enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
21:38 Erdoğan: 350 bininci yuvamızı teslim etmenin gururunu yaşıyoruz
00:48 Kitap: 1944 Ahıska Sürgünü: Son Tanıklar
00:11 Ankara’nın devreye girdiği Refah’taki Tünel Krizi için ABD-Türkiye’nin Ortak Hamlesi
00:01 Zorunlu kış lastiği uygulaması bugün başladı…
19:39 Ahıska Türklerinin sürgün edilişinin 81. yılı
07:50 İklim krizi, mevcut eşitsizlikleri, adaletsizlikleri açığa çıkaran ve derinleştiren bir “risk çarpanı”…
07:46 Adı terörle anılan Gabar Dağı, şimdi enerjide önemli bir nokta…
07:30 Tarihi komisyon 18 Kasım’da toplanacak
07:16 Gazeteci Mustafa Salman’ın, Küresel Gazeteciler Konseyi 5. Küresel Medya Çalıştayı izlenimleri…
07:16 Babam Prof. Dr. İbrahim Hakkı Atun!…
07:01 Romanya Dışişleri Bakanı Oana Toiu’nun Ankara Ziyareti ve Türkiye-Romanya Güvenlik İlişkilerinde Gelişmeler
02:55 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye’nin Kıbrıs davasındaki duruşunun her zaman net…
22:23 Gürcistan-Azerbaycan sınırında düşen “C130” tipi askeri kargo uçağında şehit olan askerlerin naaşları Ankara’ya getirildi…
12:48 MSB: Envanterdeki C-130 uçaklarının uçuşları tedbiren durduruldu
09:38 Gelenekle modernlik arasında köprü kuran kadın sufiler!
00:34 Bakan Işıkhan, “2025 yılı Ağustos ayı itibarıyla belediyelerin, SGK’ye toplam borcu 234,2 milyar lira”
00:12 Sağlık hizmetlerindeki tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerine köklü değişiklik
17:28 Düşen askeri kargo uçağında 20 askerimiz şehit oldu
07:57 Adana’da Kocaeli Şehir Tiyatroları’nın “Üç Jokerli Konken’i” adlı oyununa büyük ilgi… 
07:57 Aon Türkiye 30.Yıl Risk Zirvesi’nde iş dünyasının gündemindeki ilk 10 risk paylaşıldı
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Prof. Dr. Yusuf Demir, “Yağış miktarının 2050’ye kadar yüzde 25 azalacağı öngörülmektedir”

Prof. Dr. Yusuf Demir, “Yağış miktarının 2050’ye kadar yüzde 25 azalacağı öngörülmektedir”
28.02.2025
A+
A-

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, Türkiye’deki arazilerin yüzde 47’sinin erozyon nedeniyle çölleşme riski altında bulunduğunu söyledi.

TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency

Demir, gazetecilere, Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’nin 17 Haziran 1994’te kabul edilmesinden bu yana her yıl 17 Haziran’ın Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü olarak kutlandığını hatırlattı.

Dünyada gıda ihtiyacının yüzde 95’inin topraktan karşılandığına dikkati çeken Demir, “Birçok araştırmada, tarım yapılabilir 50 santimetrelik toprağın oluşma sürecinin yaklaşık 20 bin yılı bulduğu söyleniyor. Oysa tüketimin dayanılmaz hafifliğine kapılmış insanoğlu, elindeki bu değerin kıymetini maalesef tam olarak bilmiyor ve yeterince koruyamıyor.” dedi.

Türkiye’nin 783 bin kilometrekarelik alanının yaklaşık yüzde 80’inin tarım ve orman alanı olduğuna işaret eden Demir, “Bilindiği gibi su zengini bir ülke değiliz. Kurak bir coğrafyada yaşıyoruz. Çölleşme hassasiyet haritamıza göre sahip olduğu iklim ve topoğrafya şartlarına bağlı olarak ülkemizin yaklaşık dörtte biri yüksek çölleşme riski altındadır. Ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz havzası, iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgeler arasındadır.” ifadesini kullandı.

“Yağış miktarının 2050’ye kadar yüzde 25 azalacağı öngörülmektedir”

Demir, toprak kaynakları üzerinde sessiz bir felaket olan çölleşme, arazi tahribatı ve kuraklıkla etkin mücadelenin dünyanın en önemli görevlerinden biri olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Bu nedenle ülkemizin ulusal kalkınmasına ve gelişmesine negatif etkisinden dolayı çölleşme ile mücadele, temel stratejilerden biri haline gelmiştir. Türkiye’deki arazilerin yüzde 47’si çölleşme riski altında. Bunun ana nedeni erozyondur. Türkiye’de yapılan tahminlere göre yıllık 640 milyon ton civarında toprak kaybolmaktadır. Üst kısmını kaybettiğinizde toprak giderek verimsizleşmekte, üretimi artırmak için de sürekli kimyasal gübre kullanmak zorunda kalınmaktadır. Bunun sonucunda toprak ciddi zarar görmekte, çevre kirlenmektedir. Dünyada ve ülkemizde yağış miktarının 2050’ye kadar yüzde 25 azalacağı öngörülmektedir. Su fakirliği sınırında olan ve su stresi yaşayan ülkelerdeniz. Nüfus artışı ve yağışın azalmasıyla su fakirliği çeken ülkelerden olacağız. O yüzden suyu çok tasarruflu kullanmamız gerekmektedir.”

Çölleşmeyle mücadelenin temelinde doğru ve uzun vadeli arazi planlaması, su kaynaklarının ve tarım alanlarının korunması geldiğini anlatan Demir, şunları kaydetti:

“Erozyona uygun arazilerde teraslama, ağaçlandırma, rüzgar kıranlar kurmak gibi ıslah çalışmalarını yapılması zorunludur. Küresel iklim değişikliğiyle beraber Türkiye’de tarım desenlerinde ve tarım yapılan yerlerde değişiklik beklenmektedir. Bu değişikliklerin ve bölgesel dağılımlarının belirlenip şimdiden planlama yapmak önemlidir. Çölleşmeyle mücadelede yerelden ulusala topyekun iş birliği gerekmektedir. Toprak ve su, tüm canlıların yaşam kaynağıdır. Bu kaynaklar, ne yazık ki hızla yaşlanan ve kirlenen dünyamızda sınırsız ve tükenmez değildir. Gelecek nesillere yaşanabilir ve sürdürülebilir bir dünya bırakmak, hepimizin sorumluluk ve görevidir.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.