enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
18:07 CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında yaptığı gerçek dışı açıklamalara siyasilerden tepki yağdı
17:39 AK Parti milletvekili Veysal Tipioğlu Efe’yi hastanede ziyaret etti
17:01 Türkiye olmadan asla!
12:01 İsveç devletinin kurup işlettiği hamburger zincirinin hikayesi belgesel oldu
11:36 Almanya’nın Ermenistan’a yeni atanan Büyükelçisi, “Ermeni Soykırımı” Müzesi’ni ve Enstitüsü’nü ziyaret etti
09:50 Depremden etkilenen 11 ildeki işletmelere bulundukları şehre, “60 bin 673 KOBİ’ye KOSGEB eliyle 37,3 milyar lira kaynak sağlandı”
09:41 Lider sektör, ocak ayı ihracatında rekor artış gerçekleştirdi 
08:35 Cumhurbaşkanı Erdoğan Asya turuna çıkıyor
08:00 Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi’nin (TUDPAM) Dış Bakış’ın 2025 yılı ocak sayısı yayınlandı
07:47 KOSGEB Kapasite Geliştirme Destek Programı, KOTO’da tanıtıldı
07:41 Asos bölgesinde etkisiz hale getirilen terörist sayısı 9’a yükseldi
07:27 Doğal afetler, 2024 yılında 320 milyar dolarlık ekonomik kayba yol açtı
07:00 TÜSİAD Yönetim Kurulu 6 Şubat depremlerinin ikinci yıldönümü nedeniyle Adıyaman’ı ziyaret etti
06:49 AK Parti Sözcüsü Çelik: Özgür Özel’in tutumu tam bir siyasi gaflettir
06:03 Su Politikaları Derneği Başkanı Yıldız, “Türkiye’nin yarısında son dört aydır normalin çok altında yağış gerçekleşti”
06:03 Suriye’nin kuzeyinde 13 terörist etkisiz hale getirildi
22:10 Trendyol 1. Lig’de lider Kocaelispor, haftayı kayıpsız kapattı
20:29 Bayram tatilinin tadını erken rezervasyon fırsatıyla Alâ Otel’de çıkarın
11:13 Eczacılar zorda: Kepenk kapatma noktasına geldiler!
10:56 Kocaelispor Rivas’la her konuda anlaştı!
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Eurofighter tedariki Avrupa’nın güvenliği için neden önemli?

Eurofighter tedariki Avrupa’nın güvenliği için neden önemli?
A+
A-

Türkiye’nin aynı anda Balkan, Karadeniz, Kafkas ve Orta Doğu’da Avrupa’nın güvenliğini sağladığı ve F-16 satışı sonrasında ABD ile normalleştiği dikkate alınırsa Almanya’nın Eurofighter şerhini artık kaldırması gerekiyor.

Dr. Murat ASLAN - (UHA) Uluslararası Haber Ajansı

Doç. Dr. Murat ASLAN, Hasan Kalyoncu Üniversitesi öğretim üyesi

Geçtiğimiz hafta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Büyükelçisi Jeffrey Lane Flake, yaptığı bir sosyal medya paylaşımıyla Türkiye’nin F-16 tedarikinde “sona yaklaşıldığını” duyurdu. Milli Savunma Bakanlığı tarafından sürece yönelik detaylı bir açıklama yapılmadı, ancak F-16 satışlarında esnek ve teknik bir sürecin devam ettiğine dair haberler basına servis edildi. O halde ABD’nin teklifine yönelik uzlaşının sağlandığı, ancak F-16 Blok 70’ler ve modernizasyon kitleri ile muhtelif motor, yedek parça ve mühimmat tedarikinde önemli bir dönemecin geçildiği görülüyor. Ancak teknik ayrıntılar bir müddet daha gündemi meşgul edecek gibi.


Birleşik Krallık ve İtalya’nın da devreye girmesiyle Türkiye’nin savaş tehdidi altındaki Avrupa’ya ve NATO’ya katkı sunabilmesi adına Eurofighter tedarikini gerçekleştirmesi önemli bir eşik


Türkiye’nin savaş uçağı tedariki

Türkiye’nin savaş uçağı tedarikinde F-35 programı odaklı tartışmalar geride bırakılırken iki farklı boyut ön plana çıkıyor. Bunlarda ilki Türkiye’nin milli imkanlarla KAAN’ı ile HÜRJET’i üretip Hava Kuvvetleri’nin envanterine katmasıdır. İkinci husus ise hazır alım veya montaj yoluyla dış kaynaktan yapılan tedariktir. Bu noktada da F-16’lar ön plana çıkıyor. Ancak Türkiye’nin savaş uçağı tedarikinde tüm süreci sadece bu iki boyuta indirgemek hata olur. Nitekim çok farklı parametrelerin bu kararları şekillendirdiği biliniyor.

Milli projelerle üretilen savaş uçakları şüphesiz Türk havacılık sektörü için önemli mihenk taşları. Elde edilen tecrübe ve üretilen teknoloji Türk savunma sanayinin gelişmesine büyük katkı sağlıyor. Ancak milli projelerin gerçekleştirilmesinde en kritik referans “zaman”. Türkiye’nin yaşlanan ve yenilenmesi gereken envanterine “acil muharebe ihtiyacı” kapsamında uygun nitelikte savaş uçakları tedarik etmesi ve bunlarla birlikte milli sistemleri dahil etmesi gerekiyor. Son dönemdeki çatışmalar dikkate alındığında zaman kaybına tahammül yok.

Tabii, havacılığın zaten pahalı olan bakım ve lojistik gereklilikleri nedeniyle iç üretim ve dış tedarik arasında maliyet-etkin bir uyum sağlanması zorunlu. Ayrıca her uçağın farklı görevleri ifa etmek için tasarlanabildiğini unutmamak gerekiyor. Bu nedenle Türkiye’nin savaş uçağı tedarik ve üretim programında mevcut envanteri, emsal devletleri, üstlenilebilecek görevleri, muhatap olunacak mukabil savaş uçaklarını ve bir çok farklı parametreyi masaya yatırmak mümkün.

Bu noktada F-16 Blok 70’lerin tedariki Türkiye açısından mantıklı bir çözüm. Nitekim bakım, lojistik ve harekat bağlamında Türkiye’nin 1990’lı yıllardan itibaren TUSAŞ uhdesinde kazandığı bilgi birikiminin milli sistemlerle entegre edilmesi mümkün oldu. Kaldı ki Türk savunma sanayi F-16’larla sınırlı kalmayan ama F-16’ların da dahil edildiği havacılık yazılım ve donanımlarını zaten geliştiriyordu. Bu nedenle F-16 tedariki mevcut kapasitenin etkin kullanımında alım sonrası zahmeti azaltacaktır. Ama bu noktada eksikliği hissedilebilecek bir ayrıntı var.

Yunanistan faktörü

Türkiye’nin birinci kuşak ilgi alanında Türkiye’yi tehdit olarak algılayan bir ülke var: Yunanistan. Fransa’dan 34 adet Rafale tipi savaş uçağı alan Yunanistan, aynı zamanda ABD’den 40 adet F-35 tedariki yapacak. Şüphesiz bu kadar yüksek maliyete katlanmak Yunan vatandaşları tarafından bir kambur olarak hissedilecek. F-35’lerin mühimmat, bakım ve işletim maliyetlerini vurgulamaya gerek yok. Ancak Ege ve Doğu Akdeniz’de Türkiye ile hava kuvvetleri dengesi bağlamında Yunan Silahlı Kuvvetlerinin nitelik üstünlüğü kazanmakta olduğunu görmek gerekir. Rafale irtifa ve manevra bağlamında F-16 Blok 70’lere göre daha üstün niteliklere sahip. F-35’ler ise düşük radar silüeti, istihbarat kabiliyeti, ağ odaklı operasyon ve uzaktan mühimmat bırakma niteliğiyle kendi klasmanında etkin bir savaş uçağı.

Yunanistan’ın Rafale alımı önemli bir ayrıntı barındırıyor. Bu uçakların yüksek irtifada keskin manevralar yapabilmesi F-16’lar ile karşılaştırıldığında önemli bir avantaj. İşin aslı, Yunanistan da bu nedenle, yani Türk F-16’larına karşı manevra ve ateş üstünlüğü sağlamak için Rafale alıyor. Rafale aslında EUROFIGHTER’ın kızkardeşi. Fransa kendi istediği niteliklerde ısrar edince anlaşmazlık ortaya çıktı ve DASSAULT firması eliyle EUROFIGHTER programını Rafale’ye dönüştürdü.

Eurofighter tedariki Avrupa’nın güvenliği için neden önemli?

Türkiye’nin bahse konu hassasiyetini gidermek için yöneldiği istikamet ise Rafale’nin ağabeyi Eurofighterlar. Çünkü bu uçaklar Rafale’den daha keskin manevra kabiliyetine, sırasıyla 42 bin ve 60 bin feet olmak üzere yüksek irtifa uçuşuna ve sırasıyla 1,8 ve 2 Mach süratine haiz. Eurofighter’ın mühimmat ve aviyonik sistemleri Türk Hava Kuvvetleri için daha tanıdık.

KAAN veya F-35’ler bu iki uçakla aynı kategoride değil, farklı konseptleri var. KAAN’ın 2028 yılında envantere girmesiyle beşinci hatta ANKA III ile kuvvetle muhtemel altıncı nesil savaş uçağıyla F-35’lere karşılık denge sağlayabileceği düşünülebilir. Ancak beşinci nesil uçakların görev etkinliği sadece muadili olan uçakla değil, aynı zamanda yeni teknolojiye sahip radarlarla kısıtlanabilir. Bu alanda Türkiye’nin geliştirdiği ERALP radarı bir denge unsuru olarak umut veriyor.

Türkiye’nin milli imkanlarla ürettiği HÜRJETlerin aslında bir eğitim uçağı olduğu, mevcut haliyle ancak A-10 Thunderbolt gibi hava-yer görevlerinde kullanılabileceği dikkate alınırsa Türkiye’nin Eurofighter konusunu biraz süratlendirmesi gerekiyor. F-16 satışının bu noktada önemli bir girdisi var. Almanya’nın Eurofighter itirazında ABD artık bir emsal olmaktan çıktı. Birleşik Krallık ve İtalya’nın da devreye girmesiyle Türkiye’nin savaş tehdidi altındaki Avrupa’ya ve NATO’ya katkı sunabilmesi adına Eurofighter tedarikini gerçekleştirmesi önemli bir eşik.

Gerek Türkiye’nin Yunanistan ile hava kuvvetleri dengesinin kurulması, gerekse de Eurofighter tedarikinde referans alınması gereken gelişme Yunanistan’ın Rafale ve F-35’leri satın alması değil. Rusların Su-35 ve Su-57’lerine karşı denge arayışı özellikle Avrupa ve Transatlantik güvenliğinin sağlanmasında daha öncelikli bir konu başlığı. Rusların Ukrayna cephesine sevk etmeye başladığı bu iki uçak Avrupa’daki Hava Kuvvetleri dengesini Ege’deki Türk-Yunan rekabetinin ötesine taşıyor. Türkiye’nin aynı anda Balkan, Karadeniz, Kafkas ve Orta Doğu’da Avrupa’nın güvenliğini sağladığı ve F-16 satışı sonrasında ABD ile normalleştiği dikkate alınırsa Almanya’nın Eurofighter şerhini artık kaldırması gerekiyor.

Burada irdelenmesi gereken konu aslında Türk-Yunan hava üstünlüğü meselesi değil. Asıl konu Avrupa ve Transatlantik güvenliği. Rusların ortaya koyduğu tehdit düzeyi Türk hava kuvvetleri programının da ivmelenmesini gerektiriyor. Bu nedenle odak noktası Yunanistan değil, Avrupa ve NATO olmalı.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.