enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
08:01 Türkiye’de Nehir Havza Yönetiminin Yeni Kurumsal Yapısı 
07:18 Soykırımın yeni yüzü: Kıtlık
07:01 Kanadalı foto muhabiri: Reuters, İsrail’in 246 gazeteciyi öldürmesinde sorumlu
23:24 Memur ve emeklisinin zammı bu hafta belli olacak
23:14 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye, bölgede barış ve esenliğin teminatıdır
22:53 İletişim Başkanı Duran: Malazgirt ruhu, Terörsüz Türkiye idealimizin yol haritalarından biridir
22:45 Terörsüz Türkiye hedefi için Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, yarın 6’ncı toplantısını gerçekleştirecek…
21:46 Hatay’ın genç sörfçüleri Kiel’de: Depremin Ardından Umut ve Dayanışma Dalgaları
09:42 Barajlar boşaldı, su kesintileri başladı. Türkiye’nin su yönetimi sorunları ve çözüm önerileri
07:58 Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, kent genelinde trafik güvenliğini artırmak amacıyla yaya geçitlerini yeniliyor…
07:47 Etki Odaklı Sohbetler’in konuğu WWF-Türkiye İletişim Grup Müdürü Dr. Neyran S. Akyıldız oldu
07:47 CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Kanko, “Vatandaşın Borcu 5,1 Trilyona Ulaştı!”
07:46 Türk dizileri Rusya’da rekor kırıyor
07:40 * Avrupa Milletleri Federal Birliği (FUEN) Türk Azınlıkları ve Toplulukları Çalışma Grubu (TAG) Sözcüsü Halit Habip Oğlu, Kosova’ya çalışma ziyaretinde bulundu.
07:40 Gebze’nin ilk Şehidi Numan Dede’nin abisi; “Bizim canımız yandı başkalarının canı yanmasın!’
07:34 Çatalca’daki kum ocağını genişletme projesi İstanbul’un su kaynaklarını ve Kuzey Ormanları’nı tehdit ediyor…
07:30 Aslı Dülgeroğlu, Pfizer Ar-Ge Birimi bünyesinde Çalışma Kalitesi Gözetim Direktörü olarak atandı
07:19 “Cennetin Çocukları” dizisinin ikinci tanıtımı yayınlandı
07:00 Su çürümeden…
23:22 Bir Karış Toprak, Bir Damla Su, Bir Nefes: “Mavi Vatan”
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Dış Politikamızda Normalleşme ve Suriye

Dış Politikamızda Normalleşme ve Suriye
21.09.2021
A+
A-

Normalleşmenin zamanlaması kritik önemdedir. Ne getirip ne götüreceğine dair çok boyutlu ‘artı-eksi değerlendirmesi’ yapılır. Hangi parametrelerde ve hangi çıkar karşılığında uzlaştığınız başarınızı belirler. Türkiye son normalleşme hamleleri ile ‘etkili ve esnek bir rasyonel aktör’ olduğunu bir kez daha gösterdi.

Prof. Dr. Burhanettin DURAN & SETA Genel Koordinatörü

CHP, uzun süredir “Şam ile masaya oturalım” görüşünü seslendiriyor. Son bir yıldır Türkiye’nin BAE ve Mısır gibi ülkelerle gerilimli ilişkilerini normalleştirme çabasını örnek vererek kendilerinin “haklı” çıktığı kanaatindeler. Kuşkusuz Suriye iç savaşının nasıl çözüleceği, YPG terör örgütü ve sığınmacılar boyutlarıyla Türkiye’nin geleceğini çok yakından ilgilendiriyor.

Önce Türk dış politikasındaki normalleşmenin mantığına bir bakalım. Dünkü yazımda ifade ettiğim üzere Ortadoğu’daki aktörler arasındaki normalleşme trendi ve Türkiye’nin “yeni sayfa açma” siyaseti, yaşanan küresel ve bölgesel jeopolitik değişimle irtibatlı. Küresel düzlemde, “büyük güç rekabeti” yoğunlaşırken bölgemizde artık blok siyaseti mümkün değil. Her ülkenin diğer müttefikleriyle çelişen ve rakipleriyle örtüşen çıkarları var.

Neden, Ne Zaman ve Nasıl?

Normalleşme “Herkesle iyi geçinelim” gibi bir duygusal zeminde oluşmuyor. Ve tek tarafın isteğiyle gerçekleşmiyor. Malum, devletler yeni jeopolitik denklemlere göre politikalarını gözden geçirirler. Çıkarlarını hesaplar ve gerekli görürlerse bazı tercihlerini değiştirirler. İşte Türkiye dahil bölgesel güçlerin normalleşme arayışı bu temel realiteye dayanıyor.

Normalleşmenin zamanlaması kritik önemdedir. Ne getirip ne götüreceğine dair çok boyutlu “artı-eksi değerlendirmesi” yapılır. Hangi parametrelerde ve hangi çıkar karşılığında uzlaştığınız başarınızı belirler. Türkiye son normalleşme hamleleri ile “etkili ve esnek bir rasyonel aktör” olduğunu bir kez daha gösterdi.

Doğu Akdeniz, Libya ve Suriye sahalarındaki operasyonlarının kazanımlarını tahkim etme amacıyla normalleşmeyi yürütüyor. Yeni bölgesel konjonktür sebebiyle ve diğer aktörler de istediği için normalleşme süreci devam ediyor.

İki Hedefi Gerçekleştirme Zorluğu

Türkiye’nin Suriye’ye mevcut yaklaşımı rejimi yıkmaya yönelik değil. İki temel hedefi var:

  1. Suriyelilerin onurlu şekilde ülkelerine dönebilmesi.
  2. PKK-YPG terör oluşumunun engellenmesi.

Güvenli bölgeler kurmamız da İdlib’deki askeri varlığımız da buna yönelik. 4-5 milyon Suriyeli sığınmacının daha ülkemize gelmesini bu şekilde engelledik. Muhaliflerin kapsayıcı, yeni bir Suriye yönetimine entegre edilmediği durumda bu iki hedefin de karşılanamayacağı açık. Uluslararası Af Örgütü geçtiğimiz günlerde Suriye’ye dönenlerin Suriye istihbaratı eliyle işkenceye ve zorla alıkoymaya maruz kaldığına dair rapor yayımladı. Suriyelilerin işkence ve baskı görecekleri bir yere “davul-zurna ile” gönüllü dönüşü mümkün değil.

Esad yönetiminin Ankara ile masaya oturmak istediği biliniyor. Hatta Rus lider Putin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ara ara bu teklifi yapıyor. Ancak aynı Esad, Cenevre görüşmelerini kilitliyor ve muhalifleri içine alacak bir geçişi hiç arzu etmiyor. Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Putin ile bu ay sonu gerçekleşecek görüşmesi öncesinde İdlib’deki bombardıman ile Türkiye sıkıştırılmak isteniyor. Şam yönetimi ile görüşmek ya da görüşmemek, ideolojinin ya da duygusallığın alanı değil. Bölgesel denklemlerin, çıkar hesaplamasının ve zamanlamanın konusu.

Şam’la Ne Zaman Görüşülebilir?

Türk ve Suriye istihbarat birimlerinin görüştüğü ara ara basına yansıyor. Açık bir diplomasinin başlaması için istihbari görüşmelerde yeterli mesafe alınması gerekiyor. Şam yönetimi, halkını ülkelerine geri almaya razı ve hazır olmalı. Bunu göstermek için de muhaliflerin katıldığı süreçleri önemsemeli. İdlib’deki milyonları Türkiye sınırına itmekten vazgeçmeli. Ankara ile uzlaşan Şam’ın YPG’yi tasfiye edeceği iddia edilebilir. ABD’nin Suriye’den tümüyle çekilmeden bu seçeneğin hayata geçirilebileceğini kabul etsek bile şu soru hâlâ masada: “Şam yönetimi, muhalifler ve sığınmacılar konusunda güvenilebilir mi?”

Kaldı ki, yakın vadede ABD’nin Afganistan çekilmesine benzer şekilde Suriye’den ayrılması zayıf bir ihtimal. Şartlar oluşmadan CHP’nin “parlak” önerisi uygulanırsa, güvenli bölgelerden çekilme ve yenileriyle birlikte sığınmacıların Türkiye’de kalıcı hale gelmesiyle yüzleşiriz.

[TÜHA Haber Ajansı, 21 Eylül 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.