enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
13:33 “Yanan Ormanın Sesi”
09:58 AK Parti İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı’dan Çeşme’deki su krizi ile ilgili çok sert sözler
07:47 Türkiye’nin Kargo İHA’sı daha da güçlendi
07:45 Evrensel Bakış Açısı: Gizli Belgelerde Lozan Konferansı İtirafları
07:42 Antalya’da ‘rüşvet’ soruşturması kapsamında tutuklanan Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in gelini Zuhal Böcek gözaltına alındı
07:24 Su Politikaları Derneği Başkanı YILDIZ: Tatil yörelerinde değişken su tarifesi ve su verimliliği teşvikleri uygulanmalı
07:22 Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, “30 bin kilometre demir yolumuz olacak”
07:12 AK Parti Sözcüsü Çelik: Türkiye Yüzyılı hedeflerimize ilerlemeye devam ediyoruz
07:11 Dişleri Bakanı Fidan’dan ‘İsrail’e Güvence: “Gizli Ajandamız Yok”
07:04 TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Terörsüz Türkiye Komisyonu ağustos ayında çalışmaya başlayacak
07:00 Konutta “gayrimenkul sertifikası” dönemi: İşte projenin detayları…
08:40 Antalya-Alanya Otoyolu tamamlandığında söz konusu projeyle ekonomik açıdan 17,7 milyar liralık kazanım sağlanacak
07:57 Türk mühendisler geliştirdi: ABD ordusu da kullanıyor
07:34 Aspendos’ta bu yıl çalışma alanı 13 bin 500 metrekareye çıkacak
07:22 Bakan Mehmet Şimşek: “Bu not artışı, süreci başarıyla yönettiğimizi ve ekonomimizin dayanıklılığını teyit ediyor”
07:02 Azerbaycan-Rusya arasında Türkiye kilit rol oynuyor
07:01 Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde (KSÜ) “TÖMER Yaz Okulu Belge Takdim Töreni” düzenlendi.
23:18 İran ile İngiltere, Fransa ve Almanya arasındaki nükleer faaliyetlere ilişkin görüşmeler için heyetler, İran’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda ikinci kez bir araya geldi.
16:41 SPD Başkanı Yıldız : Çeşme’nin Suyu Siyasi Polemik Konusu Olmamalı. Büyük Resim Ortada
08:01 Terörsüz Türkiye Komisyonu kuruluyor
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Evrensel Bakış Açısı: Gizli Belgelerde Lozan Konferansı İtirafları

Evrensel Bakış Açısı: Gizli Belgelerde Lozan Konferansı İtirafları
28.07.2025
A+
A-

* İsviçre’nin Lozan kentinde 20 Kasım 1922’de toplanan Barış Konferansı, katılımcı ülkeler arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle bir ara kesintiye uğrasa da, 24 Temmuz 1923 tarihine kadar 2 ayrı bölüm halinde  etmişti.

* Detayı bültenimizde!…

TÜHA/TÜRKUAZ İnternational News Agency

Siyasett – Gürbüz Evren

Yazar* Gürbüz Evren

ANKARA, 28 TEMMUZ 2025

Türkiye Cumhuriyeti’nin Tapu Senedi olarak tanımlanan Lozan Antlaşması’nın imzalandığı haberi Ankara’ya 25 Temmuz 1923 tarihinde ulaşmıştır. Türkiye’yi temsilen konferansa katılan Başmüzakereci İsmet Paşa’dan gelen, Lozan Antlaşması’nın imzalandığına ilişkin telgrafı alan Başbakan Rauf Bey, doğruca Çankaya’ya çıkmıştır.

Ali Fuat Cebesoy, hatıralarında Mustafa Kemal Paşa’nın, telgrafı okuduğunda, Rauf Beye, “Son günlerde Antlaşmanın imzalanacağını tahmin ediyordum. Ancak, adamların son anda vazgeçebileceklerini de hiç aklımdan çıkarmadım. Verdiğiniz bu haber beni çok sevindirdi. Teşekkür ederim.” dediğini yazmıştır.

Herbert H. Asquith: “Birinci Dünya Savaşı’na Almanya’nın yanında gireceğini açıklayan Osmanlı İmparatorluğu kılıcını çekmiştir. Osmanlı,
kılıçla yok edilecektir.”

Lozan’ın zaferinin mimarı İsmet Paşa’ya, o dönemde ve günümüzde iftiraya kadar uzanan eleştiriler, hakaretler yöneltilse de, Türkiye toplumunun ezici bir kesimi bu
antlaşmaya samimiyetle sahip çıkmaktadır. Ülkemiz içinde yapılan eleştirileri bir kenara bırakıp, konuyu, İngiltere’de söylenenlerden hareketle, somut örnekler ile
aktarmaya başlamakta yarar var.

İngiltere Başbakanı Herbert Henry Asquith, 9 Kasım 1914 tarihinde, Parlamento’da yaptığı konuşmada, “Birinci Dünya Savaşı’na Almanya’nın yanında gireceğini açıklayan Osmanlı İmparatorluğu kılıcını çekmiştir. Osmanlı, kılıçla yok edilecektir.” demiştir.

İngiliz Başbakan Asquith’in bu sözleri doğru çıkmıştır, ancak İngiltere’nin ve tüm dünyanın beklemediği bir olay yaşanmıştır. Mustafa Kemal adlı bir Osmanlı Paşası Türk milletine liderlik ederek, işgalcilere karşı yürütülen Kurtuluş Savaşı’nı zafere ulaştırmıştır. Sömürgeci güçlerin Orta Asya’ya sürmek istedikleri Türk milleti, Lozan Antlaşması’nın imzalanmasıyla birlikte yeni bir devletin sahibi olmuştur.

İşte bu durum, 2 Ağustos 1923 tarihinde, İngiliz Parlamentosu’nda Lozan Barış Antlaşması’nın değerlendirildiği oturumda, dönemin İngiltere devlet bakanlarından Robert
McNeill tarafından dile getirilmiştir. McNeill konuşmasında özetle şöyle demektedir:

“Mustafa Kemal’in, Anadolu’da bir güç toplayarak direnişi başlatmasını İtilaf Devletleri anlayamadı. Çünkü herkes ne olacağını önceden tahmin edecek
zekâya sahip olamaz. Türkiye devleti tarihte ilk defa kendi milli sınırına sahip bir bütün olarak ortaya çıkmaktadır. Yüzyıllar boyunca dağınık bir İmparatorluk
olan Türkiye, Lozan Antlaşması’nın ardından gerçek toprakları üzerinde ilk defa halkı tamamen Türk bir devlet şeklinde kurulmuştur. Din ve ırk bakımından birlik oluşturan yeni Türkiye devleti oluşmuştur.

Lozan’da Türklere bir barış antlaşmasını istediğimiz gibi kabul ettirebilecek durumda değildik. Türklerle her madde üzerinde eşit şartlar altında görüşmek zorunda kaldık.”
Lozan Konferansı devam ederken de, İngilizler sadece müttefikleri Fransa, İtalya ve Yunanistan ile değil kendi içlerinde de çok büyük anlaşmazlıklar yaşadılar.

İngiltere’nin Lozan’daki Başmüzakerecisi Lord Curzon, İsmet Paşa’ya ve Türk heyetine büyük zorluklar yaratması, tehditler savurmasıyla ön plana çıkmıştı. Türk düşmanlığı ile bilinen Lord Curzon’un bu tutumu, ülkesinde de tepki topluyordu. Barış konferansının 5 Şubat 1923’de kesintiye uğramasının nedeni olarak da Lord Curzon gösterildi.

Curzon ise İngiltere Kralı’na, 5 Şubat 1923 tarihinde gönderdiği telgrafa, “İsmet Paşa’yı ikna etmek için dile getirilen hiçbir konuşma, rica, yalvarma ve tehdit işe yaramadı. Paşa, Türkiye’nin bağımsızlığı ve egemenliği dışında başka bir şey söylemedi” cümleleriyle başlayarak, kendini savunuyordu.
Lozan’ın kesintiye uğraması İngiltere Parlamentosu’nda ciddi tartışmalara yol açmıştı.

Avam Kamarası’nın 15 Şubat 1923 tarihli oturumunda söz alan milletvekili Howard Bury, Lord Curzon ve İngiliz heyetini şu sözlerle suçladı:

“Barış Antlaşması’nın imzalanmaması, Türklerin psikolojisini yeterince incelememizden ve anlamamamızdan kaynaklanmaktadır. Türkler, yüksek gururlu ve mücadelecidir. Tarihleri boyunca Orta Asya’dan gelip Anadolu’ya ulaşmak için topraklar, ülkeler fethederken, İstanbul’u alırken ve Viyana kapılarına ulaşırken sürekli mücadele etmişlerdir. Gururlarını hep yüksek tutmuşlardır. Savaşla birlikte izlemeye başladığımız yanlış politika Türkleri Almanların yanına itmiştir. Türklerle dost
kalmayı içeren geleneksel politikamız uygulansaydı, sonuç çok değişik olacak, milyonlarca insan ölmeyecek, savaş yıllarca sürmeyecekti.”

İngiliz Avam Kamarası’nın 12 Şubat 1923 tarihindeki oturumunda söz alan milletvekili Aubrey Herbert ise eski Başbakan David Lloyd George’u suçladığı konuşmasında, “Lloyd David Lloyd George Aubrey Herbert George’un hedefi, İtilaf Devletleri’ni birleştirerek, Türkiye’yi parçalamaktı. Sonuçta ise İtilaf Devletleri ittifakı parçalandı, Türkiye bir bütün ortaya çıktı. Lloyd George, Anadolu’yu da kapsayan bir Yunan imparatorluğu kurma hevesindeydi, ama Türkiye’yi büyük bir şamata ve gürültü içinde yeniden Avrupa’ya getirdi. Artık hiçbir konferans, hatalarımızı kabul etmedikçe, yeni politikalara yönelmedikçe ve hepsinden
önemlisi Türkleri iyi niyetli olduğumuza inandırmadıkça barışı sağlamaya yetmeyecektir.” diyerek, önemli itiraflarda bulunacaktır.

Milletvekili Aubrey Herbert konuşmasının devamında, Lozan Barış Konferansının kesintiye uğramasından sorumlu tuttuğu Lord Curzon’u da şu sözlerle suçlayacaktır:

“Lord Curzon, Lozan’da iyi niyetli olamadı. Müzakereler boyunca karşısında, Sakarya Savaşı öncesindeki Türkler var zannetti. Konuştuğu bu insanlara karşısında
biz İngilizler varmış gibi davrandı. Tamam, biz Lord Curzon’a tahammül edebiliriz, ama bunu Türklerden bekleyemeyiz.”

Daha sonraki yazılarda ise Lozan’daki müzakereler sırasında, İngiltere’nin Türk Heyetine Ermeniler ve Kürtler konusundaki baskısını ele alacağız. Ermenilere otonomi isteyen İngilizlerin, bu konuda Lozan’dan Londra’ya gönderdikleri telgrafların içeriklerini paylaşarak, İsmet Paşa başkanlığındaki Türk heyetinin nasıl direndiğini anlatacağız. Gürbüz Evren • gurbuzevrenbd@gmail.com

Lord Curzon Aubrey Herbert: “Lord Curzon, Lozan’da iyi niyetli olamadı.

Müzakereler boyunca karşısında, Sakarya Savaşı öncesindeki Türkler var zannetti. “Doğudan şimdi doğacak olan güneşe bakınız. Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsan, uzaktan bütün doğu milletlerinin de uyanışlarını öyle görüyorum. Bağımsızlık ve egemenliklerine kavuşacak olan çok kardeş millet vardır. Sömürgecilik ve emperyalizm yer yüzünden yok olacak ve yerlerini milletler arasında hiç bir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği çağı hakim olacaktır.”
Mustafa Kemal Atatürk

***

Yazar hakkında

Erzurum-Pasinler doğumlu olan Gürbüz Evren, Ankara Gazi Lisesi’ni bitirdikten sonra yüksek öğrenim için Fransa’ya gitti. Paris VIII Üniversitesi’nde Siyaset Sosyolojisi eğitimi yapan Evren, daha sonra Paris 10 Nanterre-La Defense Üniversitesi’nde Kent Planlama ve Bölgesel Kalkınma bölümünü bitirdi. Aynı üniversitede lisansüstü eğitimini tamamlayan Gürbüz Evren 1998’de Türkiye’ye döndü.

Evren, Ankara Üniversitesi’nde 4 yıl, Başkent Üniversitesi’nde de 1 yıl öğretim görevlisi olarak çalıştı. TRT’de radyo ve televizyon programlarında yorumcu ve sunucu olarak görev yaptı. Aylık ‘Parlamentodan Politika’ ve haftalık ‘Gazete Ankara’ adlı yayınlarda köşe yazıları yazdı. Gürbüz Evren halen Başkent Üniversitesi’nin aylık kültür yayını Bütün Dünya dergisinin sürekli yazarıdır.

Ekim 2004’ten buyana Kanal B televizyonunda “Bekleme Odası” adlı programı hazırlayıp sunan Gürbüz Evren’e, Çağdaş Gazeteciler Derneği Bekleme Odası için yılın en iyi televizyon programı ödülü, Toplumsal Etik Derneği “Meslekte Etik Davranışı Teşvik” ödülü, Mahalli İdarelere Yardım Derneği, 863 belediyenin kapatılmasını önleyecek programlar yapması nedeniyle “Onur Ödülü”, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası ise kamuoyunu aydınlatıcı içeriği nedeniyle basın ödülü, Yörük Türkmen Oğuz Boyları Kültür Dernekleri Federasyonu da Onur Ödül Plaketi verdi.

Gürbüz Evren 20 ödülü ise almayı kabul etmedi.

Yabancı televizyon kanallarının Türkiye’de gelişmelerle ilgili bağlantı yaptığı Evren yurtiçi ve yurt dışında 100’den fazla etkinliğe konuşmacı olarak katıldı.

Gürbüz Evren’in, “Sömürgecilik Tarihi Işığında Ermeni Sorunundaki Çıkar Odakları” (Ümit Yayıncılık, 2002), “AB Bekleme Odası’nda Türkiye’ye Dayatmalar” (Ümit Yayıncılık, 2005), “Avrupa Birliği sürecinde Kürtçülük” (2007), “Son Celse” (2008), “AKP’yi Çözdüm İşte Kılavuzu” (Karınca Yayınları, 2009), “Emperyalizmin Oyuncağı Ermeni Sorunu” (Karınca Yayınları, 2009), “Atatürk’ten Özür Diliyorum” (Karınca yayınları, 2010), “Durun Öldürmeyin Birbirinizi Siz Kardeşsiniz” (Karınca yayınları 2011), “Avratlar Cenneti Fransa” (Karınca yayınları 2012), “Facebook Yokken Buralar Tarlaydı” (Berikan Yayınları (2014) ve “Millet CHP Diyecek (mi?)” (Berikan Yayınları 2017) isimli yayımlanmış kitapları bulunuyor.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.