İnsan Hayatı ve Ayrımcılık (2)

TÜHA HABER / Ayrımcılık; bir kişiye ya da gruba bilinen özelliklerinden dolayı önyargılı davranmak şeklinde tanımlanmaktadır.
Bir diğer tanıma göre de ayrımcılık; insanların ırk, dil, din, etnik köken, siyasi görüş, sosyal statü, cinsiyet, yaş veya cinsel yönelim gibi farklılıkları nedeniyle haksız muameleye tabi tutulmasıdır.
Çeşitleri bakımından ayrımcılık; pozitif, negatif ve çoklu ayrımcılık şeklinde ele alınıyor. Genelde ayrımcılık negatif anlamıyla kullanılıyor.
Ayrımcılık günümüzde de insanlığın önemli ortak sorunları arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Geçmişte ve günümüzde ırk ve dinsel ayrım açısından milyonlarca insanın yaşamından olduğu bu ayrımcılık gerçekte ve hukuki anlamda bir hak ihlalidir.
Irk, dinsel ayrım, etnik köken gibi farklılıklar nedeniyle günümüze kadar milyonlarca insan yaşamını kaybetti. Ne var ki insan olarak bizi; siyasi görüş, sosyal statü, cinsiyet, yaş ve cinsel yönelim bakımından farklı kılan özelliklerimiz nedeniyle ayrımcı bir yaklaşım sergileyenler, bu tutumlarını ısrarla sürdürmeye devam ediyorlar.
Bu çerçevede 10 Aralık 1948 tarihinde yayımlanan ‘İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde, ayrımcılığın önlenmesine dair hükümlere yer verilmiştir.
Beyannamenin 2nci Maddesinde ‘ Herkes ırk, renk, cinsiyet, din, siyasal ya da başka türden kanaat, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş veya başka türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, bu Bildirgede belirtilen bütün hak ve özgürlüklere sahiptir, denilmektedir.
4ncü Maddede ‘ Hiç kimse kölelik ya da kulluk altında tutulamaz; her türden kölelik ve köle ticareti yasaktır, hükmü getirilmiştir.
7nci Maddesinde ise ‘ Herkes yasa önünde eşittir ve ayrım gösterilmeksizin yasa tarafından eşit koruma hakkı vardır, ifadesine yer verilmiştir.
Birleşmiş Milletlere bağlı üye ülkelerde; bu Beyannamenin öngördüğü ilkeler doğrultusunda kendi yasalarında düzenleme yapma yoluna gitmişlerdir.
AMERİKA’DA AYRIMCILIK OLAYLARI
Amerika’nın Minneapolis şehrinde George Floyd isimli bir siyahi vatandaş 25 Mayıs 2020 günü DerekChauvin isminde bir polis memurunun ayağı ile boğazına bastırması sonucu; ‘Nefes alamıyorum, anneciğim yardım et, çığlığı ile yaşamını kaybetti.Olayın şu şekilde geliştiği basında yer aldı:
Floyd bir marketten aldığı sigara için ödediği 20 doların sahte olduğu iddiası ile olay yerine tam dört polis gelmiş; polislere ‘Benden ne istiyorsunuz?, diye sorarken Derek Chauvin kendisini arkadan kelepçelemek için yüzükoyun yatırmış, diziyle boynuna basıp direnmesini engellemişti.
ABD’de siyahi George Floyd’u gözaltına alırken diziyle boynuna bastırarak hayatını kaybetmesine neden olan bu polis memuru DerekChauvin (44) 1 (bir) milyon dolarlık kefaletle serbest bırakıldı. Chauvin için gerekli görülen bu 1 milyon doları Allegheny CasualtyCompany isimli bir kuruluşun garanti ettiği açıklandı.
Böylelikle tüm dünya Amerika’da bir siyahi vatandaşın hayatının 1 milyon dolara eşit olduğunu bu ülkede adaletin insan yaşamı söz konusu olunca nasıl tecelli ettiğini öğrenmiş oldu!..
George Floyd’un çığlığını annesi duyamadı ama tüm insanlık duydu! Önce ABD de başlayan protesto eylemleri sonra tüm dünya geneline yayıldı.
ABD’de polis şiddeti sonucu yaşamını kaybeden başka siyahi vatandaşlarda bulunuyor. New York eyaletinin Rochester şehrinde evden kaçmış zihinsel engelli Daniel Prude (41) isimli bir siyahi vatandaş da polis tarafından gözaltına alınırken başına bir bez torba geçirilip nefessiz bırakıldığına dair görüntüler ortaya çıktı. 23 Mart 2020 tarihinde gerçekleşen olaydan bir hafta sonra Prude hastanede hayatını kaybetti.
Bu olaydan kısa bir süre sonra ABD de New Jersey eyaletinin Trenton şehrinde 03 Nisan 2020 tarihinde benzeri bir olay yaşandı. ‘Trafiğin ortasında yürüdüğü ve garip davrandığı, iddiası ile gözaltına alınmak istenen Stephen Dolceamore (29) isimli Amerikan vatandaşının tıpkı Floyd hadisesinde olduğu gibi ‘Nefes alamıyorum, diyerek polisin sert muamelesi sonucu yaşamını kaybetmişti.
George Floyd olayı ve ardından siyahi vatandaşlara yönelik polisin sert müdahalesiyle ölen siyahi vatandaşlar için dünya genelinde büyük çaplı protestolara yapıldı. Adeta insanlık ayağa kalktı!
Protestolar Amerika’da aylarca sürdü. ABD Başkanı Donald Trump, siyahi vatandaşlara yönelik binlerce katliamın en acımasızlarından olan bu vahşet olaylarını kınamak yerine; sokaklara dökülen göstericileri ‘terörist, olarak nitelendiren bir açıklama yaptı.
Trump, bu açıklamayla da kalmadı göstericileri kendine askeri güç kullanma yetkisi veren ‘İsyan Yasası, uyarınca ‘orduyu harekete geçirmekle, tehdit etti.
Bu açıklama da göstericileri durdurmadı, aksine ABD genelinde 300 den fazla kentte protesto gösterilerinin yanı sıra yağmalamalar da sürdü.
ABD de yaşanan kaos, bu ülkede yaşayan Türk vatandaşlarını da harekete geçirdi. Uzun yıllardır Amerika’da yaşanan bu tür olayların bir son olmayacağı, Afrika kökenli vatandaşların sistematik baskıya maruz kaldıkları, adaletin tecelli etmediği şeklinde açıklamalar yaptı vatandaşlarımız.
ABD de bulunan araştırma şirketlerine göre, bu ülkede hapiste bulunan 2,3 milyon kişinin yüzde 33′ nü siyahiler oluşturuyor. Yapılan bir anket sonucuna göre de, beyazlar dışında tüm ırklar daha fazla polis şiddeti görüyor.
Irkçılık ABD de yüzyıllardır süren bir hastalık. Günümüzde de bu hastalık en acımasız şekliyle sürdürülüyor.
Sivil haklar mücadelesinin sembolü olan Martin Luther King, 1968 yılında ABD nin Memhpis kentinde öldürülmüştü. Gerçekte King, Beyaz-Siyah ayrımının yapılmadığı bir dünya hayal ediyordu.
Amerika’nın siyahi siyahi bir vatandaşı olan Malcolm X te köle sahiplerinin atalarına verdiği soyadı reddettiği için kendisine X diye hitap edilmesini istemişti.
Amerika’da siyahilere yönelik bu ayrımcılık diğer yandan ırkçılık karşıtı eylemlerin yanında, bir kültür hareketi olarak sanatta, özellikle sinema dalında siyahi vatandaşların hak arayışlarını güçlendirdi. Sinema dalında 1910 yılından günümüze kadar siyahi yurttaşların haklarını savunan çok sayıda film yapıldı.
Bu filmlerin yapımcıları, aktör, aktrisleri ve yönetmenleri arasında siyahi vatandaşların olması dikkat çekti.
Oscar, Altın Küre ve Emmy ödüllü ünlü aktör Kevin Costner, ABD de yaşanan George Floyd olayından sonra Hürriyet’ten Barbaros Tapan’a şu açıklamada bulunmuştu:
‘ Amerika’da siyahi vatandaşların yaşadıklarına hangi dönemde bakarsanız aynı şeyleri görürsünüz. Onlar her zaman korkuyorlardı, her zaman manipüle edildiler, her zaman onlardan faydalanıldı. Söylediklerim tarihsel gerçekler., ( Hürriyet Kelebek, 28.06.2020.S.6)
Sonuçta her insan, yaratılıştan doğan farklı özelliklere sahiptir. Bu özellikler insanı bazı durumlarda yüceltip pozitif algılanmasına neden olurken, bazı durumlarda da küçük görülüp horlanmasına neden olabiliyor. Ayrımcılığa yol açan böyle durumlara karşı tavır almak ve insanı Allah’ın yarattığı bir varlık olarak görüp insanca bir yaklaşım sergilemek en doğru olanıdır.
İnsanlığın ortak sorunu olan ayrımcılığa karşı, ortak dayanışmaya gidilmek suretiyle, hukukun üstünlüğünden hareket ederek adaletin tecelli etmesini sağlamak ve yaşamın her alanında ayrımcı davranış ve yönelimleri önlemek her insan için vazgeçilemez önemli bir görev olmalıdır.
Atıf ÖZGEN
(*) İnsani Değerler Derneği Kurucu ve Yönetim Kurulu Üyesi
e-mail: ozgenatif@gmail.com
[TÜHA Haber Ajansı, 13 Aralık 2020]