enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
20:34 400 yıllık dostluk ‘Ortak Miras’ sergisiyle taçlandı
09:29 1 Ocak’ta İstanbul’dan dünyaya “Gazze” mesajı verilecek
00:59 KGK: Basın özgürlüğü; sorumsuzluk, ahlaki çöküş ve kamuoyunu yanıltma özgürlüğü değildir
00:51 Mahkeme Afşin-Elbistan’daki Termik Santralın Emisyon Verilerinin Açıklanmasını Hükmetti
00:43 ABD ve İngiltere’de sağ çizgide yayın yapan üç gazete, İsrail eleştirisi yazara bedel ödetti…
00:33 Soğuğa yazılan destan: Sarıkamış Harekatı
00:31 Gazze’de ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına neden geçilemiyor?
00:29 Mehmet Uçum: 27 Şubat çağrısı bağlayıcıdır ve o çerçevenin dışına çıkılmamalıdır
00:26 Büyükşehir, en güzel şarkılarla 2025’i uğurladı..
00:26 Cezaevindeki 4 bin 200 PKK-KCK’lı için kademeli düzenleme: Suça karışmamış 950-1.050 PKK’lı eve dönüş yolunda mı?
00:25 Petrol Ofisi Grubu’nun İstanbul Havalimanı güzergâhındaki istasyonu hizmete açıldı
00:16 Dışişleri Bakanı Fidan, “SDG belli faaliyetlerini İsrail ile koordinasyon içinde yürütüyor”
00:13 ‘İş Operasyonları’ kategorisinde 2025 Hackett İnovasyon Ödülleri
00:11 Terör örgütü katil İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde saldırılar gece-gündüz devam ediyor…
00:09 Türkiye’nin İlk ve Tek Uluslararası Mücevher Fuarı’na Ziyaretçi Kayıtları Başladı…
00:02 Zayıflama iğnelerini bırakanlar neler yaşıyor?
00:02 Hollanda’da koalisyon krizi olur ve dışarıdan bir başbakan aranırsa, aranan kesinlikle Günay Uslu olur…
00:01 MİT’ten yurt dışında DEAŞ operasyonu: İntihar eylemcisi yakalandı
00:01 CHP Jön Türk, Meşrutiyet, Milli Mücadele Birikiminin Sahibi mi Hasmı mı? -II-
11:26 Petrolde Venezuela gerilimi: Arz endişesi fiyatları yükseltti
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Prof. Dr. Yusuf Demir, “Yağış miktarının 2050’ye kadar yüzde 25 azalacağı öngörülmektedir”

Prof. Dr. Yusuf Demir, “Yağış miktarının 2050’ye kadar yüzde 25 azalacağı öngörülmektedir”
28.02.2025
A+
A-

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, Türkiye’deki arazilerin yüzde 47’sinin erozyon nedeniyle çölleşme riski altında bulunduğunu söyledi.

TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency

Demir, gazetecilere, Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’nin 17 Haziran 1994’te kabul edilmesinden bu yana her yıl 17 Haziran’ın Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü olarak kutlandığını hatırlattı.

Dünyada gıda ihtiyacının yüzde 95’inin topraktan karşılandığına dikkati çeken Demir, “Birçok araştırmada, tarım yapılabilir 50 santimetrelik toprağın oluşma sürecinin yaklaşık 20 bin yılı bulduğu söyleniyor. Oysa tüketimin dayanılmaz hafifliğine kapılmış insanoğlu, elindeki bu değerin kıymetini maalesef tam olarak bilmiyor ve yeterince koruyamıyor.” dedi.

Türkiye’nin 783 bin kilometrekarelik alanının yaklaşık yüzde 80’inin tarım ve orman alanı olduğuna işaret eden Demir, “Bilindiği gibi su zengini bir ülke değiliz. Kurak bir coğrafyada yaşıyoruz. Çölleşme hassasiyet haritamıza göre sahip olduğu iklim ve topoğrafya şartlarına bağlı olarak ülkemizin yaklaşık dörtte biri yüksek çölleşme riski altındadır. Ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz havzası, iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgeler arasındadır.” ifadesini kullandı.

“Yağış miktarının 2050’ye kadar yüzde 25 azalacağı öngörülmektedir”

Demir, toprak kaynakları üzerinde sessiz bir felaket olan çölleşme, arazi tahribatı ve kuraklıkla etkin mücadelenin dünyanın en önemli görevlerinden biri olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Bu nedenle ülkemizin ulusal kalkınmasına ve gelişmesine negatif etkisinden dolayı çölleşme ile mücadele, temel stratejilerden biri haline gelmiştir. Türkiye’deki arazilerin yüzde 47’si çölleşme riski altında. Bunun ana nedeni erozyondur. Türkiye’de yapılan tahminlere göre yıllık 640 milyon ton civarında toprak kaybolmaktadır. Üst kısmını kaybettiğinizde toprak giderek verimsizleşmekte, üretimi artırmak için de sürekli kimyasal gübre kullanmak zorunda kalınmaktadır. Bunun sonucunda toprak ciddi zarar görmekte, çevre kirlenmektedir. Dünyada ve ülkemizde yağış miktarının 2050’ye kadar yüzde 25 azalacağı öngörülmektedir. Su fakirliği sınırında olan ve su stresi yaşayan ülkelerdeniz. Nüfus artışı ve yağışın azalmasıyla su fakirliği çeken ülkelerden olacağız. O yüzden suyu çok tasarruflu kullanmamız gerekmektedir.”

Çölleşmeyle mücadelenin temelinde doğru ve uzun vadeli arazi planlaması, su kaynaklarının ve tarım alanlarının korunması geldiğini anlatan Demir, şunları kaydetti:

“Erozyona uygun arazilerde teraslama, ağaçlandırma, rüzgar kıranlar kurmak gibi ıslah çalışmalarını yapılması zorunludur. Küresel iklim değişikliğiyle beraber Türkiye’de tarım desenlerinde ve tarım yapılan yerlerde değişiklik beklenmektedir. Bu değişikliklerin ve bölgesel dağılımlarının belirlenip şimdiden planlama yapmak önemlidir. Çölleşmeyle mücadelede yerelden ulusala topyekun iş birliği gerekmektedir. Toprak ve su, tüm canlıların yaşam kaynağıdır. Bu kaynaklar, ne yazık ki hızla yaşlanan ve kirlenen dünyamızda sınırsız ve tükenmez değildir. Gelecek nesillere yaşanabilir ve sürdürülebilir bir dünya bırakmak, hepimizin sorumluluk ve görevidir.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.