enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
12:27 Anlaşma istemeyen kim?
00:52 Erdoğan, “Dirençli Bir Dünya-G20’nin Katkısı: Afet Riskini Azaltma, İklim Değişikliği, Adil Enerji Dönüşümü, Gıda Sistemleri” başlıklı oturuma katıldı…
00:51 Papa’nın bu Türkiye ziyareti, diplomatik bir jestten çok daha fazlasını işaret ediyor…
00:50 Sevdiğim Suriye harabeye döndü: Tarihin tekerrür etmesini engellemek istiyorum
00:38 CHP’nin İmralı heyetine üye vermesini kim engelledi?
00:30 ”Gezi”nin karanlık finansörü! Avrupa’da Soros uyanışı
00:30 Erdoğan: İsrail’in Gazze’de yol açtığı yıkım Filistin’in kalkınma çabalarını asgari 70 yıl geriye götürdü…
00:28 “Normal” Bitti: Batı’nın Çöküşü ve Trump’ın Kaosu
00:22 Adalet Bakanı Tunç: Yazı işleri müdürlerinin nakil taleplerini gerçekleştirdik
00:21 Bakan Yerlikaya, NSosyal hesabından “Yalan sizin ağzınıza yuva yapmış” başlığıyla paylaşımda bulundu…
00:08 İkinci para kulesi skandalı! Kara parayla Bodrum’da kaçak villa…
11:18 Zelenski Ankara’da: Bölgesel Dengelerde Diplomatik Arayış
09:56 Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi’ne katılmak üzere Güney Afrika Cumhuriyeti’nde…
00:59 “Futbolda bahis” iddiasına ilişkin yürütülen soruşturmda 8’i tutuklu 17 hakem hakkında (MASAK) raporu hazırlandı…
00:44 Bakan Tunç: Çocuklarımızın güvenli bir geleceğe adım atmaları hepimizin ortak amacıdır
00:42 Radikal Hakaret Siyasetinin Amacı Ne?
00:30 Ankara Gıda Kontrol Laboratuvarı’nda, yılda yaklaşık 1 milyon 800 bin gıda analizi yapılıyor.
00:20 Yerel Yönetim Reformu Yaklaşırken…
00:16 Soykırımın yükü Gazzeli kadınların omzunda
00:15 İstanbul Fatih’te bir otelde konaklayan 4 kişilik Böcek ailesinin ölümüyle ilgili, otel sahibi ve bir otel çalışanı tekrar gözaltına alındı
TÜMÜNÜ GÖSTER →
07.07.2021
A+
A-

Cumhurbaşkanlığı Sistemi, Türkiye tarihinin demokratik yollarla gerçekleşmiş ilk siyasal sistem değişikliğidir ve doğrudan seçmen onayıyla hayata geçmiştir. Öte yandan henüz kurumsallaşma aşamasındadır ve bu süreç içerisinde ortaya çıkan sorunlar sistemin kendi içerisindeki reformuyla çok kolay bir şekilde aşılabilir.

Baki LALEOĞLU & SETA Araştırma Asistanı

Cumhurbaşkanlığı Sistemi üçüncü yaşını doldurmak üzere. Hükümet sistemi değişikliğinin yanında idari ve hukuki reformları da kapsayan ve bu sebeple oldukça geniş bir siyasal sistem değişikliği olan Cumhurbaşkanlığı Sistemi, hala çok yeni ve doğal olarak kurumsallaşma süreci devam etmekte. Bu kurumsallaşma sürecinde ise dizayn ile pratikler arasındaki farklılıklardan kaynaklanan ve başta uygulayıcı aktörlerin, bürokrasinin ve siyasilerin yeni sisteme adaptasyonu gibi çeşitli sorun alanlarıyla karşılaşılmakta. Ancak bu sorun alanları sisteme yapılan ufak dokunuşlar, zamanla adaptasyonun artması ve sistemin kendi içinde yapılabilecek reformlarla çözülebilecek seviyede.

Öte yandan Türkiye tarihinde ilk defa doğrudan seçmen onayı ile hayata geçirilen bu siyasal sistem değişikliği, tam da bu sebeple yaklaşık 40 yıldır devam eden tartışmaları sonlandıracak nitelikteydi. Ancak ne yazık ki muhalefet bloku, siyasal sistemi söz konusu kurumsallaşma problemleri üzerinden eleştirmek ve iyileştirmek yerine sistemi Cumhurbaşkanı Erdoğan ile özdeşleştirmekte ve doğrudan Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni sorunsallaştırmaktadır. Bu sorunun çözümünü ise “parlamenter sisteme dönüş” vaadiyle kamuoyuna sunmaktadır. Fakat buradaki esas sorun, bu vaadin nasıl hayata geçirileceğinin belli olmaması ve ne kadar rasyonel olduğunun tartışılmamasıdır.

İrrasyonel Bir Vaat Olarak Parlamenter Sistem

Muhalefetin savunduğu şekilde bir hükümet sistemi değişikliği ancak anayasada yapılacak bir değişiklik ile mümkündür. Bunun ise tek bir yolu bulunmaktadır: Muhalefet blokunun gelecek genel seçimlerde en az 360 vekillik kazanması ve yapılacak anayasa değişikliğinin referandumda seçmen onayı alması. Buna ek olarak olası siyasi krizleri önlemek veya süreci sağlıklı yürütmek adına muhalefet blokunun cumhurbaşkanlığı seçimlerini de kazanması gerekmektedir. Tüm bunlar gerçekleştikten sonra ise parlamenter sisteme pratik dönüş için cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yenilenmesi ihtiyacı doğacaktır. Bu da iki seçimin daha yapılacağı anlamına gelmektedir. Muhalefetin süreci yönetmek ve istediği sistemi hayata geçirmek için bu iki seçimi de kazanması gerekmektedir. Özetle parlamenter sisteme dönüş, muhalefet blokunun 2023’ten başlayarak muhtemel beş seçimi kazanması halinde mümkündür.

Tüm bu gerekliliklerin yerine getirilmesi teknik olarak mümkün olsa da en basit şekliyle 19 yıldır AK Parti ve Erdoğan karşısında sürekli mağlup olan muhalefet blokunun üst üste beş seçim kazanarak parlamenter sistemi getirmesi oldukça irrasyonel bir senaryodur. Buna ek olarak muhalefet blokunun gelecek parlamento seçimlerinde 360 vekillik kazanabilmesi için tüm muhalif partilerin tek bir çatı altında seçimlere girmesi ve en az yüzde 60 oranında bir oy oranına ulaşması gerekmektedir. Bu da Cumhur İttifakı olarak AK Parti ve MHP’nin toplam oy oranının yüzde 40’ın altında olması anlamına gelmekte ve olası görünmemektedir.

Bir diğer mesele ise seçmenin böyle bir irrasyonel vaade ikna olmasını beklemektir. Muhalefet bloku, parlamenter sisteme dönüş ile tüm sorunların çözüleceğini iddia etmekle beraber yalnızca parlamenter sisteme geçilebilmesi için seçmenden beş farklı seçimde destek istemektedir. Buna ek olarak sistem değişikliği ve beş farklı seçimin yapılması da en az 2-3 yıllık bir süreç gerektirmektedir. Bu da esas itibariyle muhalefet blokunun 2-3 yıl boyunca sistem değişikliği ile uğraşması, dolayısıyla Türkiye’nin söz konusu süreyi bununla kaybetmesi anlamına gelmektedir ve seçmenin de bunu desteklemesi beklenmektedir. Bu da istikrarı ve kalkınmayı her zaman önceleyen seçmen için oldukça irrasyoneldir.

Esas Amaç Ne?

Bu şartlar altında muhalefet blokunun parlamenter sisteme dönüş ısrarını siyasi bir stratejinin sonucu olarak görmek gerekmektedir. Bu strateji, Erdoğan karşıtlığında uzlaşmayı amaçlayan ve siyasetin farklı kanatlarından gelen aktörler arasındaki birlikteliği sürdürmek ve sağlamlaştırmak hedefinin bir ürünüdür. CHP, İYİ Parti, HDP, Deva, Gelecek ve Saadet Partisi gibi tabanı ve siyasi yelpazedeki yeri oldukça farklı aktörlerin Erdoğan karşıtı siyasi söylem ve pozisyonlarının paralellik göstermesine rağmen tek bir çatı altında toplanmasının zorluğu, söz konusu stratejiyi muhalefet açısından zor hale getirmektedir. Parlamenter sisteme dönüş gibi nispeten somutlaştırılmış bir söylem ile bu birlikteliğin devamı mümkün kılınmak istenmektedir.

Ancak buradaki söylem ve stratejinin irrasyonelliği, muhalefet bloku bileşenlerini boşa düşürmektedir. Henüz üçüncü yılını yeni dolduran ve kurumsallaşma süreci devam eden bir siyasal sistem, kendi teknik ve pratik problemlerinden ayrı olarak, tamamen Cumhurbaşkanı Erdoğan ile özdeşleştirilmekte ve Türkiye’nin karşılaştığı bütün sorunların sebebi olarak Cumhurbaşkanlığı Sistemi öne çıkarılmak istenmektedir. Böylelikle muhalefet partileri, Erdoğan’a ek olarak üzerinde uzlaştıkları yeni bir karşıtlık ve ortaklık alanı bulabilmektedir. Dolayısıyla farklılıklar yerine benzerlikleri öne çıkararak aynı çatı altında buluşma ve farklı kesimleri buna razı etme stratejisi işleyebilmektedir. Bu da aslında muhalefet partilerinin parlamenter sisteme dönmek yerine aynı söylem ve vaadi kullanarak tabanlarını birbirine yakınlaştırma ve siyasi birlikteliğe razı etmenin esas amaç olduğunu bize göstermektedir.

Sonuç olarak Cumhurbaşkanlığı Sistemi, Türkiye tarihinin demokratik yollarla gerçekleşmiş ilk siyasal sistem değişikliğidir ve doğrudan seçmen onayıyla hayata geçmiştir. Öte yandan henüz kurumsallaşma aşamasındadır ve bu süreç içerisinde ortaya çıkan sorunlar sistemin kendi içerisindeki reformuyla çok kolay bir şekilde aşılabilir. Ancak bu sistemi tartışmaya açmak ve sistemden geriye dönüşü tüm sorunların çözümü olarak sunmak hatalı bir yaklaşımdır. Bunun temel sebebi ise hem muhalefetin iktidara gelmeyi başarabilse dahi hükümet sistemini değiştirecek güce kavuşması, hem de bu yeni bir siyasal sistem değişikliği sürecine seçmenin destek vereceği beklentisinin rasyonellikten uzak olmasıdır. Dolayısıyla muhalefet blokunun buradaki esas amacı, yeni bir siyasal sistem tartışmasıyla kendi iç birlikteliğini sağlamak ve sürdürmektir.

[TÜHA Haber Ajansı, 08 Temmuz 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.