enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
18:19 Dünyanın lanetlediği katil soykırımcı İsrail, Gazze’de operasyonları genişletiyor: Siviller için güneye geçiş hazırlığı
17:57 Trump-Zelenskiy görüşmesinden hemen önce düzenlenen Rus saldırılarında en az 7 kişi öldü
17:47 Avrupalı liderlerden Washington zirvesi öncesi Ukrayna ile birlik vurgusu
10:57 “İBB borsası” iddialarına adı karışan avukat Mücahit Birinci, AK Parti üyeliğinden istifa etti.
10:38 Kamu çalışanlarının ülke genelinde yaptığı bir günlük iş bırakma eylemi, İZBAN seferlerini de etkiledi…
08:52 Şok şok şok. Denk’te Büyük Deprem: Yönetim Kurulu istifa etti, kaptanlık Kuzu’da
07:53 Eğitime yönelik sigortalara ilgi artıyor
07:52 ABD’li şarkıcı Madonna, Gazze’deki çocukların yaşadığı insani krizle ilgili Papa 14. Leo’ya bölgeye gitme çağrısında bulundu
07:50 İngiliz The Telegraph gazetesi: Putin ve Trump’ın Teklifi Kiev İçin ‘Korkunç’ Ama Tek Seçenek
07:40 Son dönemlerde elektronik imza sahteciliği ile tapularda dolandırıcılık vakaları hızla artıyor!
07:38 Gazeteci Özlem BAY’ın Özel “Haber Ajandası”: İstanbul’un ‘Yeşil Soylulaştırma’ Gerçeği
07:31 Dünyanın en ünlü piyano virtüözü MAKSIM, Dünya Turnesi’nin duraklarından biri olan İstanbul’a geliyor!”
07:28 Aon, 2025 yılı ikinci çeyrek finansal sonuçlarını açıkladı
07:22 Nobel ödüllü 23 ekonomi profesöründen, İsrail hükümetine Gazze konusunda çağrı yapan bir mektup kaleme aldı.
07:21 Zengezur Koridoru’ndan Trump Rotası’na Güney Kafkasya’da Barış!
07:15 Türkiye’de kardiyovasküler hastalıklara bağlı ölümler Avrupa ortalamasının üzerinde
07:14 Zelenski, Putin-Trump Mutabakatını Reddetti: “Önce Ateşkes, Sonra Müzakere “
07:12 Kentsel dönüşüm projelerinde güvenlik ve tasarruf için doğru pompa seçimi şart
07:09 TCMB Başkanı Fatih Karahan, 2025’in üçüncü enflasyon raporunu paylaştı
07:01 ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci, ulusal basın yayın kuruluşlarının temsilcilerini firmanın Lalahan tesislerinde ağırladı.
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Acıların gölgesinde bir Ramazan Bayramı daha

Acıların gölgesinde bir Ramazan Bayramı daha
A+
A-

Müslüman âlemi son 5-6 yıldan bu yana dini bayramlarını adına yakışır şekilde sevinçle, mutlulukla kutlayamadı. Ramazan ve Kurban Bayramlarını birkaç yıl Covid-19 salgınının gölgesinde sarılmadan, kucaklaşmadan, uzak mesafelerden telefonla bayramlaşmak gibi olağanüstü kısıtlamalarla kutlamak zorunda kaldı. İki yıl önce biz Müslüman Türkiye olarak dünyanın en büyük depremine maruz kaldık. Yine son iki yıldır Gazze’de tüm Müslümanları derinden üzen İsrail soykırımı yaşanıyor.

Tüm ülke toplumlarının yaşamında dinî ve millî bayramların bireyleri birbirine yakınlaştırıcı, kaynaştırıcı, dargın/kırgınları barıştırıcı bir etkisi olduğu tecrübe ile bilinmektedir. Bayramların bu rolünü en iyi yerine getirebilmesinin koşulu ise hiçbir kısıtlamaya konu olmadan özgürce ve coşkuyla kutlanabilmesidir. Temenni ederiz ki, bundan sonrasının Ramazan ve Kurban Bayramları böyle bayramlar olsun.

Şu bir gerçektir ki toplumsal dayanışmayı en fazla önemseyen bayramlar Müslüman bayramlarıdır. Yetimin, yoksulun, kimsesizin, ihtiyaç içinde olanın; toplumsal dengesizliklerin ve enflasyon canavarının ne yapacağını bilemez hale soktuğu çaresizlerin aranıp sorulmadığı, kaderlerine terk edildiği bayramlar Müslümanca bayramlar olamaz! Çünkü bayramlar; muhtaç kesimlere karşı empatinin keyfi değil bir görev olarak kabul edildiği; halden, dilden anlamanın dozunun zirve yaptığı çok özel günlerdir.

Bu dinsel görev ihmal ya da göz ardı edilerek kutlanan bayramlar ruhsuz bayramlardır. Bencilliğin köşeye sıkıştırıldığı değil, özgür bırakıldığı bayramlardır. Müslümanlıkta Egoizmin/bencilliğin, yani nalıncı keseri gibi kendine yontmanın, insanlara yukarıdan bakmanın, “adam sende!”ciliğin asla yeri yoktur. Bütün kötülükler, bütün olumsuzluklar gibi bencillik, çıkarcılık da en yalın ifadelerle reddedilmiştir.

Bilinçli bir Müslüman olan şair-yazar Arif Nihat Asya, Müslüman bayramlarıyla ilgili bir yazısında kimi yoksulluk ve kimsesizlikler karşısında bayramın kendisinin bile hüzünleneceğini yüreklere işleyen bir duygu yoğunluğuyla ifade etmiştir. İşte o yazıdan birkaç cümle:

“Öyle evler vardır ki, bayram gece yatısına gelse kuru tahtada yatar.”, “Öyle kapılar vardır ki, içerden ‘Kim o?’ diye sorulduğunda bayram adını söylemeye utanır.”, “Öyle sokaklar vardır ki, bayram korkmadan geçemez. ”Öyle acılar vardır ki, ‘Bugün bayram!’ diyen takvimler onlar için yalancıdır”, “Şu dünyaya garip gelmiş, şu dünyadan garip gidecek öyle kimseler vardır ki on bayram bir araya gelse onlara hiçbir şey getiremez!”

İnfak etmenin, yani muhtaçlara geçimlik temin etmenin, paylaşmanın, her türlü cömertliğin ve onun “isar” denen en yüksek derecesinin sıradan bir işmiş gibi alışılmış uygulamalarına İslam’ın tarihinden sayısız örnekler verilebilir. Öyle Müslümanlar biliniyor ki, sahip olduğu tek serveti olan bir öğünlük yemeği dahi kendisinden daha aç bir başkasına memnuniyetle ikram edebilmiştir. Bu uygulamalar bugünün birçok insanının aklına sığmaz.

Müslümanlıkta esas olan alan değil, veren el olmaktır. “Veren el, alan elden üstündür” hadisi de bunun belgesidir. Bir Müslüman gücü ve imkânı varken çalışıp kazanacak, kimseye muhtaç olmayacaktır. Hadise göre bilakis muhtaç olana yardım etme konumunda olacaktır. Ama kimi insanlar meşru ve anlaşılır nedenlerle yoksul ve muhtaç düşebiliyorlar. İşte böylelerine yardım etmek, ihtiyaçlarını gidermek, onların da bayram sevinci hissetmelerine vesile olmak, kısaca bayram yapmaktan çok anılan kimselere bayram yaptırmak dinsel görevlerimizin ilk sıralarında yer alıyor. Bütün bayramlar bu görevi yerine getirmenin en değerli zamanını oluşturuyor.

Ne mutlu bu görevi hiçbir gösterişe, hiçbir iki yüzlülüğe düşmeden halisane bir şekilde yapabilenlere!

İki şey bağdaşmaz: Para sevgisi ve dindarlık - DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ

İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.