‘Cam tavanı’ aşmak: Bilimde kadınların dönüştürücü gücü

* İtalyan bilim insanı Prof. Caterina Petrillo, deneysel fizik alanında Avrupa’nın önde gelen araştırmacılarından biri olarak, kadınların bilimdeki yerini güçlendirmek için cesaret ve kararlılıkla mücadele ediyor.
* Detayı bültenimizde!…
TÜHA/TÜRKUAZ İnternational News Agency
ROMA, 02 TEMMUZ 2025 -Kadınlar, bilimin şekillenmesinde yalnızca katkı sunmuyor; aynı zamanda dönüştürücü bir güç olarak öne çıkıyor. Erkek egemen yapılarla örülü araştırma dünyasında, kadın bilim insanlarının varlığı ve kararlılığı, hem bilginin üretiminde hem de bilimsel kurumların yeniden yapılanmasında hayati bir rol oynuyor.
Bu anlayışla, İtalya’nın bilimdeki küresel varlığını ve kadın araştırmacıların etkisini görünür kılmayı amaçlayan İtalyan Araştırma Günü kapsamında Türkiye İtalyan Büyükelçiliği tarafından düzenlenen özel panelde, İtalya’nın Türkiye Büyükelçisi Giorgio Marrapodi’nin ev sahipliğinde, Aydem Yenilenebilir Enerji Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi ve Accademia Italiana della Cucina Delegesi Dilek Bil’in moderatörlüğünde, İtalya Ulusal Araştırma Enstitüsü Area Science Park Başkanı Prof. Caterina Petrillo panelde yer aldı.
Bilim dünyasında yönetici, akademisyen ve araştırmacı kimliklerini başarıyla birleştiren Prof. Petrillo, bu özel etkinlik kapsamında Euronews Türkçe’ye konuştu. Kadın olmanın bilimsel kariyer üzerindeki etkilerinden, Avrupa’daki cam tavanlara (glass ceiling), bilimsel üretkenlikte kadınların katkısından genç araştırmacıların cesaretlenmesine kadar birçok konuya değindi.
Perugia Üniversitesi’nde Deneysel Fizik profesörü olan Prof. Petrillo, kariyerine yoğun madde fiziği alanında başladı. Avrupa’daki büyük araştırma tesislerinde nötron ve X-ışını saçılım teknikleriyle önemli projelerde yer aldı ve kullanılan cihazların tasarımına katkı sağladı. Araştırmaları, geçiş metalleri ve alaşımlarının elektronik-manyetik özelliklerinden, elektron akışkanındaki tarama fenomenlerine; THz frekanslarında titreşimsel dinamiklerden, yaşam bilimlerine yönelik karmaşık sistemlerdeki uyarım modlarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor.
Merakla başlayan bilim serüveni
Bilimsel ilgi alanları oldukça geniş bir yelpazeye yayılan Prof. Caterina Petrillo’nun akademik yolculuğu, aslında alışılmışın dışında, bambaşka bir başlangıç noktasına dayanıyor.
“Aslında ortaöğretimimde klasik bilimler eğitimi aldım; bu da Yunanca, Antik Yunanca, Latince, bol miktarda İtalyan edebiyatı ve çok az sayıda matematik ile fizik dersi anlamına geliyor. Bu yüzden, yeni şeyler öğrenmeye duyduğum merakla farklı bir kariyere başlamak istedim. Bu değişimin temelinde merak vardı.”
Farklı disiplinlerden beslenen bu merak, onu deneysel fiziğe ve uluslararası ölçekte yürütülen bilimsel projelere yöneltti. Ancak bu yolculuk, özellikle bir kadın olarak, kolay şekillenmemiş.
‘Cam tavan’ ve kadın olmanın zorlukları
Kadınların bilim kariyerlerindeki kişisel zorluklarına değinirken, kariyerinin ilk yıllarına dair çarpıcı bir tablo çiziyor:
“Bir kadının kariyeri özellikle başlangıçta oldukça karmaşık. Gençken, 25 yaşındayken, yıl 1985’ti ve o dönem —yani çevre, meslek, her şey— büyük ölçüde erkekler tarafından şekillendirilmişti. Deneysel bir fizikçi olarak kendi ekipmanımı, kendi cihazlarımı tasarlamam gerekiyordu. Bu da atölyeyle ve tamamen erkek teknisyenlerle etkileşim kurmam anlamına geliyordu. Bu oldukça zordu çünkü söylediklerime inanmazlardı… En zor dönem o gençlik yıllarıydı; çünkü o dönemde hem çok iyi hem de çok güçlü olmanız gerekiyor.”
Kariyer yolculuğunun ilerleyen aşamalarında, kişisel mücadeleler yerini daha yapısal zorluklara bırakmış:
“Aileye dair bakım —yalnızca çocuk değil, anne, büyükanne, büyükbaba da dahil— hâlâ kadınlara ait bir sorumluluk olarak görülüyor. Bu bizim toplumumuzda, düşünce yapımızda böyle yerleşmiş durumda. Ve bu yalnızca erkekler değil, kadınlar da böyle düşünüyor. Bu da şu anlama geliyor: Aileye zaman ayırmak gerektiğinde, kariyerinizden ya da kişisel hedeflerinizden feragat etmeniz gerekebiliyor.”
Tüm bu zorluklara rağmen, kadınların bilime olan katkısının altını çizen gözlemleri umut verici:
“Üniversitede profesör olarak görev yaparken gözlemlediğim şu ki, genellikle kız öğrenciler daha iyi hazırlanıyor, sınavlarda daha yüksek notlar alıyorlar. Fakat mezun olduktan sonra ve kariyerde üst seviyelere ulaşmaya çalıştıklarında, işte o noktada kadın sayısı azalıyor. Bu duruma ‘cam tavan’ diyoruz. Ancak bilimde çalışan kadınlar genellikle çok motive oluyor. Hedeflerine ulaşmak istiyorlar, bilim uğruna hayatlarının büyük kısmından fedakârlık ediyorlar.”
Peki, bu başarıların sürdürülebilir kılınması için ne yapılmalı? Prof. Petrillo’ya göre cevap çok net:
“Kız çocuklarını mükemmel olmaları gerektiğine değil, cesur olmaları gerektiğine ikna etmeliyiz. Cesaret etmeli ve yetersiz görünme korkusu olmadan risk alabilmeliler. Hata yapmaktan korkmamalılar. Yanılmak, gayet normal bir şey.”