enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
01:08 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kadına şiddet, insanlığa ihanettir!
00:54 Soykırımcı İsrail’den yeni skandal: Yargısız idam
00:44 Türkiye’nin Gazze’de barış sürecine liderlik etmesi, İsrail’in bölgesel hesaplarını zorluyor…
00:32 11. Yargı Paketi bugün Meclis’e sunulacak
00:23 Spekülatif fiyat hareketlerinin önüne geçiliyor…
00:10 Siyasi dalgalanmalara ve yaptırımlara rağmen, İran – Türkiye arasındaki ticaret son yirmi yıldır artış trendinde…
22:14 Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nce bu geceden itibaren Serbest Rota Hava Sahası uygulamaya başlayacak…
19:30 Okuma kültürü – Okuma alışkanlığı 
10:33 Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Gazzeli kadınlara yönelik barbarlık hak ettiği tepkiyi görmedi”
00:57 Katil İsrail şiddetin neticesinde son 2 yılda Filistin topraklarında 33 bin kadın ve kız çocuğu hayatını kaybetti…
00:56 MHP Genel Başkanı Bahçeli: Heyetin, İmralı ziyareti tarihi bir gelişmedir
00:47 İngiltere’nin başkenti Londra’ya turist vergisi geliyor
00:47 MSB: Kadına yönelik şiddetle mücadelede 1 milyonu aşkın personele eğitim verdik
00:46 Kandil mi İmralı mı? 27 Şubat Çağrısının Güç Dengelerine Etkisi
00:45 Bakan Göktaş: Kadına yönelik şiddete karşı mücadeleyi en üst seviyede sürdüreceğiz
00:41 Yeni Zelanda 2050’ye kadar 2.5 milyon kediyi öldürecek
00:37 İmamoğlu Suç Örgütü’ne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianame kabul edildi..
00:34 MİT Başkanı Kalın’dan Gazze diplomasisi
00:16 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Toplumun temeli olan ailelerin de kilit taşı kadındır
00:14 Kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir adım daha atıldı…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Prof. Dr. Yusuf Demir, “Yağış miktarının 2050’ye kadar yüzde 25 azalacağı öngörülmektedir”

Prof. Dr. Yusuf Demir, “Yağış miktarının 2050’ye kadar yüzde 25 azalacağı öngörülmektedir”
28.02.2025
A+
A-

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, Türkiye’deki arazilerin yüzde 47’sinin erozyon nedeniyle çölleşme riski altında bulunduğunu söyledi.

TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency

Demir, gazetecilere, Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’nin 17 Haziran 1994’te kabul edilmesinden bu yana her yıl 17 Haziran’ın Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü olarak kutlandığını hatırlattı.

Dünyada gıda ihtiyacının yüzde 95’inin topraktan karşılandığına dikkati çeken Demir, “Birçok araştırmada, tarım yapılabilir 50 santimetrelik toprağın oluşma sürecinin yaklaşık 20 bin yılı bulduğu söyleniyor. Oysa tüketimin dayanılmaz hafifliğine kapılmış insanoğlu, elindeki bu değerin kıymetini maalesef tam olarak bilmiyor ve yeterince koruyamıyor.” dedi.

Türkiye’nin 783 bin kilometrekarelik alanının yaklaşık yüzde 80’inin tarım ve orman alanı olduğuna işaret eden Demir, “Bilindiği gibi su zengini bir ülke değiliz. Kurak bir coğrafyada yaşıyoruz. Çölleşme hassasiyet haritamıza göre sahip olduğu iklim ve topoğrafya şartlarına bağlı olarak ülkemizin yaklaşık dörtte biri yüksek çölleşme riski altındadır. Ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz havzası, iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgeler arasındadır.” ifadesini kullandı.

“Yağış miktarının 2050’ye kadar yüzde 25 azalacağı öngörülmektedir”

Demir, toprak kaynakları üzerinde sessiz bir felaket olan çölleşme, arazi tahribatı ve kuraklıkla etkin mücadelenin dünyanın en önemli görevlerinden biri olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Bu nedenle ülkemizin ulusal kalkınmasına ve gelişmesine negatif etkisinden dolayı çölleşme ile mücadele, temel stratejilerden biri haline gelmiştir. Türkiye’deki arazilerin yüzde 47’si çölleşme riski altında. Bunun ana nedeni erozyondur. Türkiye’de yapılan tahminlere göre yıllık 640 milyon ton civarında toprak kaybolmaktadır. Üst kısmını kaybettiğinizde toprak giderek verimsizleşmekte, üretimi artırmak için de sürekli kimyasal gübre kullanmak zorunda kalınmaktadır. Bunun sonucunda toprak ciddi zarar görmekte, çevre kirlenmektedir. Dünyada ve ülkemizde yağış miktarının 2050’ye kadar yüzde 25 azalacağı öngörülmektedir. Su fakirliği sınırında olan ve su stresi yaşayan ülkelerdeniz. Nüfus artışı ve yağışın azalmasıyla su fakirliği çeken ülkelerden olacağız. O yüzden suyu çok tasarruflu kullanmamız gerekmektedir.”

Çölleşmeyle mücadelenin temelinde doğru ve uzun vadeli arazi planlaması, su kaynaklarının ve tarım alanlarının korunması geldiğini anlatan Demir, şunları kaydetti:

“Erozyona uygun arazilerde teraslama, ağaçlandırma, rüzgar kıranlar kurmak gibi ıslah çalışmalarını yapılması zorunludur. Küresel iklim değişikliğiyle beraber Türkiye’de tarım desenlerinde ve tarım yapılan yerlerde değişiklik beklenmektedir. Bu değişikliklerin ve bölgesel dağılımlarının belirlenip şimdiden planlama yapmak önemlidir. Çölleşmeyle mücadelede yerelden ulusala topyekun iş birliği gerekmektedir. Toprak ve su, tüm canlıların yaşam kaynağıdır. Bu kaynaklar, ne yazık ki hızla yaşlanan ve kirlenen dünyamızda sınırsız ve tükenmez değildir. Gelecek nesillere yaşanabilir ve sürdürülebilir bir dünya bırakmak, hepimizin sorumluluk ve görevidir.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.