AK Parti Sözcüsü Çelik, “En büyük tehdit Netanyahu hükümetinin kendisidir”

* AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Merkezi önünde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, “En büyük tehdit Netanyahu hükümetinin kendisidir” dedi.
* Detayı bültenimizde!…
TÜHA/ TÜRKUAZ İnternational News Agency

ANKARA, 24 Haziran 2025 – “En büyük tehdit Netanyahu hükümetinin kendisidir” : İsrail yönetiminin saldırgan tutumunun kendi vatandaşlarını da tehdit ettiğinin altını çizen Çelik, “Birileri çıkıp sürekli olarak İsrail’in güvenliğini sağlamakla ilgili yapılan işler olduğundan bahsetmesinin hiçbir zemini yoktur. Bugün İsrail vatandaşlarını, İsrail’deki sivilleri en güvensiz ortama sokan Netanyahu hükümetinin bu agresifliği ve saldırganlığıdır. Onun için bugün İsrail için bir tehdit varsa, tek bir tehdit vardır. En büyük tehdit Netanyahu hükümetinin kendisidir. İsrail vatandaşları Netanyahu hükümetinin saldırganlığı neticesinde İsrail’i terk etmek zorunda kalıyor.” ifadelerini kullandı.
Çelik, dünyada elinde güç olan, uçak gemisi, bombardıman uçağı, füzesi olan ülkelerin başka ülkelerin rejimini değiştirmeye kalkmasının dünyayı cehenneme çevireceğini belirterek, şöyle konuştu:
“Buradaki Sayın Amerikan Büyükelçisi, ‘Sykes-Picot‘un yanlış olduğundan, herhangi bir şekilde Amerika’nın rejim değişikliği peşinde koşmayacağından’ bahsetmişti. Biz de bu tip açıklamaların son derece olumlu olduğunu ifade ettik. Çünkü rejim değişikliği meselesi ya da başka ülkeleri bir şekilde kendi projene göre şekillendirme meselesinin, Afganistan’da ve Irak’ta ne tür sonuçlar doğurduğu, bunun hem oranın halkları için hem dünya sistemi için hem de Batı ülkeleri için ne kadar yüksek insani ve başka güvenlik maliyetleri ürettiği herkes tarafından görüldü. O sebeple İsrail’in bu yaptığı propagandanın herhangi bir şekilde bir siyaset biçimine dönüşmemesi gerekir. Daha önceki hataların tekrarlanmaması gerekir. Kimsenin rejimini değiştirmek ya da üst düzey yönetimini hedef almak gibisinden bir yaklaşımı söz konusu olamaz.”