Cevdet Yılmaz: “Terörsüz Türkiye önemli mesafeler katetti”

* Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TRT Haber’de katıldığı özel programda, Terörsüz Türkiye konusunda önemli mesafeler katedildiğine dikkat çekti.
*İşte detayları!…
TÜHA/ TÜRKUAZ İnternational News Agency
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz
ANKARA, 13 EYLÜL 2025 -Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet
Yılmaz, şunları söyledi:
Terörsüz Türkiye çok önemli bir inisiyatif. Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye Yüzyılı kardeşliğin, huzurun yüzyılı olacak- vizyonuyla hayata geçen, Sayın Bahçeli’nin tarihi çağrısıyla ivme kazanmış bir süreçten bahsediyoruz. Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge.
Bu vurgu çok önemli gerçekten. Terörden çok çekti. Hem ülkemiz hem içinde bulunduğumuz daha geniş coğrafya. Dolayısıyla biz diyoruz ki, artık teröre bu coğrafyada yer yok. Herkesin eşit vatandaşlık temelinde, temel hak ve hürriyetlerini en güzel şekilde yaşadığı, ekonomik olarak kalkınma süreçlerinin önünde terörün bir engel teşkil etmediği hem huzurun hem de refahın olduğu bir geleceği hep birlikte inşa etmeliyiz. Bu bir devlet politikası artık biliyorsunuz.
Bir taraftan da bu inisiyatifin bölgemizde yaşanan süreçlerle de bağlantısı var. Bir takım emperyalist güçler, birtakım dış odaklar bölgemiz üzerinde çeşitli hesaplar yapıyorlar. Şu etnik grubu, şu mezhebi sevdiklerinden değil ama burada fay hatlarını kaşıyarak, çatışmaları artırarak, bölge üzerinde hakimiyet kurma ve bölgenin kaynaklarını burada yaşayan insanlar için değil, başkaları için kullanma çabası içindeler. İşte bu tuzakları da terörsüz Türkiye ile boşa çıkarmak durumundayız. Kardeşliğimizi, birliğimizi, beraberliğimizi pekiştirmek durumundayız. Terörsüz Türkiye bu anlamda önemli mesafeler katetti. Terör örgütü kendisini feshettiğini ilan etti. Silah bırakma süreci başladı. Tabii ki bu devam edecek bir süreç.
“Meclisimiz, önemli bir inisiyatif aldı”
Bu süreçte de milli iradenin tecelligahı olan Meclisimiz, önemli bir inisiyatif aldı. Bir komisyon teşekkül etti, meclis başkanımızın başkanlığında. Orada elbette ki birçok farklı fikirler gündeme gelebilir. Bu demokratik çoğulculuğun bir gereği. Ancak bu komisyonun odağını da kaçırmamak lazım. Bu komisyonun odağı şu: Bir terör örgütü kendisini feshetme kararı almış durumda. Bu feshetme sürecinin gerektirdiği düzenleme ihtiyaçlarını ortaya koymak. Esas şeyi bu bu komisyonun, misyonu diyelim bu.
Bu misyon çerçevesinde inşallah en kısa sürede bu sonuçları görürüz. Fazla uzaması da doğru değil bu süreçlerin çünkü bu süreçleri tabiri caizse enfekte etmek isteyen güçler çok olur. Dezenformasyonlarla, provokasyonlarla Terörsüz Türkiye’ye engel olmaya çalışan, Türkiye’nin bu prangası devam etsin diyen güçlerin de birçok şey yapabileceğini düşünmemiz lazım
“Çok uzun vadeye yayılacağını düşünmüyorum”
Burada işte bütün tarafları dinliyor meclisimiz. O meclisimizin uhdesinde giden bir çalışma olduğu için çok ileri sözler ifade etmek istemem. Bunu hep birlikte bekleyeceğiz ama çok uzun vadeye yayılacağını düşünmüyorum ben. Yıl sonuna kadar bir takvim belirlenmişti. İnşallah ondan da erken bir zamanda bu çalışmalar sonuçlanır ve bunun da sonuçlarını hep birlikte görürüz. Bizim burada üzerinde durmamız gereken, bütün bu provokasyonlara, dezenformasyonlara bakmadan, bir devlet politikası haline gelmiş artık bu süreci en sağlıklı bir şekilde sonuçlandırmak.
Bu sürecin sonuçlanmasıyla ne olacaktır? Terörün kalktığı bir ortamda hem demokrasi hem de kalkınma süreci güç kazanacaktır. Terörün olmadığı bir ortamda birçok demokratik tartışma çok daha rahat bir şekilde yapılacaktır. Herkes topluma neyse demokratik görüşleri, ifade edecektir. Toplumun genelini ikna ettikleri konularda da mesafeler alacaktır Türkiye. Demokratik standartlarını yükseltecektir. Diğer taraftan kalkınma süreci açısından da çok önemli. Yatırım ortamı iyileşecektir. Tarımdan turizme, madenciliğe, birçok sektör bundan olumlu etkilenecektir. Nasıl ki terörden olumsuz etkileniyordu ise kalkınma sürecimiz, terörün olmadığı bir ortamda da tam aksi gerçekleşecektir ve çok daha güçlü bir şekilde kalkınma sürecimiz devam edecektir.
Yani tüm Türkiye’nin kalkınma süreci hızlanacak ama özellikle Doğu ve Güneydoğu’nun uzun zamandır kullanılmamış potansiyeli harekete geçecek. Hem o bölgenin refahı için hem tüm Türkiye’nin geleceği için çok önemli bir süreç diye ifade etmek istiyorum.”