Ankara, içeride ‘reform’, dışarıda ‘yeni sayfalar açma’ gündemiyle meşgul.
Prof. Dr. Burhanettin DURANAnkara, içeride “reform”, dışarıda “yeni sayfalar açma” gündemiyle meşgul.
ABD, AB, Fransa, Yunanistan ve bazı Ortadoğu ülkeleri ile ilişkileri toparlama çabasını sadece Türkiye’nin dış politikasında “revizyon arayışı” ya da “yumuşama” olarak okumak sağlıklı olmaz.
Yaşanan süreç Washington dahil bütün başkentleri ilgilendiriyor. Bütün aktörler yeni bir dönemin eşiğinde oldukları hissiyle ev ödevlerine odaklanıyor. Fransız Cumhurbaşkanı Macron’un Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderdiği sempatik mektup da, Alman Dışişleri Bakanı Maas’ın son Ankara ziyaretindeki diyalog havası da, Yunanistan ile 25 Ocak’ta başlayacak istikşafi görüşmeler de, Suudi Arabistan ya da BAE’den gelen olumlu sinyaller de ilgili aktörlerin karşılıklı arayışlarıyla yakından irtibatlı.
Bu arayışlar Türkiye’nin Doğu Akdeniz, Suriye veya Libya politikalarında geri çekilme anlamına gelmiyor
Aksine son dört yılda elde edilen siyasi-askeri kazanımların diplomasi yoluyla konsolide edilmesi niyeti var.
Erdoğan’ın kararlılığı gözden kaçmasın
Erdoğan’ın geçen cuma namazı çıkışında “Kendi savunma adımlarımızı, bir yerlerden izin alarak yapamayız. Biz bir NATO ülkesiyiz. NATO ülkesi olarak da birlikte olduğumuz ülkelerin bize yön vermesine asla izin vermeyiz” cümlelerini kurması bahsettiğim niyete işaret.
Batı ittifakı içerisinde hak ettiği etkin yeri almak isteyen bir iradenin göstergesi. Yaptırım tehditleriyle revizyona zorlanacak bir pozisyon değil. Müttefiklerine ittifakın gereğini hatırlatan ve onlara katabileceklerini hatırlatan bir yaklaşım. Bence, Trump’ın uluslararası sisteme yaşattığı türbülans ve belirsizlikten en fazla istifade eden aktörler arasında bulunan Türkiye, yeni döneme hazırlık yapıyor. Tıpkı Washington ve Brüksel dahil tüm aktörler gibi Ankara da Trump sonrası dönemin değişimine ve belirsizliklerine uyum için önlemler alıyor.
Demokratların güçlü iktidarı
Biden, yarın yaklaşık yirmi beş bin Ulusal Muhafız’ın Washington’u koruduğu bir ortamda başkanlık görevini devralacak.
Devralacak dediğime bakmayın, Yardımcısı Pence’in aksine Trump, yemin töreninde bulunmayacak.
Böylece Demokratların güçlü iktidarı başlayacak.
Zira Başkanlığın yanı sıra Temsilciler Meclisi ve Senato da en azından 2022’deki ara seçimlere kadar iki yıl Demokratların kontrolünde olacak. Kuşkusuz, Biden’ın önceliği Trump yönetiminin ve 6 Ocak Kongre baskınının içeride demokrasiye verdiği zararı telafi etmek olacak. Ancak Demokratların bu defaki “güçlü” iktidarında uluslararası sistemde nasıl bir değişim arayışında olacakları ve daha önemlisi bunun ne kadarını başarabilecekleri birçok dünya başkentinde dış politika üzerine çalışanların tartışma konusu.
Trump tarzı belirsizlikler mi?
Yoksa Obama tipi istikrarsızlık ve değerler adına yapılan sinsi operasyonlar mı?
Yoksa Neo-Conların Demokrat versiyonlarının açıktan “demokrasi promosyonu” politikası mı?
Bu sorunun cevabı Demokratların Obama ve özellikle Trump döneminden ne dersler çıkardığına bağlı.
Büyük güçlerin mevcut dengelerinin Obama dönemine göre çok farklı bir yerde olduğunu görmeleri durumunda geçmişin hatalarına düşmeyebilirler.
Şimdiye kadar anladıklarımız ise şunlar:
Biden’ın Obama döneminden isimlerle kurduğu kabinenin temel amacı, ABD’nin küresel liderliğe yeniden dönmesi.
Ana tespit, dünyanın başıboş bırakılamayacağı ve düzen kurulabilmesi için ABD’nin inisiyatif alması gerektiği.
Yani Biden kabinesinin içeriye dönüp dışarıyı ihmal etmesi beklenmiyor.
Aksine içerideki reformu (sağlık, ırk, teknoloji), dış politikadaki adımlarla uyumlu halde yürütmeye çalışacak.
Kritik soru şu: Biden yönetiminin ticaretin güvenliğini ve ABD değerlerini yaymayı dış politikanın merkezine koyması durumunda neler olacak?
Yeni gerilimlerin ve belirsizliklerin oluşması kuvvetle muhtemel.
Ankara yeni sayfa açma arayışlarına devam ederken Obama döneminin Türkiye politikasını unutmadan hareket edecektir.
Süslü laflar ederek Ortadoğu’nun canına okuyan Obama başkanken, Türkiye, 2011’de başlayan, 2013’te hızlanarak 2016 darbe girişiminde zirveye varan bir türbülans dönemi yaşadı.
Ankara asla bunun tekrarına müsaade etmeyecek.
Önde gelen aktörler arasındaki denge değişimlerinin getireceği kriz ve fırsatları kullanmak için de dinamik diplomasi faaliyeti yürütecek.
Umarım Biden yönetimi, Trump tecrübesinde aldığı derslerin benzerini Obama dönemi için de çıkarmıştır.
[TÜHA Haber Ajansı, 22 Ocak 2021]
Türkiye Cumhuriyeti 100 yılı devirdi. Bu, bütün Türk milleti için çok büyük bir sevinç ve gurur sebebidir. Bir rejimin 100 yıllık bir maziye ulaşması, yüzlerce yıllık bir istikbale sahip olacağının da habercisidir. Esas temennimiz ise Türkiye Cumhuriyetinin Atatürk’ün dediği gibi ilelebet payidar olmasıdır. Türk milletinin/Türk halkının/Türk toplumunun 100. yılı kutlama...
Birçokları Rachel Corrie’yi hatırlamakta zorlanabilirler. 24 yaşındaki Rachel Corrie Amerikalı insan hakları ve barış aktivisti idi. Bu genç kadın 2003’te Gazze’nin Refah kapısında Filistinlilerin safında İsrail zulmüne karşı direnirken askeri bir İsrail buldozeri altında can vermişti. Bu sebeple Rachel Corrie, dünya barışının hiç unutulmaması gereken en değerli kahramanlarından biridir. Geçtiğimiz günlerde Rachel...
Seçilmiş Başkan Trump’ın Kanada, Panama ve Grönland ile ilgili sözleri, ilk başkanlık döneminde olduğu gibi daha zayıf gördüğü müttefiklerine baskı yaparak ticari ve siyasi tavizler almaya çalışacağını gösteriyor. Kadir ÜSTÜN, SETA Washington D.C. Koordinatörü Trump’ın ikinci döneminde de bildiğimiz el yükselterek müzakerede istediğini alma yöntemine başvuracağı şimdiden belli. Trump daha...
Amerikan borsasında pazartesi günü yaşanan keskin düşüş Başkan Trump’ın ekonomik vaatlerinin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Washington ziyareti, ABD’nin dış politika önceliklerini yeniden tanımladığı bir dönemde gerçekleşti. Uluslararası sistemin yeniden şekillenmesinin kesinleşmesi, Türkiye gibi bölgesel dinamiklere hızlı ve etkili cevap veren ülkeler için fırsatlar sunuyor. Kadir ÜSTÜN, SETA Washington D.C. Koordinatörü...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Saadet Partisi’ne yönelik açılımının çokça konuşulduğu bugünlerde, meseleye ilişkin en fazla gündeme gelen konuların başında AK Parti ile Saadet Partisi arasında bir yakınlaşmanın mümkün olup olmayacağı sorusu geliyor. Prof. Dr. Kemal İNAT Bu sorunun cevabını verebilmek için pek çok açıdan iki partinin politikaları karşılaştırılabilir ama bir dış...
Esas ahlaksızlık bir insanın hakkı olmayan bir şeyi alması, almak için çaba harcamasıdır. Yaşadığımız şu dünyada para sevgisi ve servet hırsı ile bağdaşmayacak, uzlaşmayacak şeylerin en başında samimi dindarlığın geldiğini hemen herkes bilir. İyi bir dindarın parayı, zenginliği, serveti ve bunların sevgisini, bunlara karşı hırsı kalbinde barındırmayacağını, bunlara teslim olmayacağını,...