyede kendisini, 65 saat sonra kurtaran itfaiyecinin parmağını tutmuş üç buçuk yaşındaki Elif.

Elif’in de, Ali B.’nin de elini o enkazın altına koyan sebep aynı.

Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Alim Murathan, üç boyutlu bir harita üzerinde depremin en ağır hasarı verdiği ilçelerin, alüvyon zemin üzerine kurulduğunu anlatıyor.

Murathan DW Türkçe’ye, alüvyon zemine inşaat yapılabileceğini ama bu binaların çok özenli ve güçlü olması gerektiğine vurgu yapıyor.

Murathan’a göre 75 km uzakta meydana gelen depremin merkezi daha yakın bir nokta olsaydı, şu ana dek 98 kişinin hayatını kaybettiği kentte bir felaket yaşanabilirdi.

“Deprem 15 saniye daha uzun sürseydi…”

İzmir'de çöken binalardaki arama kurtarma çalışmaları sürüyor
İzmir’de çöken binalardaki arama kurtarma çalışmaları sürüyor

Depremin vurduğu Bayraklı’nın belediye başkanı Serdar Sandal ise alüvyon zemin üzerindeki binaların ne denli özensiz inşa edildiğine dikkati çekiyor ve “Deprem 15 saniyeden uzun sürseydi çok daha fazla bina yıkılabilirdi” diye konuşuyor.

Bu durum enkaz başında daha da iyi anlaşılıyor.

Depremde yıkılan ve en az sekiz kişiye mezar olan Rıza Bey apartmanı enkazında çalışma yürüten iki görevliden iş makinesi operatörü olanı, diğerine “Makineyle betonu tutunca toz gibi dağılıyor” diyor.

“Korktuğum için Rıza Bey apartmanından taşındım”

Rıza Bey apartmanında beş sene yaşamış Prof. Dr. Ayşegül Ünveren de daha önce yaşadıklarını DW Türkçe’ye şöyle anlatıyor:

“2003’te de bir deprem olmuştu. Evin duvarları çatladı, fayansları döküldü. Korktuğum için de Rıza Bey’den taşındım. O dönem sağlamlaştırma çalışması yapıldığı söylendi. Demek ki yetersizmiş. Devletin düzgün bir şekilde denetlemesi gerekmez miydi?”

İzmir sokaklarında dolaştıkça, yeni binaların dahi ne kadar özensiz yapıldığı hemen göze çarpıyor. Bayraklı’da ayakta kalmayı başarmış her 10 binadan altısı çatlaklarla dolu ve tamamı yıkılıp yeniden inşa edilecek.

Deprem sonrası birçok yerde çadır kentler kuruldu
Deprem sonrası birçok yerde çadır kentler kuruldu

Çatlamış, betonları kaldırıma dökülmüş, yan yatmış bu binalar polis şeridiyle girişe kapatılmış. Hava karardıkça, tahliye edilmiş binalar etrafındaki hareketlilik de artıyor. Nedenini merak ederken bir adam, elindeki torbayla binadan çıkıyor ve hızlı adımlarla şeridi kaldırıp altından geçiyor. Burun buruna geldiğimiz için de açıklama yapmak zorunda kalıyor:

“Kendi evimizde hırsız olduk kardeşim. Bütün birikimimiz gitti. Bari birkaç parça eşyamı kurtarayım.”

Tek isteği eviyle ilgili hasar tespit çalışması

Dört tarafına kurulan çadırlar nedeniyle İzmir, dev bir mülteci kampını andırıyor. Çadırda kalanlar, AFAD’ın da, belediyenin de hızlı bir şekilde organize olmasından memnun. İhtiyaçlar şimdilik eksiksiz karşılanıyor.

Halk da birbiriyle dayanışma içerisinde. Çadırda kalanlara yemek getirenler de var, kıyafet getirenler de. Öyle ki, çadırlarda kalanlara internet üzerinden yemek sipaşiri verenler dahi var.

Çadırının önüne kurduğu masada ailesiyle kahvaltı eden Mert Doğru, çadırların hemen kurulduğunu, yardımların hızlı bir şekilde yapıldığını söylüyor. Doğru’nun tabiriyle ‘sıkıntılı süreci rahat atlatıyorlar.’ 29 yaşındaki adamın tek isteği uzmanların, duvarlarında çatlaklar oluşan eviyle ilgili hasar tespit çalışması yapması.

İdil İrey de, üç çocuğuyla çadırda kalıyor. Yaşadıkları evin kolon ve kirişlerinin çatladığını söylüyor. Büyük bir korkuyla çocukları alıp evden kaçmış. Üç çocuğuyla çadırda kalan bir kadın olmanın zorluklarınıysa şöyle anlatıyor:

“Zor. Akşamları çok soğuk oluyor. Ateş yakıyoruz burada. Üst üste giyiniyoruz. Çocuklarımı koynuma sokuyorum. Ama inanılmaz da yardım geliyor. Her yerden yardım geliyor buraya. İstanbul ve Ankara belediyeleri, AFAD, İHH, AKUT, hepsi… Mükemmeller. Allah hepsinden razı olsun.”

Pek çok noktada hasarlı bina ve bu nedenle çadırda kalanlar olsa da, İzmir’deki hayat normale dönmüş durumda. Öyle ki, 2003’teki depremden bu yana hiçbir önlem alınmayan şehrin dijital tabelalarında ‘Geçmiş olsun İzmir’ dahi yazıyor.

HABER : Tunca Öğreten / İzmir

[TÜHA Haber Ajansı, 06 Kasım 2020]

Pelin Çift İle Gündem Ötesi‘Pelin Çift ile Gündem Ötesi’ her Cuma saat 00.15’te TRT 1 Ekranlarında.. 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.