enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
11:38 Futbolda bahis soruşturmasında yeni operasyon
10:07 Küresel piyasalarda son durum ve günlük değişimler
09:43 Cuma Hutbesi: “İnsan, Huzuru İbadetle Elde Eder”
09:09 Türkiye’nin yerli otomobil markası Togg, kasım ayında elektrikli otomobil satışlarında liderliği elde etti…
06:28 Düşünce ve ifade özgürlüğü!…
00:58 Dışişleri Bakanı Fidan, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) 32. Bakanlar Konseyi Toplantısı’nda konuştu…
00:53 Türkiye genelinde satılan gayrimenkul sayısı bu yılın ocak-kasım döneminde yüzde 7,6 artış oldu…
00:46 NATO, Ukrayna için 5 milyar dolarlık silah yardımı hedefine yaklaşıyor…
00:45 “Kefeni cebinde” madenciler 4 Aralık’ta neyi hatırlıyor?
00:44 Beş soruda Barzani’nin Cizre’ye ziyaret krizi…
00:43 Türkiye İstatistik Kurumu, kasım ayına ilişkin enflasyon rakamlarını açıkladı…
00:43 Almanya’nın İsrail yapımı yeni savunma kalkanı: Arrow 3…
00:31 Fatma Deniz: Alman üniversitesine Türk rektör…
00:30 Kıbrıs konusunda Türk tarafına baskı mı var?
00:28 İspanya ve Hollanda, ‘İsrail’ nedeniyle Eurovision’dan çekildi…
00:19  İrlanda’nın medya otoritesinden TikTok ve LinkedIn’e soruşturma…
00:13 “KOBİ’lerin maliyet yükünü hafifletecek önemli bir adım”
00:12 TBMM Başkanı Kurtulmuş, 19. toplantının açılışında yaptığı konuştu…
00:06 AB’nin en üst düzey generali: Avrupa’nın drone stratejisinde yeniden yapılanmaya ihtiyacı var…
22:13 Elektronik müzik dünyasının yeni yükselen ikilisi Mass Cust…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Avrupa’nın Dış Politika İkilemleri

Avrupa’nın Dış Politika İkilemleri
A+
A-

Aslında bütün Avrupalı siyasetçiler Rusya’nın gerek Kırım ve Ukrayna gerekse Navalny ve içerideki muhalefete yönelik politikalarının asıl sorumlusunun bizzat Devlet Başkanı Putin olduğunu biliyor. Ama doğrudan Putin’e yönelik yaptırım kararı almaktan imtina ediyorlar. Aksine Putin ile ilişkilerini korumak için ellerinden geleni yapıyorlar. Zira başta Almanya olmak üzere birçok AB ülkesinin Rusya ile yakın ekonomik ilişkileri var ve bu…

   Prof. Dr. Kemal İNAT

Avrupa Birliği, Aleksey Navalny gerekçesiyle Rusya’ya karşı yeni bir yaptırım kararı aldı. Gelecek hafta yürürlüğe girecek olan yaptırımlar Navalny’nin tutukluluğundan sorumlu tutulan kişilere yönelik mal varlıklarının dondurulması ve diğer cezalandırıcı tedbirleri içeriyor.

Aslında bütün Avrupalı siyasetçiler Rusya’nın gerek Kırım ve Ukrayna gerekse Navalny ve içerideki muhalefete yönelik politikalarının asıl sorumlusunun bizzat Devlet Başkanı Putin olduğunu biliyor. Ama doğrudan Putin’e yönelik yaptırım kararı almaktan imtina ediyorlar. Aksine Putin ile ilişkilerini korumak için ellerinden geleni yapıyorlar. Zira başta Almanya olmak üzere birçok AB ülkesinin Rusya ile yakın ekonomik ilişkileri var ve bu ilişkileri riske atmak istemiyorlar.

Ukrayna’da Beyaz Rusya’da ve Gürcistan’da Rusya ile doğrudan rekabete giriyorlar ve bu mücadelenin sonunda Moskova’nın aşırı reaksiyon gösterip söz konusu ülkelerin bölünmesine varacak adımlar atması karşısında sembolik yaptırımlarla durumu geçiştirmeye çalışıyorlar. Ama yine de bu ülkelerde Rusya ile nüfuz mücadelesinden vazgeçmiyorlar. Bu durumda Brüksel’in Moskova’ya yönelik politikasındaki ikilemin bedelini ödemek ise Rusya ile AB arasındaki nüfuz mücadelesinin sahnesi olan ülkelere kalıyor.

AB’nin dış politika ikilemi yaşadığı bir başka bölge Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dır.

Bu bölgelerde de ekonomik çıkarlar, güvenlik ve demokrasi teşviki arasında kaybolmuş bir AB politikası söz konusu.

Bir yanda radikalizmle ve onun bir adım sonrası olan terörizmle mücadele ettiğini söyleyen bir AB var, diğer yandan Sisi ve Hafter gibi diktatörleri destekleyerek bölgede radikalizme katkıda bulunan ve PKK/YPG ve FETÖ gibi terör örgütlerine doğrudan ya da dolaylı destek veren bir AB.

Bir yanda yasa dışı göçü ve mülteci akınını engellemeyi bölgeye yönelik politikasının ana hedefi hâline getiren bir AB söz konusu, diğer yanda ekonomik ve güvenlik çıkarları doğrultusunda Libya’yı, Mali’yi karıştıran Suriye’de yeni mülteci dalgalarına karşı çıkmaya çalışan ve bu ülke kaynaklı milyonlarca mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye’ye sırtını dönen bir AB.

Bir yanda insan haklarını önemsediğini söyleyen ve bu konuda başka ülkelere baskı yapan bir AB var, diğer mültecilere sınırlarını kapatan, onları denizde boğan ve sınırda öldüren bir AB.

Bir yanda demokrasiyi teşvik ettiğini söyleyen bir AB ile karşı karşıyayız, diğer yanda Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da darbelere sessiz kalan ve darbecilere destek veren bir AB ile.

AB’nin ABD’ye yönelik politikası da ikilemlerle kuşatılmış durumda.

Biden’ın başkan olmasıyla Trans-Atlantik ilişkinin normalleşeceğini düşünenler de Avrupalılar, Trump sonrasında artık Avrupa’nın kendine özgü bir savunma ve güvenlik politikasına sahip olma zamanının geldiğini savunanlar da.

ABD ile Rusya’dan gelen tehditler konusunda iş birliğini artırmayı savunanlar da Avrupalılar, Kuzey Akım 2 projesini Washington’un karşı çıkmasına rağmen tamamlamak isteyenler de.

Avrupa’nın dış politikasındaki ikilemleri çözmesi zor görünüyor…

[TÜHA Haber Ajansı, 27 Şubat 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.