Akıllı cep telefonu üzerine düşünceler
1-İnsanlığın tarihinin ilk gününden bugüne, kişisel kullanım eşyası/nesnesi olarak yaşam konforunu akıllı cep telefonu kadar zirveye taşıyan hiçbir cihaz/aygıt üretilmemiştir.
2-Akıllı cep telefonu, teknolojinin bireylerin hizmetine sunduğu bugüne kadar eşi benzeri görülmemiş bir üründür. İnsanlar bireysel olarak bugüne kadar akıllı cep telefonu ayarında çok fonksiyonel bir aygıta sahip olmamışlardır.
3-Bu olağanüstü cihaz, telefon olarak insanları uzaktan uzağa görüştürme rolünü sadece sesli olarak değil, görüntülü olarak da en mükemmel şekilde yerine getirmesinin yanında bundan 10 sene, 20 sene, 30 sene öncesinin birçok teknolojik aygıtının görevini/işlevini de yine en mükemmel şekilde yapmaktadır.
4-Akıllı cep telefonları en büyük hizmetlerini/marifetlerini son iki yıldır dünyayı kasıp kavuran; insanlığın hayatını, alışkanlıklarını alt üst eden covid-19 küresel salgını sürecinde gösterdi: İnsanları en uzak mesafelerden sevdikleriyle, eş dostlarıyla görüntülü olarak görüştürerek eşsiz bir teselli aracı oldu.
5-Bugün ceket cebinde, pantolon cebinde, gömlek cebinde taşıyabildiğimiz el kadar bile büyüklüğü olmayan bir akıllı cep telefonunun geçmişe ve günümüze ait ne kadar cihazın/aygıtın görevini/rolünü yerine getirdiğini aklıma geldiği kadarıyla sıralayacağım. Bu yazıyı okuyanların benim hatırlayamadığım başka cihazları da hatırlayacaklarını sanıyorum.
Akıllı bir cep telefonunun telefon olmanın yanında yerini tuttuğu veya kullanımını en aza indirdiği ya da bütünüyle devre dışı bıraktığı cihazlar/aygıtlar:
1-Faks cihazları,
2-Teypler (ses kayıt cihazları),
3-Fotoğraf makinaları,
4-Müzik setleri,
5-Videolar,
6-Radyolar,
7-Televizyonlar,
8-Bilgisayarlar.
9-Pilli-şarjlı el fenerleri.
6-Bugün bu cihazın yerine getirdiği muazzam işlere/rollere/görevlere ve bunlara bağlı olarak insanlara sunduğu olağanüstü konfora bakarak cep telefonunun icadından önceki zamanlarda insanlar böyle bir cihaz olmadan nasıl yaşamışlar diye hayret etmekten kendimizi alamıyoruz.
Not: Ben bu yazıda cep telefonuna yalnızca olumlu/faydalı rolü/yönü açısından yaklaştım. Olumsuz, sorunlara yol açan, bağımlılık yaratan, yüzyılların birikimi olan güzel alışkanlıkları unutturan/yok eden rolünü/yönünü unutmuş, aklımdan çıkarmış değilim.
İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar
[TÜHA Haber Ajansı, 08 Ocak 2022]
Yorumlar
Benzer Konular
İktidarda olan yaptıklarının ve yapmadıklarının yükü altındadır. Bu yüke rağmen muhalefetin neden alternatif olamadığı konuşulmalı. Muhalefet korku ve kaygıları büyüterek iktidar karşısında yeni şeyler söyleyebilme avantajını küçümsüyor. Son söz elbette bu ülkede sandık ne derse odur. Prof. Dr. Burhanettin DURAN & SETA Genel Koordinatörü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, adaylığını ve 2023 seçimlerinin...
Türkiye’nin Çin ile ciddi rekabet alanları yok. Ama Rusya ile Türkiye neredeyse her alanda mücadele ediyor. Doç. Dr. Hasan B. YALÇIN Aylardır yeni Amerikan yönetiminin dış politikasının genel prensiplerini anlamaya çalışıyoruz. Ben de ısrarla ABD’nin belli bir plan çerçevesinde hareket etmediğini anlatmaya çalışıyorum. Son bir hafta içinde bunun iki örneğine hem de en kritik konu...
Ülkenin ve milletin zararına olacak olsa bile, her ne olursa olsun “iktidara maliyet üretelim” yaklaşımının geldiği aşama “her şey mübah siyasetine” dayanmış durumda. Doç. Dr. Nebi MİŞ & SETA Genel Koordinatörü ve Siyaset Araştırmaları Direktörü Aynı partinin iktidarda uzun yıllar devam ettiği demokrasilerde, muhalefet belirli bir süre sonra rasyonel siyaset zeminini kaybediyor....
ABD seçmeni 5 Kasım tarihinde yeni başkanını seçerek sadece ülkelerinin kaderini belirlemeyecek, aynı zamanda dünya politikasını da şekillendirecek Amerikan dış politikasının da nasıl olacağına karar verecek. Yeni seçilecek başkanının işinin İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en fazla sayıda çatışma yaşayan dünyamızda çok da kolay olmayacağını söylemek gerek. Bu gerçeklikten yola...
Tıpkı F-35 gibi F-16 satışları da yılan hikâyesine dönüştü. Biden bu konuyla ilgili umut verici konuşmasına rağmen şimdiye kadar maalesef pek de ilerleme kaydedilemedi. Prof. Dr. Hasan B. YALÇIN & İstanbul Ticaret Üniversitesi Hâlâ konuyu dönüp dolaştırıp İsveç’in NATO üyeliğinin onaylanmasına getiriyorlar. F-16 satışlarını böylesi bir koşula bağlamak uygun görülmediği için de...
İslamofobi genellikle “Müslümanlara karşı duyulan irrasyonel korku veya güvensizlik” olarak tanımlanmaktadır. Doç. Dr. Enes Bayraklı, Türkiye Araştırmaları Vakfı başkan yardımcısıdır İslamofobi kavramını anlamak için iki önemli noktaya dikkat çekilmektedir. Birincisi, “fobi” bir tür patolojiyi ifade eder; dolayısıyla akıl hastalığı gibi değerlendirilir. Ancak bu geniş anlamlılık, olayın analizini zorlaştırmaktadır. İkinci olarak,...