enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
07:17 İşgalin çifte dili: İbranicede övünç, İngilizcede hata
07:08 Dışişleri Bakanlığı: Netanyahu suçlarını örtbas etmeye çalışıyor
07:08 Yönetim ve Kurumsal Gelişim Danışmanı Canan DUMAN’dan T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na Açık Mektup…
07:05 İletişim Başkanlığı, “Kara, deniz, hava ve uzay alanındaki milli başarılar, güvenliğimizin teminatı”
07:03 Ticaret Bakanlığınca hazırlanan “Uluslararası Gözetim Kuruluşu Statüsüne İlişkin Tebliğ”, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
07:03 Başkan Prof. Dr. Halil Hasar: “İklim Değişikliğinden En Fazla Etkilenen Yerler Kentlerdir”
07:00 Trump’ın Ukrayna Diplomasisi
23:30 UEFA Konferans Ligi play-off turunda İsviçre’nin Lausanne takımına 1-0 yenilen Beşiktaş Avrupa’ya veda etti…
22:02 TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Bayraktar, “Mavi vatan, gelecek nesillere bırakacağımız en önemli miraslardan”…
21:43 Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, TRT’nin İletişim Paydaşı olduğu TEKNOFEST Mavi Vatan programında konuştu.
21:42 İsviçre temsilcisi Lausanne’a 1-0 yenilen ve Avrupa defterini kapatan Beşiktaş maçından notlar!…
21:31 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, TEKNOFEST Mavi Vatan’a ilişkin paylaşımda bulundu.
21:21 Dışişleri Bakanı Fidan, ABD Dışişleri Bakanı Rubio ile telefonda görüştü…
09:17 TEKNOFEST Mavi Vatan, 30-31 Ağustos’ta İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda gerçekleştirilecek…
07:58 KİTAP: Yeni Suriye ve Uluslararası Aktörler
07:56 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü 1. Sınıf Öğrencisi Yağmur Öncü, Çanakkaleli Turizm Yazarı Gazeteci babası Halil Öncü ile röportaj yaptı…
07:43 CHP heyetini ağırlayan KOTO’dan Terörsüz, barış ve hoşgörü içinde bir Türkiye’ vurgusu
07:39 Demir yollarına 2002 yılından bugüne yaklaşık 3 bin kilometre yeni hat ilave edildi…
07:36 Amazon Havzası’nda yer alan sekiz Latin Amerika ülkesi, Brezilya’nın Yağmur Ormanı Fonuna Destek Sözü Verdi…
07:31 Güvenlik Garantilerinde Stratejik Uyum Sorunu
TÜMÜNÜ GÖSTER →
07.07.2021
A+
A-

Cumhurbaşkanlığı Sistemi, Türkiye tarihinin demokratik yollarla gerçekleşmiş ilk siyasal sistem değişikliğidir ve doğrudan seçmen onayıyla hayata geçmiştir. Öte yandan henüz kurumsallaşma aşamasındadır ve bu süreç içerisinde ortaya çıkan sorunlar sistemin kendi içerisindeki reformuyla çok kolay bir şekilde aşılabilir.

Baki LALEOĞLU & SETA Araştırma Asistanı

Cumhurbaşkanlığı Sistemi üçüncü yaşını doldurmak üzere. Hükümet sistemi değişikliğinin yanında idari ve hukuki reformları da kapsayan ve bu sebeple oldukça geniş bir siyasal sistem değişikliği olan Cumhurbaşkanlığı Sistemi, hala çok yeni ve doğal olarak kurumsallaşma süreci devam etmekte. Bu kurumsallaşma sürecinde ise dizayn ile pratikler arasındaki farklılıklardan kaynaklanan ve başta uygulayıcı aktörlerin, bürokrasinin ve siyasilerin yeni sisteme adaptasyonu gibi çeşitli sorun alanlarıyla karşılaşılmakta. Ancak bu sorun alanları sisteme yapılan ufak dokunuşlar, zamanla adaptasyonun artması ve sistemin kendi içinde yapılabilecek reformlarla çözülebilecek seviyede.

Öte yandan Türkiye tarihinde ilk defa doğrudan seçmen onayı ile hayata geçirilen bu siyasal sistem değişikliği, tam da bu sebeple yaklaşık 40 yıldır devam eden tartışmaları sonlandıracak nitelikteydi. Ancak ne yazık ki muhalefet bloku, siyasal sistemi söz konusu kurumsallaşma problemleri üzerinden eleştirmek ve iyileştirmek yerine sistemi Cumhurbaşkanı Erdoğan ile özdeşleştirmekte ve doğrudan Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni sorunsallaştırmaktadır. Bu sorunun çözümünü ise “parlamenter sisteme dönüş” vaadiyle kamuoyuna sunmaktadır. Fakat buradaki esas sorun, bu vaadin nasıl hayata geçirileceğinin belli olmaması ve ne kadar rasyonel olduğunun tartışılmamasıdır.

İrrasyonel Bir Vaat Olarak Parlamenter Sistem

Muhalefetin savunduğu şekilde bir hükümet sistemi değişikliği ancak anayasada yapılacak bir değişiklik ile mümkündür. Bunun ise tek bir yolu bulunmaktadır: Muhalefet blokunun gelecek genel seçimlerde en az 360 vekillik kazanması ve yapılacak anayasa değişikliğinin referandumda seçmen onayı alması. Buna ek olarak olası siyasi krizleri önlemek veya süreci sağlıklı yürütmek adına muhalefet blokunun cumhurbaşkanlığı seçimlerini de kazanması gerekmektedir. Tüm bunlar gerçekleştikten sonra ise parlamenter sisteme pratik dönüş için cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yenilenmesi ihtiyacı doğacaktır. Bu da iki seçimin daha yapılacağı anlamına gelmektedir. Muhalefetin süreci yönetmek ve istediği sistemi hayata geçirmek için bu iki seçimi de kazanması gerekmektedir. Özetle parlamenter sisteme dönüş, muhalefet blokunun 2023’ten başlayarak muhtemel beş seçimi kazanması halinde mümkündür.

Tüm bu gerekliliklerin yerine getirilmesi teknik olarak mümkün olsa da en basit şekliyle 19 yıldır AK Parti ve Erdoğan karşısında sürekli mağlup olan muhalefet blokunun üst üste beş seçim kazanarak parlamenter sistemi getirmesi oldukça irrasyonel bir senaryodur. Buna ek olarak muhalefet blokunun gelecek parlamento seçimlerinde 360 vekillik kazanabilmesi için tüm muhalif partilerin tek bir çatı altında seçimlere girmesi ve en az yüzde 60 oranında bir oy oranına ulaşması gerekmektedir. Bu da Cumhur İttifakı olarak AK Parti ve MHP’nin toplam oy oranının yüzde 40’ın altında olması anlamına gelmekte ve olası görünmemektedir.

Bir diğer mesele ise seçmenin böyle bir irrasyonel vaade ikna olmasını beklemektir. Muhalefet bloku, parlamenter sisteme dönüş ile tüm sorunların çözüleceğini iddia etmekle beraber yalnızca parlamenter sisteme geçilebilmesi için seçmenden beş farklı seçimde destek istemektedir. Buna ek olarak sistem değişikliği ve beş farklı seçimin yapılması da en az 2-3 yıllık bir süreç gerektirmektedir. Bu da esas itibariyle muhalefet blokunun 2-3 yıl boyunca sistem değişikliği ile uğraşması, dolayısıyla Türkiye’nin söz konusu süreyi bununla kaybetmesi anlamına gelmektedir ve seçmenin de bunu desteklemesi beklenmektedir. Bu da istikrarı ve kalkınmayı her zaman önceleyen seçmen için oldukça irrasyoneldir.

Esas Amaç Ne?

Bu şartlar altında muhalefet blokunun parlamenter sisteme dönüş ısrarını siyasi bir stratejinin sonucu olarak görmek gerekmektedir. Bu strateji, Erdoğan karşıtlığında uzlaşmayı amaçlayan ve siyasetin farklı kanatlarından gelen aktörler arasındaki birlikteliği sürdürmek ve sağlamlaştırmak hedefinin bir ürünüdür. CHP, İYİ Parti, HDP, Deva, Gelecek ve Saadet Partisi gibi tabanı ve siyasi yelpazedeki yeri oldukça farklı aktörlerin Erdoğan karşıtı siyasi söylem ve pozisyonlarının paralellik göstermesine rağmen tek bir çatı altında toplanmasının zorluğu, söz konusu stratejiyi muhalefet açısından zor hale getirmektedir. Parlamenter sisteme dönüş gibi nispeten somutlaştırılmış bir söylem ile bu birlikteliğin devamı mümkün kılınmak istenmektedir.

Ancak buradaki söylem ve stratejinin irrasyonelliği, muhalefet bloku bileşenlerini boşa düşürmektedir. Henüz üçüncü yılını yeni dolduran ve kurumsallaşma süreci devam eden bir siyasal sistem, kendi teknik ve pratik problemlerinden ayrı olarak, tamamen Cumhurbaşkanı Erdoğan ile özdeşleştirilmekte ve Türkiye’nin karşılaştığı bütün sorunların sebebi olarak Cumhurbaşkanlığı Sistemi öne çıkarılmak istenmektedir. Böylelikle muhalefet partileri, Erdoğan’a ek olarak üzerinde uzlaştıkları yeni bir karşıtlık ve ortaklık alanı bulabilmektedir. Dolayısıyla farklılıklar yerine benzerlikleri öne çıkararak aynı çatı altında buluşma ve farklı kesimleri buna razı etme stratejisi işleyebilmektedir. Bu da aslında muhalefet partilerinin parlamenter sisteme dönmek yerine aynı söylem ve vaadi kullanarak tabanlarını birbirine yakınlaştırma ve siyasi birlikteliğe razı etmenin esas amaç olduğunu bize göstermektedir.

Sonuç olarak Cumhurbaşkanlığı Sistemi, Türkiye tarihinin demokratik yollarla gerçekleşmiş ilk siyasal sistem değişikliğidir ve doğrudan seçmen onayıyla hayata geçmiştir. Öte yandan henüz kurumsallaşma aşamasındadır ve bu süreç içerisinde ortaya çıkan sorunlar sistemin kendi içerisindeki reformuyla çok kolay bir şekilde aşılabilir. Ancak bu sistemi tartışmaya açmak ve sistemden geriye dönüşü tüm sorunların çözümü olarak sunmak hatalı bir yaklaşımdır. Bunun temel sebebi ise hem muhalefetin iktidara gelmeyi başarabilse dahi hükümet sistemini değiştirecek güce kavuşması, hem de bu yeni bir siyasal sistem değişikliği sürecine seçmenin destek vereceği beklentisinin rasyonellikten uzak olmasıdır. Dolayısıyla muhalefet blokunun buradaki esas amacı, yeni bir siyasal sistem tartışmasıyla kendi iç birlikteliğini sağlamak ve sürdürmektir.

[TÜHA Haber Ajansı, 08 Temmuz 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.